Fotoğrafçı tarihe tanıklık edendir

Her fotoğrafın bir de arka planı, sizin görmediğiniz tarafı vardır ve onu en iyi çeken bilir. İBB Kültür’ün sergisi, Atatürk’ün o çok bildiğimiz fotoğraflarının hangi koşullar altında çekildiğini anlatması açısından tarihe ışık tutuyor.

Fotoğrafçı tarihe tanıklık edendir
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.11.2020 - 02:00

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Servisi’nin 10 Kasım günü açılışını yaptığı “Atatürk Fotoğraflarının Hikâyesi” sergisinin sergiden çok daha önemli bir de aynı ismi taşıyan kitabı var. Zaten önce kitap hazırlanmış ve ortaya çıkan eser öylesine anlamlı ki bunun bir de sergiyle taçlandırılması gerekir fikrine varılmış. Kitap, hepimizin, hatta bütün dünyanın, çoğunu çok iyi bildiği, tanıdığı fotoğrafların nasıl ve kimler tarafından hangi koşullarda çekildiğinin anekdotlarından oluşurken o dönemi ve tarihi olayları da kronolojik sırasıyla anlatmış oluyor. Kitabın yazarları Dr. Tuna Yılmaz, 8 bin fotoğraflık bir dijital arşivin sahibi; Tayfun Gönüllü, fotoğrafların çekiliş hikâyelerini kaleme alan gazeteci, fotoğrafçıların biyografilerini oluşturan Burçak Evren üçlüsüne proje koordinatörü Cengiz Özkarabekir katılmış. Bu kitabın sergisini proje danışmanı Cengiz Kahraman ile birlikte gezdik ama sergiden çok daha fazlası kitapta yer alıyor. Dönemin fotoğrafçılarının papyon kravatlı, takım elbiseli fotoğrafları ve o dönemde kullandıkları fotoğraf makinelerini ve malzemeleri görmek ise nostaljik.

SEÇMEKTE ZORLANDIK

Sergide 100 fotoğraf ve onları çeken 18 fotoğrafçı yer alıyor. Bu fotoğrafların öyküleriyle birlikte anlatımları ise kitapta. Ben sizlerin en çok bildiği fotoğrafları seçip bu sayfaya sığdırmaya çalışırken çok zorlandım, çoğunun hikâyesini gözyaşlarıyla okuduğum ve sergiyi gezerken hepsinin fotoğrafını çekmek istediğim için! Atatürk, hepimizin kabul ettiği gibi o kadar büyük bir deha ki gerek Kurtuluş Savaşı gerek Cumhuriyeti kurma ve devrimleri gerçekleştirme aşamasında, fotoğrafçılara, yani gazetecilere önemli bir görev vermiş: Tarihe tanıklık etmek! İki savaş fotoğrafçısını cephede sürekli yanında bulundurmuş. Fotoğrafçıların görevlerini yapabilmelerine yardımcı olmuş, yakalayamadıkları pozları tekrar vermiş, hatta TBMM çıkışı Atatürk’ün arkadaşlarıyla kapıdan çıkışını çekemediği için kenarda ağlayan fotoğrafçıyı görünce herkesi içeri sokmuş ve tekrar çıkmışlar o poz çekilsin diye! O bu tanıklığın yanında fotoğrafı bir tür halkla ilişkiler ve propaganda faaliyeti olarak da kullanmış. Ve gazeteciler, meslektaşlar, öyle naif, öyle başarılılar ki! Haydi seçtiğim fotoğraflara ve hikâyelerine bakalım, gerisini siz kitaptan okuyun!

Mustafa Kemal, Erzurum Kongresi’ne gelmiş, telgrafla padişah tarafından görevinden azledilirken kendisi ön alıp istifa ediyor. Artık asker değil, kıyafetini çıkarması lazım. Ama sivil kıyafeti de yok. 8 Temmuz 1919. Erzurum Valisi’ne gidiyorlar, zor zamanlar kimsenin fazla kıyafeti yok. Ondan merasimlerde giydiği bir jaketatay buluyor, bir başkasından bir gömlek, diğerinden pantolon ama bol geliyor, alayın terzisi daraltıyor! Erzurum’da yayımlanan Albayrak gazetesinin fotoğrafçısı gelip fotoğrafı çekecek, vereceği poz için uğraşıyorlar. Kılıç yok ya, biri eline bir tespih veriyor, öbür elinde sigarası. Erzurum Kongresi öncesi ilk sivil kıyafetli fotoğrafı böylece çekiliyor!

Atatürk’ün yeniçeri kıyafetli fotoğrafını görmemiş olan yoktur. Yarbay Mustafa Kemal, Mayıs 1914’te Sofya’da ataşe militer. Bulgarların milli günlerinde herkesin milli kıyafetiyle katılmasının istendiği bir baloya davet ediliyor. İstanbul’dan müzeden bir yeniçeri kıyafeti gönderilmesini sağlıyor. Kıyafeti aksesuvarlarıyla birlikte giyinip kuşanarak baloya gidiyor, herkes bu albenili askere hayranlıkla bakarken Bulgar Kralı Ferdinand’ın bile ilgisini çekiyor. Kral, kendisini yanına çağırıp kutluyor ve gümüş bir tabaka armağan ediyor. Mustafa Kemal’in bu kıyafeti birinci seçilmekle kalmıyor, baloda Bulgar başbakanının kızıyla yaptığı danslarla da dans yarışmasında ödül kazanıyor! Fotoğrafı ise kendisini evine davet eden İspanya Maslahatgüzarı çekiyor ve fotoğraf yıllar sonra “Foto Süreyya” tarafından renklendiriliyor.

Dünyanın en ünlü haftalık haber dergisi TIME’ın kapağında ilk kez bir Türk yer alıyor: Mustafa Kemal Paşa! 24 Mart 1923’teki fotoğraftan 4 yıl sonra TIME dergisi ikinci kez kapağına Mustafa Kemal’i koyuyor: Bu kez savaştan çıkmış bir ülkenin yüzde 8.5’lik ekonomik büyüme başarısını göstermek için. Kullandıkları fotoğraf, Mustafa Kemal’in en sevdiğim dediği, Esat Tengizman’ın Dumlupınar’da Meçhul Asker Anıtı’nın temel atma töreninde çektiği fotoğraf.

Atatürk’ün, Ekrem İmamoğlu’nun odasında da asılı duran çok etkileyici bu pozu, vatandaşını dinlerken yüzündeki endişeli ve üzgün haliyle dikkat çekiyor. Fotoğraf, Cumhuriyet gazetesi muhabiri Cemal Işıksel’in, tarih 21 Kasım 1930, Tokat Belediye Meydanı’nda halkla buluşmada tütün üreticilerinin sıkıntılarını anlattıkları bir kare. Tütünler bozuk, TEKEL almıyor, üretici şikâyetçi!

Gazeteciler, dönemin efsane fotomuhabirleri: Faik Şenol, Ali Ersan, Hilmi Şahenk, Namık Görgüç ve Selahattin Giz.

Atatürk, kırgın olduğu İstanbul’a uzun yıllar gelmez. Geldiği zaman da hep Haydarpaşa’yı ve sonda denizyolunu tercih eder. Haydarpaşa Garı’ndan çıkmış, kendisini bekleyen Söğütlü Yatı’na ilerlerken yanında çok şık üç hanım var ve yaveri Salih Bozok. Fotoğrafları çeken Faik Şenol ve pozlar film karesi gibi! 

Sabah saatleri. Afyon Kocatepe. Büyük Taarruz başlamak üzere. Askerler şehadet namazı kılıyor. Mustafa Kemal, kayalık tepenin ucunda, hafifçe eğilmiş, Nâzım’ın şiirinde yazdığı gibi bıraksalar ince uzun bacaklarının üzerinde bir kısrak gibi yaylanarak ovaya atlayacak! Askeri fotoğrafçı Etem Tem, hafızalara kazınan o müthiş kareyi çekiyor!

Son fotoğraf sergide olup kitapta olmayan bir fotoğraf. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Ankara’dan trenle Haydarpaşa Garı’na geliyor. İstanbullular onu karşılamak için garda. Küçük bir kız Mustafa Kemal’e yaklaşıp ona bir mektup veriyor. Bu anı Cumhuriyet Gazetesi foto muhabiri Namık Görgüç görüntülerken iki meslektaşı Hilmi Şahenk ve Faik Şenol da kadraja giriyor. 

Sağ arkada, beyaz saçlı, bastonlu olan da Yunus Nadi! Tarih; 12 Ocak 1932. 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler