Grevi ertelenen İZBAN işçileri: Hem iktidar, hem muhalefet grevimizi siyaseten kullanıyor
İzmir Banliyö Taşımacılığı Sistemi Ticaret AŞ'ye bağlı iş yerlerinde 10 Aralık'ta başlatılan grev, dün Cumhurbaşkanlığı kararıyla ertelendi. Grevin yerel seçimler yaklaşırken yapılması ise beraberinde "grev siyasi mi?" tartışması başlattı. BBC Türkçe'ye konuşan İZBAN işçileri "geçinemediğimiz için grevdeyiz" diyor. Konuyla ilgili merak edilenleri derledik.
İzmir Banliyö Taşımacılığı Sistemi Ticaret AŞ'ye (İZBAN) bağlı iş yerlerinde 10 Aralık'ta başlatılan grev, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün Resmi Gazete'de yayınlanan kararı ile 60 gün süreyle ertelendi.
Karara gerekçe olarak grevin "şehir içi toplu taşıma hizmetlerini bozucu nitelikte görülmesi" gösterildi. Grevin ertelenmesiyle İZBAN seferleri bugün itibariyle normale döndü.
Ancak grevin AKP'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Nihat Zeybekci'nin "Bu çile en kısa zamanda bitecek" tweeti sonrası Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile ertelenmesi, hem sendika ve yerel siyasetçiler arasında, hem de sosyal medyada bazı tartışmalara neden oldu.
Demiryol-iş Sendikası ve konuştuğumuz işçiler, demokratik haklarının ellerinden alındığını ve grevin hem iktidar hem de muhalefet partisi tarafından siyaseten kullanıldığını söylüyor.
CHP'li yetkililer grevin "politik" olduğunu ima eden ve AKP'yi grevden siyasi olarak faydalanmakla suçlayan açıklamalar yapıyor.
BBC Türkçe'ye konuşan AKP İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Nihat Zeybekçi ise sorunun çözümü için uğraştıklarını ve diğer tarafların grev üzerinden siyasi rant elde etmeye çalıştıklarını ifade ediyor.
Süreçte yaşananları ve merak edilen soruları derledik:
İşçiler neden greve gitti?
İZBAN işçileri, maaşlarının Türkiye'nin diğer büyük şehirlerindeki raylı ulaşım işçilerinin maaşlarının altında olmasını gerekçe göstererek zam talebinde bulunmuştu.
Yüzde 50'si Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları'na (TCDD), yüzde 50'si de İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ait olan İZBAN önce işçilere yüzde 21'lik bir teklifte bulundu.
Zam oranını kabul etmeyen İZBAN'ın 343 personeli, 10 Aralık günü greve başladı.
Ardından İZBAN zam oranını güncelledi ve 27 Aralık'ta yapılan açıklamada, grevin "hemen sonlandırılması" şartıyla ve ilk öneriye göre 4 puanlık artışla ortalama yüzde 26 zam önerisinde bulunulduğu ancak Demiryol-İş Sendikası'nın greve devam etme kararı verdiği belirtildi.
Kurulduğu 2010 yılından bu yana İZBAN'da çalışan işçi Ahmet Güler, Güler, yüzde 26'lık zam teklifini neden reddettiklerini şöyle açıklıyor: "Yüzde 26'lık zam teklifi, direkt/sabit maaşımıza yapılacak bir zam değil, ek ücretlerimizi de kapsayan bir yüzde 26ydı. İkramiye, yakacak yardımı, iş riski gibi ödemelerin tamamını kapsayan bir teklifti. Bu yüzden diğerine göre aşağı yukarı 180 Lira eksik bir teklifti."
Yüzde 30 zam teklif edildi mi?
Konuyla ilgili en çok tartışılan noktalardan biri de işçilere yüzde 30 zam teklifi yapıldığı ama işçilerin bunu kabul etmediği iddiaları.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu 2 Ocak'ta Twitter hesabından "Bugün Metro A.Ş.'ye giderek işçilerimiz ve sendikacılarla görüştüm. Metro için yüzde 25, İZBAN için de ortağımız TCDD'ye götüreceğim yüzde 30 zam teklifimiz maalesef kabul görmedi." açıklamasını yapmıştı.
https://twitter.com/bskazizkocaoglu/status/1080508729492193280
Ancak Demiryol-İş İzmir Şubesi Müdürü Ervüz grev erteleme kararı sonrası BBC Türkçe'ye yaptığı açıklamada, "Aziz Kocaoğlu bize yüzde 30 teklif vermedi. Metro'da yüzde 25'i kabul etseydik 'yüzde 30 önerecektim' dedi. Dün (7 Ocak) arkadaşlarımız yüzde 30'a da razı oldular ama ortada şimdi bu teklifler de yok" diye konuştu.
Grev nasıl siyasi boyut kazandı?
Grevin 31 Mart'taki yerel seçimler öncesine denk gelmesi ve AKP'nin CHP'de olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazanmak istemesi, grev yapan işçilerin hem CHP'li yetkililer hem de bazı sosyal medya kullanıcıları tarafından "siyaset yapmakla" suçlanmasına neden oldu.
İzmir'in CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 2 Ocak'ta Twitter'dan yaptığı açıklamada "Grev haktır ama işverenin verebileceği en iyi orandaki zamma karşılık vatandaşları mağdur etmek, onların toplu ulaşım hakkını ellerinden almak ve bunu sadece İzmir'de yapmak, aklımıza farklı senaryolar getiriyor" demişti.
CHP Milletvekili ve DİSK eski Genel Başkanı olan Kani BEKO da 7 Ocak'ta "İZBAN Grevi amacından saptırıldı. Greve gidilmesinin asıl nedeni yerel seçim öncesi İzmir'de ulaşımın felç olması ve Büyükşehir'in beceriksizlikle suçlanmasıdır, yani politiktir" açıklamasını yapmıştı.
Tartışma, AKP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekci'nin 7 Ocak'ta Twitter'dan attığı "Bu çile en kısa zamanda bitecek!" mesajı ve hemen ardından grevin Cumhurbaşkanlığı kararıyla ertelenmesiyle alevlendi.
https://twitter.com/ZeybekciNihat/status/1082266560113328128
Hak mücadelesi verdiklerine ve mevcut maaşlarıyla geçinemediklerine vurgu yapan işçiler ise "siyasi oyun" yorumlarına tepkili.
Demiryol-İş Sendikası İzmir Şube Müdürü Hüseyin Ervüz, siyasi malzeme olmadıklarını, sadece ekmeklerinin peşinde olduklarını söylüyor; "İktidar madem ki bu erki kullanacaktı, insanlar birinci gün greve çıktıklarında erteleselerdi, o zaman bu ertelemenin sonucu itibariyle bu insanlar 29 gün ücret kaybetmezdi. İnsanlar kart ödemelerini yapamadı, icralık oldu... Ondan sonra denildi ki 'biz grevi erteliyoruz'. Erteleyeceksen o zaman burada şu çıkıyor ortaya; siyaseten bizim grevimizi perde arkasında kullandılar ve bu kullanım sonucu grevi şimdi ertelediler. O zaman art niyet ararız bir bunun içerisinde."
İkramiyelerle birlikte 2 bin 450 lira maaş aldığını belirten işçi Ahmet Güler'e göre de hem iktidar hem de muhalafet partisi İZBAN işçilerini siyasete dahil etti:
"Her yerde siyasetle işimiz olmadığını, sadece ekmek mücadelesi verdiğimizi söyledik ama grevimizi siyasete çekenlerden biri iktidar partisi, diğeri de ana muhalefet partisi olunca, onlar kadar güçlü olamadık tabii ki."
İZBAN işçisi Güler, grevin "siyasi oyun" iddialarıyla itham edilmemesi için greve başlamadan önce CHP Genel Merkeze gittiklerini şöyle anlatıyor:
"Grev yapan arkadaşlarımızın neredeyse tamamı Cumhuriyet Halk Partisi seçmeni. Kaldı ki biz greve gitmeden 3 ay önce, olmayan paramızla aramızda para toplayıp arabamıza benzin aldık, Ankara'ya CHP Genel Merkezi'ne gittik. Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba'ya, 'Eğer greve gidersek burada en çok zarar görecek siyasi parti CHP olur' dedik ve toplu iş sözleşmesi için yardım istedik. Ağbaba bizi hiç umursamadı, sadece 2 dakikasını bize ayırdı. ;Hazırladığımız evraklara bile bakmaya tenezzül etmedi. Biz üzerimize düşen vazifeyi yaptık çünkü biliyorduk ki greve çıktığımızda siyaset yapmak ile yargılanacaktık."
Genel Başkan Yardımcısı ve Emek Büroları Koordinatörü Veli Ağbaba ise İZBAN işçileriyle 'ilgilenmediğinin' gerçeği yansıtmadığını söylüyor ve 'Grev, işçinin en temel anayasal hakkıdır' diyor ve grevin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile ertelenmesinin doğru olmadığını belirtiyor.
"TCDD görüşmelere katılmıyor"
Grevin siyasi tartışmaya tartışmalara açık olmasının bir diğer nedeni de İZBAN'ın yüzde 50 ortağı olan TCDD'nin sözleşme görüşmelerine katılmaması.
İzmir'in CHP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İZBAN'da 2 yıl önce toplu iş sözleşme sürecini belediye olarak yürüttüklerini, bu sene ise bu süreci TCDD Genel Müdürlüğünün yürütmesi konusunda talebinin olduğunu söylemişti.
CHP İzmir Milletvekili Beko da Cumartesi günü yaptığı açıklamada, İZBAN grevinin asıl muhatabının Ulaştırma Bakanlığı olduğunu söylemiş, "Greve gidilmesinin asıl nedeni yerel seçim öncesi İzmir'de ulaşımın felç olması ve Büyükşehir'in beceriksizlikle suçlanmasıdır, yani politiktir. Bu sorunun asıl sorumlusu Ulaştırma Bakanlığıdır, AKP iktidarıdır" ifadelerini kullanmıştı.
BBC Türkçe'ye konuşan Ağbaba da "Bizim kuşkumuz şu ki, TCDD yönetiminin bilerek toplu sözleşme konusunda ipe un serdiğini düşünüyoruz" diyor.
Demiryol-İş Sendikası'ndan Ervüz de kendilerine TCDD tarafından hiçbir öneri getirilmediğini söylüyor; "Sadece geçen Cuma günü TCDD Genel Müdürü İsa Bey doğrudan doğruya şöyle dedi, 'Yaptığımız teklifi gelin kabul edin, bu teklif güzel bir tekliftir' dedi, yüzde 26'lık teklifi savundu bize".
AKP'nin İzmir adayı Nihat Zeybekçi: Greve müdahale etmek zorundaydık
BBC Türkçe'nin sorularını yazılı olarak yanıtlayan Nihat Zeybekci, İZBAN grevinin İzmir şehir ulaşımında büyük bir mağduriyet yarattığını ve müdahale etmek zorunda kaldıklarını söylüyor:
"Hükümetimiz tarafından asgari ücrete %26 gibi yüksek bir zam yapılmasının ardından İZBAN işçilerine de bu oranda teklifte bulunuldu. Bunun kabul edilmesi iki tarafın da lehine olabilirdi."
"Selçuk'tan Aliağa'ya uzanan 131 kilometrelik İZBAN hattını yüzbinlerce vatandaşımız kullanıyor. İzmirliler hat boyunca işyerlerine, evlerine hızlı şekilde ulaşıyordu. Ancak grevle birlikte bu kolaylıktan mahrum kaldılar. Biz tarafların anlaşması için bekledik. Ancak geçen sürede mağduriyet o kadar büyüdü ki, artık müdahale etmek zorundaydık."
Zeybekci, İzmirlilerden kendisine gelen şikayetleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'a ilettiğini şöyle anlatıyor:
"İzmirlilerden bana gelen mesajların hepsi de bu eziyetin bitmesi, mağduriyetin son bulmasına yönelikti. Ben de tüm bu şikayetleri Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettim. Sayın Cumhurbaşkanımız da, 'kimsenin vatandaşı sersefil yapmaya hakkı yok' diyerek gerekeni yapacağını ifade etti. Bunun üzerine de grevi 2 ay erteleyen bir kararname çıkardı. Bizim amacımız İzmirlinin rahat etmesi ve bu ulaşım çilesinden kurtulmasıydı."
Zeybekci ayrıca grev sürecinde kimseyi hedef göstermediklerini ve 'bazı kesimlerin' grevden AKP'yi sorumlu tuttuğunu söylüyor:
"Biz hiçbir zaman kimseyi suçlamadık, kimseyi zan altında bırakmadık. "Grevi şu başlattı, bu başlattı, bu öncülük etti" demedik. Ancak, İzmir'de bazı kesimler olumsuz algı yaratarak grevin başlatıcısı AK Parti ve hükümetmiş gibi göstermek istedi. Bu yolla da İzmir halkını kandırmaya çalıştı."
Demiryol-İş daha önce de greve gitti mi?
Sosyal medyada özellikle işçilerin tren kazaları sonrası tepki gösterip greve gitmeyip, maaşlar üzerinden greve gitmesini eleştiren mesajlar yer aldı.
Demiryol-İş Sendikası İzmir Şube Müdürü Hüseyin Ervüz "70 yıla yakın geçmişimizde yaşadığımız onca zorluğa, onca krizlere rağmen 3 kez grev yapmak zorunda kaldık. Bunların ikisi İZBAN'da" dedi.
Ervüz "Biz Demiryol-İş Sendikası olarak grev seven bir sendika değiliz. İZBAN çalışanları karınlarını doyuracak ücret almak için grev yapıyorlar. Hiç kimse işsizliği, ücret almadan yaşamayı başka türlü göze almaz. Demiryol-iş Sendikası'nın şu anda İZBAN işçisinin en yakınında bulunan, yaptığı toplu iş sözleşmelerinde ki o da yenilenecek, en yakınında 1000-1300 lira fark var, net. Oralarda demek ki işverenler bize veriyor parayı, biz ondan sonra sözleşme imzalıyoruz" dedi.
Türkiye'de daha önce hangi grevler ertelendi?
Grevler , 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 63'üncü maddesi gereğince ertelenebiliyor.
Söz konusu madde "Karar verilmiş veya başlanmış olan kanuni bir grev veya lokavt; genel sağlığı veya milli güvenliği, büyükşehir belediyelerinin şehir içi toplu taşıma hizmetlerini, bankacılık hizmetlerinde ekonomik veya finansal istikrarı bozucu nitelikte ise Cumhurbaşkanı bu uyuşmazlıkta grev ve lokavtı altmış gün süre ile erteleyebilir. Erteleme süresi, kararın yayımı tarihinde başlar." diyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre 1984-2015 yılları arasında kamuda 271, özelde 2069 grev yapıldı. Tabloya göre 2001-2015 yılları arasındaki grev sayısı, 1985- 2000 yıllarına göre yüzde 85 azalmış görünüyor.
AKP'nin göreve geldiği 2002 yılından bu yana ise 16 grev ertelendi.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama