Gülşah Balbay: Ben umudumu yitirmedim ya siz?

Mustafa Balbay'ın eşi Gülşah Balbay, eşinin tutuklanışının 5. yılında yaşadıklarını, hissettiklerini kaleme aldı.

Gülşah Balbay: Ben umudumu yitirmedim ya siz?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.03.2013 - 10:02

Bugün 6 Mart 2013...

Balbay, Silivri Cezaevi’ne gireli tam dört yıl oldu. Bugün de her gün olduğu gibi içimde kaynayıp coşan ayaklanma ve başkaldırıyı bir kez daha duyumsuyorum. Ve hâlâ cevabını bulamadığım o soru: “Balbay niye hâlâ içeride?”

Onsuz geçen koca dört yıl... Sınırsız bir boşluk kuyusunda yuvarlanıp durduk... Kızım Yağmur, oğlum Deniz ve ben...

Yıllarca karşımızda ne idüğü belirsiz bir güç ile körebe oynadık. Bu belirsiz gücü ete kemiğe büründüremeden...

Ve her gün çığlıklarla dışa vurulamamış yürek boğulması yaşamak... Can kurtaranımız, yaşanacak güzel günlere olan inancımız ve bizi yalnız bırakmayan dostlarımız...

Balbay, Cumhuriyet gazetesinin yıllarca Ankara Temsilciliği’ni yapmış deneyimli bir gazeteci. Şimdiye kadar hiçbir iktidara boyun eğmemiş. En büyük emeli mesleğini özgürce, korkusuzca ve çizgisinden sapmadan yapabilmek olmuş.

Şu anda hakkında ikişer ağır müebbet hapis cezası hükümeti cebir ve şiddet uygulayarak yıkmaya kalktığı için, 20 yıl ceza halkı isyana teşvik ettiği için, 10 yıl da varlığı hâlâ ispatlanamamış Ergenekon terör örgütüne üye olduğu için isteniyor.

Mahkemenin delil olarak önümüze koydukları tamamen mesnetsiz. Bilgisayarındaki notların adli kontrol sırasında tahrif edildiği TÜBİTAK tarafından rapor edildiği halde mahkeme kör, sağır... Diğer deliller ise Ankara Büro’nun santralından kaydedilen konuşmalar ve Balbay’ın kitapları... Tüm bunlar bir gazeteciyi terörist ilan etmeye yeterli mi? Tabii ki hayır. Ne yaparsınız, 2013’te ‘ileri demokrasi’den bizim payımıza düşen bunlar...

Balbay, iki sene önce mücadelesini siyasi alanda vermek üzere CHP’den aday oldu. İzmir milletvekili seçildi. O Türk kamuoyunun vicdanında çoktan beraat etti. Şimdi sıra mahkemenin kararında...

Evine oyuncak silah dahi sokmamış bir gazeteci için ‘terör suçu işlemiştir’ kararı verilirse tüm topluma hukuk yoluyla gerçek terör estirilecektir.

Hukuksuzluk, halkı sindirmek için kullanılan yıkıcı bir silah olmamalı. Kimi ne zaman, nasıl vuracağı belli olmayan bu silah gün gelir tetiği çekene dönebilir.

Siyasal iradenin itici gücü zorbalık, kin ve zulüm olursa toplumsal gelişim ve ilerleme imkânsızdır. Bu olsa olsa geriye doğru adım atmak olur. Aklı başında hiç kimsenin bunu arzu edeceğini sanmıyorum.

Medya böylesine bir başkalaşım döneminde Türkiye’yi toz pembe gösteren bir bilgisizlik yumağıyla toplumu sarmalarsa geri adımların altında tekerlek vazifesi görür. Dön dön dur... Onur kırıcı olur.

Hepimizi huzur kaçkını yaptılar. Ruhsal sürgüne mahkûm ettiler.

Egemen güçlerle aynı fikirde olmayan herkesi terörist olarak sundular. Bu gerilimi toplum ne kadar kaldırabilir?

Artık toplumsal barış ve huzurun zamanı... Ben umudumu yitirmedim. Ya siz?


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler