Güneş bile batar
Başarılı yönetmen Michael Hoffman, Soapdish’te Sabun Köpüğü (1991) pembe dizi oyuncularının açgözlülükten şehvete, öfkeden yalancılığa, sahtekarlıktan ihanete dek uzanan duygularla hareket etmelerini abartılı, komik, eğlenceli bir anlatımla, akıcı bir tempoyla, yıldız oyuncu kadrosuyla anlatıyor.
15 yıldır gündüz kuşağı pembe dizisi The Sun also Sets’te (Güneş Bile Batar) oynayan, 12 kez en iyi gündüz dizisi oyuncu adayı olan, 8 kez en iyi gündüz dizisi kadın oyuncu ödülünü kazanan Celeste Talbert (Sally Field) ABD’nin en tatlı kızıdır. Onaltı yaşındayken tek başına New York’a gelen Celeste’in şöhret merdivenlerini çıkması hiçte kolay olmamıştır. Yaşamını pembe dizilere adayan ızdırap kraliçesi Celeste 26 yıldır gösteri dünyasının içindedir. Celeste’in düşmanı, kıskananı çoktur. Çünkü onun herşeyi vardır: şan, şöhret, para, aşk, güzellik, yetenek, hayran kitlesi.
En yakın düşmanı onunla aynı dizide oynayan hırslı yardımcı kadın oyuncu Montana Moorehead’dir (Cathy Moriarty). Yaşı Celeste gibi geçkince olan Montana, rakibesi olarak gördüğü Celeste’i diziden attırmak için türlü komplolar çevirir. Güneş Bile Batar’ın yapımcısı David Barnes (Robert Downey JR), her ne kadar onun tipi olmasa da Montana’yla bir an önce yatmak için onun her dediğini yapar. Ona aşırı bir şehvet ve tutkuyla bağlıdır. Şirketin gündüz programlarının CEO’su Edmund Edwards’ın (Garry Marshall) tek amacı neşeli, eğlenceli ve ucuz bir dizi çekmektir. Edwards’a göre yarışma programları, sosis pişiren kadının reytingleri Güneş Bile Batar’ı geçmiştir.
İzleyiciyi artırmak için yeni bir atılım gereklidir. David, Celeste’in cinayet işlemesini teklif eder. Üstelik Celeste sağır ve dilsiz bir evsizi öldürecektir. Bu öneriye Celeste’in en yakın arkadaşı, sırdaşı, dizinin senaristi Rose Schwartz (Whoopi Goldberg) itiraz eder. Türban giymeyi reddeden, kendini merhum Gloria Swanson gibi hisseden Celeste yapımcı David’e yakınırken evsizi öldüreceğini öğrenince isyan etse de dizinin geleceği için sonunda kabul eder. David aynı zamanda Celeste’in 20 yıl önce setten kovduğu, yoğun bir ilişki yaşadığı Jeffrey Anderson’ı (Kevin Kline) Florida’da yaşlıların yemek yediği bir kulüpte çalıştığını öğrenir. Satıcının Ölümü’nü çatal bıçak, kavga, sesleri içinde oynamaya çalışan Jeffrey’in yanına gidip Güneş Bile Batar’a dönmesini teklif eder. Celeste’ten nefret eden Jeffrey hemen evet der. Böylelikle 1973’te trafik kazasında kafası kopup ölen Ron Randall, diziye yeniden katılacaktır. Kafası bedeninden ayrılan Randall’ın geri dönüşüne senarist Rose zor ikna olur.
Celeste, tam sağır ve dilsiz evsizi öldürürken onun yeğeni Lori Craven (Elisabeth Shue) olduğunu öğrenir. İkinci bir şokuda eski aşkı Jeffrey’in diziye yeniden başladığını öğrenince yaşar. Jeffrey ile Lori’nin öpüşeceklerini tesadüfen öğrenen Celeste iyice çıldırır. Tam öpüşecekken üzerlerine saldırır, Set karışır. CEO Edwards bu karışıklıktan çok hoşlanır, çekimin devam etmesini ister. Herkes Celeste’in Lori’yi kıskandığını düşünür. Oysa ki gerçek bambaşkadır. Setteki herkes gözyaşına boğulurken yapımcı David kendini tutamayıp “Bu dizide yaşam sanatı taklit etmedi, doruğa da ulaştırdı” der.
Herkesin egosu o kadar fazladır ki çekimde aksiyon ve drama doruğa çıkıverir. Senarist Rose ‘Ben neden böyle diyaloglar yazamıyorum’ diye hayıflanır. Herkes kendisini dev aynasında gördüğü için öfke patlaması olur. Gündüz kuşağı pembe dizi melodramasından çok bencil, kendine dönük oyuncuların cinnet geçirmeleri, çılgınlıkları daha dramatiktir.
Promised Land (Vadedilmiş Ülke/1987), Restoration (Restorasyon /1995), A Midsummer Night’s Dream (Bir Yaz Gecesi Rüyası/1999), The Emperor’s Club (İmparatorlar Kulübü/ 2002), The Last Station (Son Veda/ 2009) filmlerinin başarılı yönetmeni Michael Hoffman, Soapdish’te (Sabun Köpüğü) pembe dizi oyuncularının açgözlülükten şehvete, öfkeden yalancılığa, sahtekarlıktan ihanete dek uzanan duygularla hareket etmelerini abartılı, komik, eğlenceli bir anlatımla, akıcı bir tempoyla aktarıyor.
Robert Harling ile Andrew Bergman’ın yazdığı diyaloglar olağanüstü. Ansambl oyuncu kadrosu göz kamaştırıcı: Sally Field, Kevin Kline, Cathy Moriarty, Whoopi Goldberg, Robert Downey Jr, Carrie Fisher, Elisabeth Shue, Teri Hatcher, Kathy Najimy, Garry Marshall.
“Bir komedinin başarılı olması için içinde ciddi bir öykü barındırması şarttır” diyen Michael Hoffman yine bir aile öyküsü anlatıyor. The Women (Kadınlar/1939), Pillow Talk (Yastık Sohbeti/1959), Women on the Verge of a Nervous Breakdown (Sinir Krizi Eşiğindeki Kadınlar/1988) filmlerinden esinlenen yönetmen parodi komedi de oyuncularla bol prova yaptıklarını, Kevin Kline ile Robert Downey Jr’ın doğaçlama yeteneklerine hayran kaldığını, finalin doğaçlama olduğunu belirtiyor.
Ünlü yönetmen-oyuncu-senarist John Landis’in en iyi komedi seçtiği Soapdish’i (Sabun Köpüğü) bol bol gülmek, neşeli bir zaman geçirmek, yıldız oyuncu kadrosunun tadını çıkarmak için kesinlikle izleyin.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Colani’nin arabası
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması