Halkı yine aldattılar

Aslında, AKP’nin “söz verme ve uygulama” biçimine alışık olanlarda buruk bir tebessüm vardı. Daha iyimser olanlar ise, 10. gününü dolduran direniş nöbetini umutlu geçirdi.

Akordeon çalıp, direniş şarkıları söyleyenlere ve yaz günüymüş gibi açık havada yatıp, birlikte küçük  bir telefon ekranından film seyretmeye çalışanlara böylece tanıklık ettik. Validebağ’ın üzerinde tül gibi  gerilmiş büyük bir hüznün olduğunu da gördük. Polis barikatının hemen önüne konulan kefenlere  sarılmış temsili madenciler, kömür parçaları ve baretler Ermenek kazasının gerçekçi bir yansımasıydı.

Ranta karşı doğayı savunma çağrılarının kamuoyunun dikkatini çektiğini gördük. Validebağ direnişi, 29  Ekim’in de etkisiyle yine en kalabalık gününü geçirirken, sayıları az olsa da taraftar grupları da  topa girdi.

Yeni alınan TOMA’lar elektrik saçıyormuş efsanesi, 10 maddede uygulamalı olarak biber gazından  korunma meselesi ve saldırı saatleri üzerine iddialara girişilmesi. “Koruyu korumak” için kurulan  çadırlarda tartışılanlar, ülkede gerçeklik boyutunun şirazesinin çoktan kaçtığının da bir özeti gibiydi. Validebağ’daki kaçak inşaatı, mahkemeden yazı gelene kadar durduracağını açıklayan Üsküdar  Belediyesi’nden, aşina olduğumuz tarzda bir manevra gelene kadar, içindeki umudu koruyanlar arasındaydık. Hatta mutlu bir habere verilecek başlığı bile akıl defterimizin bir kenarında tutuyorduk.

‘Validebağ’da devre arası istediğimiz gibi bitti; Halk: 1- Rant: 0’ Ancak beklediğimiz olmadı… Gün  aydınlandıktan bir süre sonra koruya girip, inceleme yapan belediye ekipleri, zoraki bir açıklama  yaparak, “yeniden tespit” için alanda bulunduklarını söylediler. Bu durum, çevreciler ve Validebağ  gönüllüleri tarafından açık bir biçimde “halkı oyalama taktiği” olarak değerlendirildi. Ekiplerin gidişiyle  birlikte, inşaat alanına TOMA ve polis takviyesi yapıldı. TOMA’lara su sağlayacak bir tanker de korunun girişine geldi.

Validebağ’da tek eksik polis müdahalesiydi, o da yağmurun azizliğiydi işte! Tüm bu gelişmelerin   ardından, “Validebağ direnişi sürüyor” klasiğini de içimize sindiremeyince, ortak tepkiyi koruyu  koruyanlar koydu: “Halka yine yalan söylediler!..”

Karar 8 günde değişti

İstanbul 7. İdare Mahkemesi, cami inşaatın devam etmesi halinde telafisi imkansız zararlar doğacağı   ve plan değişikliğinin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile verdiği yürütmeyi durduma kararını 8 gün  sonra kaldırdı. 21 Ekim’de İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararına itiraz  eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin talebini jet hızıyla değerlendiren mahkeme, “telafisi güç  zararların neler olduğunun ve plan tadilatının hukuka neden aykırılık taşıdığının” belirtilmesi gerektiğini ifade ederek kararından döndü. Site sakinlerinin avukatı Gülsün Özdemir, “Gayet siyasi bir karar.  Mahkeme herhalde baskıya dayanamadı. Telafisi güç zarar durumunda da planın hukuka aykırı olması  durumunda da 8 günde bir değişiklik olmadı” dedi. Özdemir, bu karara itiraz edeceklerini açıkladı.