Hayvanlar ve insanlar

21. Selanik Belgesel Festivali (1-10 Mart), İngiliz sanat eleştirmeni, yazar, ressam John Berger’in kitabından yola çıkarak ‘Hayvanlara Niçin Bakarız’ adlı özel bir bölüm hazırladı. Bu özel bölümde eski çağlardan günümüze dek insanlar ile hayvanlar arasındaki etkileşimi betimleyen belgeseller yer alıyor.

Yayınlanma: 15.02.2019 - 10:40

Güncelleme: 15.02.2019 - 10:48

21. Selanik Belgesel Film Festivali (1-10 Mart) bu yılki özel bölümünü İngiliz sanat eleştirmeni. yazar, ressam John Berger’in (1926-2017) ‘Why Look at Animals’ (Hayvanlara Niçin Bakarız)adlı denemesini referans alarak oluşturdu. Bu bölümde hayvan ile insan arasındaki etkileşimin çeşitli yönlerini anlatan belgeseller izleyiciyle buluşacak. Berger’in modern kapitalist toplumda hayvanlarla insanlar arasındaki ilişkinin nasıl azalıp kaybolduğunu, eski çağlarda hayvanlara baktığımızda ne görüyorduk, günümüzde onları nasıl görüyoruz sorularını tartıştığı ‘Hayvanlara Nasıl Bakarız’ insan ile hayvan ilişkisine düşünsel bir yolculuk.

Yazara göre eski zamanlarda insanın varoluşunun merkezinde yer alan hayvan günümüzde değerini yitirdi, şov dünyasına sıkıştırıldı. Bundan ötürü de insan hayvanla uyum içerisinde yaşamaktan gitgide uzaklaştı. İnsanoğlunun hayvan dünyasıyla ilişkisini yeniden tazelemesi, acilen bu kopukluğu gidermesi gerekiyor. Bölümdeki belgeseller hayvan-insan yaşam serüveninin hem olumlu hem de olumsuz yanlarını irdeliyorlar.

Buddy (Heddy Honigmann/ Hollanda): Hollandalı ödüllü belgeselci Heddy Honigmann Buddy’de insanlara yardım etmek için eğitilmiş altı rehber köpek üzerinden insan- hayvan ilişkisinin olumlu yönünü yansıtıyor. Honigmann, bu rehber köpeklerle sahipleri arasında gerçek bir sevgi var mı yoksa zorunluluktan dolayı mı birbirlerine bağımlılar sorusunu soruyor.

For the Birds (Richard Miron/ ABD): Traji komik belgeselde ikiyüz ördeği, tavuğu, kazı, hindisi olan ve onlarla büyük bir aşk yaşayan bir kadın hem evliliğini tehlikeye atıyor hem de yerel hayvan kurtarıcılarla mücadele ediyor.

The Hidden Side of Animal Transport ( Manfred Karremann/ Almanya) : Yönetmen Karremann, Avrupa’dan dünyanın her tarafına sevkedilen çiftlik hayvanlarının hijyenik olmayan sağlıksız ortamlarda yolculuk ettiklerini, insanlık dışı koşullara maruz kaldıklarını, istismar edildiklerini gözler önüne seriyor.

When Lambs Become Lions ( Jon Casbe/ ABD) : Kenya’da yaşayan bir fildişi satıcısı ile ücretsiz çalışan vahşi doğa korucusunun yaşama tutunma çabalarını anlatan belgesel Tribeca Film Festivali’nde en iyi kurgu ödülünü aldı.

Animus Animalis / A Story about People, Animals and Things (Aiste Zegulyte/ Litvanya) : Geyik avcılarının, geyik yetiştiricilerinin ve tahnitçilerin yaşamlarına odaklanan belgesel, insanların ölü ya da diri hayvanlarla nasıl etkileşim kurduklarını yansıtıyor.

Oscar’lı Louie Psihoyos’un seçtikleri

Etkinlik bu yıl The Cove (Koy/ 2009) çalışmasıyla en iyi belgesel Oscar’ını kazanan Yunanlı-Amerikalı yönetmen Louie Psihoyos’un seçtiği belgeselleri gösteriyor. Adına düzenlenen özel gösterimde yönetmene Altın İskender onur ödülü verilecek, The Cove filmi gösterilecek.

Deneyimli National Geographic fotoğrafçısı, vahşi yaşam yönetmeni, Okyanusları Koruma Derneği’nin kurucusu olan Louie Psihoyos her zaman acil çevre sorunlarıyla uğraştı, nesli tükenen türleri korumaya aldı, insanın dünyayı mahvetmesine karşı geldi, herkesi eylem yapmaya çağırdı.

Festival için seçtiği belgeseller yönetmenin ödünsüz, aktivist vizyonunu yansıtıyorlar, aynı zamanda ‘Why Look at Animals’ bölümüyle de bütünleşiyorlar.

An Inconvenient Truth / David Guggenheim, ABD-2006.