Hoş zaman geçirmenin yolları...

75. Venedik Film Festivali'nden notlar:

Yayınlanma: 01.09.2018 - 13:15
Abone Ol google-news

Sinemada hoş zaman geçirmek temel bir ihtiyaçtır; küçümsememek gerekir. Önemli olan hoş zaman geçirirken farklı tatlar alabilmek; yer yer beyninizle de gülümseyebilmek değil midir? Joel ve Ethan Coen, bu denklemi başarıyla çözen yönetmenler arasında belki de ilk sırayı almaktalar. Bu kez Netflix'in verdiği bir sipariş üzerine, 6 farklı öyküden oluşan bir kovboy filmiyle katılıyorlar Altın Aslan yarışına. İlk aşamada, her skeçin farklı bir yönetmen tarafında gerçekleştirileceği açıklanmış olsa da "Buster Scruggs'un Türküsü" sadece Coen kardeşlerin imzasını taşımakta. Kendilerine özgü o hafif anlatım dili gerisinde pusuya yatan kara mizah ve akıcı mizansen sayesinde gerçekten haz veren bir film izliyoruz. Üstelik, hoş geçen zaman boşa gitmiyor; farklı hazlar damıtarak iz bırakabiliyor. Başrollerde James Franco, Liam Neeson ve Tom Waits var... İzleyicilerin, bu 'uçuk' Western öykülerinin devamını bekleyeceklerinden kuşkumuz yok. Bu arada, Oscar yarışından pay alabilmesi için filmin sinema salonlarında da gösterilmesinin ön koşul olduğu hatırlatılmakta. Tabii, kaç salon ve ne kadar süre konularında kesin bir bilgi verilmiyor... Büyük perdede ya da tablette, nerede izlerseniz izleyin hoşunuza gidecek olan "Buster Scruggs'un Türküsü"nü sinema salonunda bir solukta izlemenin tadının daha yüksek olacağı da ortada...

 
Avrupa sinemasının ilk iki Altın Aslan adayı da, izleyicilerine hoş ve anlamlı zaman geçirtmeyi başarıyor. Fransız yönetmen Olivier Assayas, dijital oramda gelişen yeni teknolojik olanakların kitap okuma ve film izleme konusunda getireceği köktenci değişimler üzerine kafa yorarken, yer yer sıkıcı olabilen "Doubles vies" (Çift Yaşamlar) ile içtenci Fransız sinemasına, dikkate değer bir özgünlüğünü olmasa da, hoş bir örnek getiriyor. Başrollerin bol olduğu filmde Juliette Binoche'u izlemek de ayrı bir keyif... İlk günlerin en yaratıcı Avrupalı yönetmeni, Yunan sinemasının üretken adı Yorgos Lanthimos, "The Favouite" ile 18. yüzyıl İngiltere Krallığı'ndaki iktidar kavgalarına çok farklı bir gözle bakarken, görsel tadı bol kıvrak mizanseniyle, “Ne kadar da çabuk geçmiş iki saat!” dedirtiyor izleyicisine. Saraydan çıkmak istemeyenler çoğunlukta...
 
<haber-yatay:1068910,1067693,1066891>

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler