Görev yaptığı emniyet teşkilatından ihraç edilen ve şu anda cezaevinde tutuklu bulunan İstanbul Terörle Mücadele Şubesi eski Müdürü Yurt Atayün'ün görevden alınan kardeşi Eski Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Anadolu Atayün, DHKP-C militanı Fırat Özçelik'in Dolmabahçe Sarayı'nın kapısında bekleyen polislere yönelik gerçekleştirdiği operasyon hakkında kamuyounun da kafasını karıştıran detaylara dikkat çekti.
Atayün: Dolmabahçe’de iki bombanın da patlamaması ilginç VİDEO
Bugün TV yayınına telefonla bağlanan Eski Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Anadolu Atayün, eylemin gerçekleştirilme tarzı, zamanlaması ve seçilen örgüt üyesi hakkında ilginç iddiaları gündeme getirdi.
İşte Atayün'ün Dolmabahçe Sarayı eylemi haakkındaki tespitleri:
"Bu eylem konusunda iki noktaya dikkat çekmek istiyorum.
Birincisi: DHKP-C üzerindne bir değerlendirme. DHKP-C örgütü, semboller üzerinden şeytanlaştırılmış hedeflere yönelik eylem yapmayı sever. Örgütün stratejilerine son derece uygun bir eylem gibi görünüyor.
İkincisi: Dolmabahçe'de eylem yapılması. Dolmabahçe Sarayı, Gezi eylemleri açısından sembolik öneme sahip. İkincisi de son dönemdeki saray tartışmaları açısından önemli.
DHKP-C eylemlerinde genel olarak açk hedefleri seçer. Burada da açıktaki polisler hedef alınmış. Bu yönüyle bakıldığında klasik bir DHKP-C eylemi gibi görünüyor.
"İKİ EL BOMBASININ DA PATLAMAMASI İLGİNÇ"
Yapılış tarzı ve zamanlaması ile son derece tartışmalı ve komplo teorilerine yol açan bir eylem tarzı. Bu eylem terör mantığı içinde bir yere oturtamıyorum. İki tane el bombasının peş peşe atılıp patlamamasının akla mantığa uygun bir yanı yok.
Dolmabahçe gibi İstanbul'un en iyi korunan yerlerinden birinde intihar eylemi denebilecek bir eylem yapıldığını görüyoruz. Böyle bir eyleme giden örgüt mensubu, ya da üyesini eyleme gönderen örgüt her türlü önmeli alır. İki tane el bombasının patlamadığı eylemleri hatırlıyorum, hepsi de devlet içindeki unsurların ya da yabancı unsurların yönlendirdiği eylemlerdi.
Patlamayan bombalarla ve silahlarla yapılan eylemlerin tamamı, ister sol, ister sağ, isterse islami kılıfla yapılan eylemler olsun; hepsinde karanlık manipülatif işler olduğnu biliyoruz. İki bombanın da patlamaması bu işlerden anlayan herkesi güldürür.
"AMAÇ BOMBALARIN PATLAMASI DEĞİLDİ"
Burda mesele bombanın patlamaması değil eylemin yapılarak ses getirilmesi olarak görünüyor. Bomba patlamadığı gibi silahın da patlamadığı söyleniyor. Bu da ayrı bir karanlık nokta.
Bu eylemle ilgili 20 gün önce bilgiler paylaşılıyor. T.C kimlik numarası bile açıkça biliniyor. Güvenlik birimlerinin bunu gözden kaçırması mümkün değil. Gözden kaçmayan bir eylemin yapılmasına nasıl göz yumuluyor? Bu da tartışılacak bir konu.
Son bir aç yıldır , silahlı-bombalı eylemler olacağına yönelik bu kadar haber çıkarken, Türkiye'de tedbir alacağınız 10 yerden birinde eylem yapılıyorsa, oturup düşünmek lazım.
DHKP-C EYLEMCİSİNİ YAŞI
DHKP-C'nin son dönemdeki eylemlerine baktığmız zaman, bu tür eylemleri gerçekleştiren profile göre daha yüksek bir yaş ortalaması görüyoruz. DHKP-C'nin eylem tarzına uymayan detaylar var.
DHKP-C'nin taban bulmakta sıkıntı yaşamadığını, yaptıkları açıklamalardan da biliyoruz.
Bu kadar toplumsal sorunun olduğu yerde de gençlerin radikalize olup bu tür örgütlere kayması kaçınılmaz bir şey. Tabanı bu kadar genç olan bir örgütün, silahlı eylemlerde yaş ortalamasının bu kadar yükselmesinin de bir anlamı var.
OLAY YERİNDEN SKANDAL GÖRÜNTÜLER
Bu eylemle ilgili insanların kafasını kurcalayacak çok fazla nokta var.
Eylem ayrı bir facia, eylem sonrası ayrı bir facia. Olay yerinde bir önlem yok. Bu da ayrı bi nokta.
Eylemde tek kişinin kullanılması, feda eylemi tarzından bir eylem kurgulandığını gösteriyor. Ama bunu uzaktan da olsa izleyecek en az bir örgüt üyesi vardır. Eğer bir eylemci bu şekilde eyleme gidiyorsa, kesin sonuç alması planlanır. Bu eylemde ise eylemin başarılı olmaması için ne gerekiyorsa yapılmış gibi görünüyor. Eylemin başarıya ulaşmaması son derece sevindirici. Ancak DHKP-C dışarıdan müdahaleye en açık örgütlerden biri olduğu bilinen bir gerçek.
Bundan sonra artan bir şekilde bu tür eylemlerlekarşılaşma ihtimalimiz yüksek. Bu tür eylemlerle ilgili istihbaratları sosyal medya hesapları üzerinden yayılıyor.
"BU TARZ EYLEMLER DEVAM EDEBİLİR"
Üç ayrı eylem türüne Türkiye artık hazır olmalı:
Birincisi: Birilerini terör örgütünden mağdur olmuş algısı yaratarak seçim sürecine gidilmesine neden oalcak eylemler yapılabilir. Ankara polisi de tedbirlerini arttırmalı.
İkincisi: Yabancı istihbarat örgütleri tarafından içeride gerginliği arttıracak eylemler yapılabilir.
Üçüncüsü: Toplumu manipüle edip kışkırtacak, etnik ve mezhepsel farklı grupları karşı karşıya getirecek, toplumu 'yeter bu eylemler bitsin de ne olcaksa olsun, gerekirse Öcalan serbest bırakılsın' noktasına getirecek eylemler yapılabilir. Bu tedbirler alınmazsa, bu tür eylemler devam edebilir.
SLOGAN ATMASINA NEDEN İZİN VERİLDİ?
22 Temmuz'dan bu yana polise yönelik bir çok operasyon oldu. Bu eylemdeki görüntülere bakıyorum. Bu tür eylemlerde eylemcinin ağzının kapatılıp nefes bile alması engellenirken, Dolmabahçe eyleminde slogan ata ata götürülmesi de dikkat çekici.