"İş cinayetleri" kader değildir
Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri ve Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, iş kazalarının kader olmadığını ifade ederek, emekçilerin, başta madencilik olmak üzere bir çok işkolunda taşeronlaşmanın, güvencesiz, sendikasız ve denetimsiz çalışmanın bedelini, canları ile ödediğini söyledi.
Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri ve Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul yaptığı yazılı açıklamada, Zonguldak'ın Gelik Beldesi'ndeki, Türkiye Taşkömürü Kurumu(TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü'ne ait yeni açılan kömür ocağındaki grizu patlamasında 11 işçinin yaralandığını, göçük altında kalan 30 işçinin de 28'nin cesedine bugün ulaşıldığını anımsattı. Yurdakul, "Bu kaza Mustafakemalpaşa'da 19, Dursunbey'de 16 madencinin öldüğü kaza ile birlikte son 5 ay içerisindeki üçüncü büyük maden kazasıdır" dedi.
Türkiye'nin kazalarda Avrupa'da birinci, dünyada ise üçüncü sırada olduğunu belirten Yurdakul, "Basın yayın organlarının araştırmasına göre, Karadon Müessese Müdürlüğü'ne ait kömür ocağı işletmesinin 'Yapıtek' adlı taşeron bir firma tarafından yapıldığı ve işçilerin sendika üyesi olmadıkları görülmektedir" açıklamasını yaptı.
Maden işçileri, işsiz kalmak korkusuyla güvencesiz çalışmak zorunda bırakılıyor
Türkiye'de işsizlik ve yoksulluk nedeniyle maden işçileri ve mühendislerin işsiz kalırım korkusuyla, sesini çıkarmadan, insanlık dışı koşullarda, sendikasız ve güvencesiz çalışmak zorunda bırakıldığını savunan Yurdakul, "Kötü çalışma koşullarına denetimsizlik de eklenince; bu kısır döngü, iş cinayetlerine adeta davetiye çıkarmaktadır" dedi.
Yurdakul açıklamasında, emekçilerin, başta madencilik olmak üzere bir çok işkolunda taşeronlaşmanın, güvencesiz, sendikasız ve denetimsiz çalışmanın bedelini, canları ile ödediğini kaydetti.
Kazaların yüzde 95'i iş güvenliği ile engellenebilir
"Bilim insanları, iş kazalarının yüzde 95'inin önlenebilir olduğunu söylemesine rağmen ülkemiz yetkililerinin adeta kulakları sağır, gözleri kördür" diyen Yurdakul şöyle devam etti:
"Türkiye'deki ocaklarda iş sağlığı ve güvenliği denetimi yapan kişiler, işverenin çalışanıdır. Devletin ilgili birimleri ise, gerekli denetimleri yapmak bir yana güvencesiz, sendikasız çalışmayı her düzeyde teşvik ederek, sendikal örgütlenmenin önündeki engelleri kaldırmayarak, adeta iş cinayetlerinin zeminini hazırlamaktadır. Taşeronlaşmayla, denetimsizlikle, işsizlik ve yoksullukla iş cinayetlerinin zemini hazırlayanlar, daha sonra kendilerinin hiçbir sorumluluğu yokmuş gibi, yaşanan dramı 'madencin kaderi' diyerek geçiştirmek istemektedir. Yaşananlar iş kazası değil cinayettir."
En Çok Okunan Haberler
- İstanbul'un suç haritası belli oldu
- Önce kağıdı yırttı, sonra valizi çıkardı!
- Tapuda yeni dönem başlıyor!
- Parlamento sıkı yönetim kararını geçersiz saydı!
- Devlet Bahçeli vekaletini akrabasına verdi
- Antalya'daki sır ölüm dünya basınında!
- Suriye'de 'karşı saldırı' öncesi hareketlilik
- Gaga Bulut'tan skandal pedofili yayını!
- AYM o maddeyi iptal etti, tazminat yolu doğdu
- Naci Görür'den 'fay' değerlendirmesi!