"İstanbul 1. Su Forumu"

''İstanbul 1. Su Forumu'' Çevre ve Orman Bakanlığı, Dünya Su Konseyi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, DSİ, İSKİ tarafından Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlendi. Forumda konuşma yapan Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ''Bir hükümetin vatandaşlarına yeterli miktarda kaliteli suyu vermesi en önemli vazifelerinden birisidir" dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 14.02.2009 - 13:20

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Çevre ve Orman Bakanlığı, Dünya Su Konseyi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, DSİ, İSKİ tarafından Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''İstanbul 1. Su Forumu''nun açılışında yaptığı konuşmada, ''İstanbul 1. Su Forumu''nun, ''5. Dünya Su Forumu''na hazırlık yapmak amacıyla düzenlendiğini söyledi.

16-22 Mart 2009 tarihleri arasında, su konusunda dünyanın en büyük organizasyonu olan ''5. Dünya Su Forumu''nun gerçekleştirileceğini anımsatan Eroğlu, ''Türkiye olarak böyle bir foruma ev sahipliği yapmaktan gurur duyuyoruz. Elimizden geldiğince bu forumun gerçekleşmesi için gayret ediyoruz. Bu forum 'milat' olacak diye söz verdik'' diye konuştu.

Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İstanbul'da bu 5. formun yapılması çok önemli. İstanbul'u bilindiği gibi dünyanın 'incisi' diye tarif ediyoruz. İstanbul deyince akla su geliyor. Çünkü dünyada pek çok şehir, nehir etrafında kurulmuş. İstanbul'da nehir yok, ama etrafında denizler var. Dolayısıyla İstanbul'da nehir olmaması dolayısıyla İstanbul su sıkıntısı çekmiştir. Osmanlılar döneminde 1453'te Fatih şehri fetih ettiğinde İstanbul'un su meselesine el attı. Su kemerlerini tamir ettirerek İstanbul'a kısa zamanda su getirdi.''

''Bir hükümetin vatandaşlarına yeterli miktarda kaliteli suyu vermesi, en önemli vazifelerinden birisidir. Biz de bu anlayışla bütün dereleri İstanbul'a akıttık'' diyen Veysel Eroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: ''İstanbul'un nüfusu şu an 14 milyon, hiçbir su problemi yoktur. Barajlarda yeteri kadar su var. Su çok önemli. Hastalıkların büyük bir kısmı sudan kaynaklanıyor. Su olmazsa hayatta olmuyor. Bu yüzden 5. Dünya Su Forumu çok önemlidir. İstanbul'da yapılması da faydalı olacaktır. Bu foruma bütün ülkelerin katılmasını temin için fakir ülkelere 1000 kişilik kontenjan ayırdık. Forum, dünyanın dört bir yanından gelen siyasiler, uygulayıcılar, akademisyenler ve bütün su camiasının bağlantılar kurması için müstesna bir fırsat olacaktır.''


"Su sorununu çözmemiz lazım"

Çevre ve Orman Bakanlığı, Dünya Su Konseyi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, DSİ ve İSKİ tarafından düzenlenen forumun açılışında konuşan Dünya Su Forumu Elçisi Prof. Dr. Klaus Töpfer, su varlığıyla ilgili rakamlara bakıldığında, suyun miktarı konusunda birçok sıkıntı olduğunu, suyun miktarının gelecekte yetmeyeceğinin düşünüldüğünü söyledi.

Dünya nüfusunun arttığına işaret eden Töpfer, 70 yıl önce 2,7 milyar olan dünya nüfusunun bugün 6.7 milyara ulaştığına dikkati çekti.

Töpfer, ''İnsanlık tarihinde ilk defa insanların yüzde 50'sinden fazlası şehirlerde yaşamakta ve böyle şehirlerde suya çok fazla talep var. Doğa bozuldukça suyun kullanılabilirliği azalmakta'' dedi.

Doğa ile su arasındaki dengeye bakıldığında, su için doğaya ihtiyaç olduğunu belirten Töpfer, ''Dünyanın birçok yerinde insanlar suya erişim imkanı olmadan yaşıyor. Günde 60 bin insan su kaynaklı hastalıklardan hayatını kaybediyor. Dolayısıyla böyle bir durumda, barışçıl bir dünyada yaşamamız zor. Su sorununu çözmemiz lazım. Enerji ve iklim değişikliği konusunda bu önemli bir etken'' diye konuştu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ahmet Selamet de suyun hayatın kaynağı olduğunu, insan yaşamının devam edebilmesinin ve medeniyetlerin gelişebilmesinin suya bağlı bulunduğunu, suyun aynı zamanda sosyoekonomik kalkınmanın önemli bir faktörü olduğunu kaydetti.


En önemli sorun 'su'

Irak Su Kaynakları Bakanı Abdul Latif J. Rashid de bugün dünyanın karşı karşıya olduğu sorunlardan en önemlisinin ''su'' olduğunu vurguladı.

Su kalitesinin düşmesinin son derece büyük sorun olduğunu ifade eden Rashid, ''Bugün ülkeler arasındaki iş birliğini her zamankinden daha fazla iyileştirmemiz gerekiyor. Özellikle sınır aşan mevzuları ele almamız gerekiyor. Dünya çapında su sıkıntısı çeken ülkeler, nüfus artışı, paylaşılan su kaynakları ile ilgili rekabet, kirlilik ve su ile ilgili tahliyeler ve benzeri faktörler, soruna neden olmakta, su rekabetini arttırmaktadır'' dedi.

 

Gördes barajı

Basın mensuplarına, Türkiye genelinde su konusunda yürütülen çalışmalar ve projeler hakkında bilgi veren Eroğlu, İzmir'in büyüyen bir kent olduğunu, İzmir'in su problemini kökünden çözmek maksadıyla Gördes Barajı'nı inşa ettiklerini kaydetti.

Gördes Barajı'ndan yılda 59 milyon metreküp İzmir'e su vermek için ishale çalışmalarını başlattıklarını ifade eden Eroğlu, ''İzmir'i kurtaracak olan Gördes Barajı ve arkasından yapılacak barajlardır'' diye konuştu.

Eroğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin gerekli tesisleri kurduğunu, ama bu tesislerin henüz deneme safhasında olduğunu belirterek, ''İnşallah İzmir'de, önümüzdeki yıl bir problem olmadan bu su meselesi de kökünden çözülmüş olacak'' dedi.


İstanbul'da su problemi yok

Bakan Eroğlu, İstanbul'da herhangi bir su problemi olmadığını, doluluk oranlarının ağustos-eylül-ekim aylarında yayın organlarında duyurulduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Buna gerek yok. Çünkü İstanbul'un etrafında barajlar var. Ömerli, Elmalı, Büyükçekmece, Sazlıdere, Istranca barajlarında yüzde 60 doluluk oranı mevcut. Büyük Melen Deresi'ni de İstanbul'a bağladık. 2007 yılında Melen suyunu İstanbul'a akıtmıştık, hatta Avrupa yakasına aktarmak maksadıyla Sarayburnu-Harem arasında Boğaz Geçiş Hattı da yapıldı. Dolayısıyla İstanbul'da su problemi olmayacak.
1995 yılında 50 yıllık su probleminin tamamen çözüldüğünü ve o tarihten itibaren İstanbul'da su kesintisi olmayacağını veya dönüşümlü su verilmeyeceğini, suların her daim akacağını ilan etmiştik. Sözümüze her zaman sadığız. Son iki yıl, Türkiye'de kurak geçen bir yıldı. Kuraklığa rağmen İstanbul'da su kesintisi yapmadık.''

 

Anayasaya her bireyin doğarken suya erişim hakkı olduğu eklensin

Dünya Su Konseyi Başkanı Loic Fauchon, ''Dünyadaki bütün ülkelerin kendi anayasalarına, her bir bireyin doğarken suya erişim hakkı olduğunu eklemelerini istiyoruz'' dedi.

Türkiye'nin hidrografik açıdan da çok büyük bir devlet olduğunu ifade eden Fauchon, ''Bu büyüklük, dünyada yaşanan pek çok sorunun, temsil özelliğine sahip olmasına sebep oluyor'' diye konuştu.

İklim farklılığı arz eden bölgeler arasındaki farklılıklar, kirliliğin artması, doğal ortamın muhafazasında yaşanan zorluklar, doğaya atılan atıklar gibi Türkiye'de yaşanan sorunların, dünyanın diğer ülkelerinde de yaşandığını belirten Fauchon, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Suya erişimi sağlamamız gerekiyor. Herkese de bu umudu vermemiz ve hayatı boyunca suya erişebileceği düşüncesini her bir vatandaşta yaratmamız gerekiyor. Biraz daha fazla su tedarik etmemiz ve doğayı korumamız lazım. Doğada oluşturduğumuz atıkların da arıtılmasını sağlamamız gerekiyor. Yarınki dünyamızda özellikle mega kentlerde, arıtma döngüsü oluşturmamız gerekiyor.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler