Kalpte ameliyatsız çözüm
Dünya genelinde çok sayıda merkezde uygulanan bu yöntemin Türkiye'de de ilk defa başarıyla uygulanmaya başlandığını ifade eden Op. Dr Cafer Abbasoğlu "düşük enerjili damar içi lazer tedavisiyle stent ve ameliyat şansı olmayan kalp-damar hastalarının yeniden eski sağlıklarına kavuşacaklarını" söyledi.

Kalp ve damar hastalarını yakından ilgilendiren bu metod hakkında bilgi veren Okmeydanı Damar Merkezinden kalp ve damar cerrahisi uzmanı Op. Dr. Cafer Abbasoğlu tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kalp ve damar hastalıklarına bağlı risk ve ölümlerin en yüksek düzeyde görüldüğünü ancak Türkiye’de ilk kez uygulanmaya başlanan bu tedavi yöntemi ile bu oranlarda belirgin bir düşüşün meydana geleceğini özellikle vurguladı.
Kalp damar hastalıklarında tedaviye medikal tedavi ile başlanır, bu medikal tedaviye rağmen sorunları olan ve anjiyografi tetkiki sonucunda damar darlıkları ve tıkanmaları yasayan hastalara stent veya cerrahi müdahale önerilir. Ancak bazı hastaların kalp damar durumlarına göre stent veya ameliyat olma şansı hiç yoktur. İşte düşük enerjili damar içi lazer tedavisi tam bu noktada devreye girer.
Düşük enerjili laser tedavisi non invazif (ameliyatsız )bir tedavi metodu olarak, kalp damar hastaları ile şeker hastaları için ağrısız 30-45 dakika süren seanslar şeklinde ameliyat stresine girmeden tamamen poliklinik veya muayenehane şartlarında işinin ehli uzman hekim tarafından uygulanmakta ve hasta aynı gün normal yaşantısına devam edebilmektedir.
Tedavi sonunda doppler ultrasonografi ile bacak damarlarındaki oksijen satürasyonu(degerı) ve akım hızı ölçülerek tedavinin başarısı kontrol edilmektedir.
Düşük enerjili damar içi laser tedavisinde ışınlar hastaların durumuna göre kırmızı ,mavi yeşil olarak 3 türde kullanılmaktadır.
Op.Dr. Cafer Abbasoğlu konu ile ilgili olarak ayrıca şunları söyledi:
“İskemik kalp hastalıklarının tedavisinde; ilaç tedavisi, koroner by-pass ameliyatı ve stent işlemleri uygulanmaktadır. Fakat biz biliyoruz ki kalp ameliyatı, by-pass geçiren hastalar ve stent hastalarında restenoz yani tekrar daralmalar ve tıkanmalar oluşmaktadır. Bu durumdaki hastalar ya tekrar ameliyata alınmalı veya tekrar stent konulmalıdır. Eğer bu hastaların diğer hastalıkları nedeni ile tekrar ameliyat olma veya stent konulma şansları yoksa o zaman düşük enerjili damar içi lazer tedavisi hastaların yaşam standartlarını yükseltmek için uygulanabilecek tek tedavi yöntemidir.
Bu metotta hastalara serum takılır gıbı damar yolu açılacak sekilde çok ince bir katater yardımıyla damar yolundan laser ışınları verilerek bu ışınların kanda emilmesi ile kan hemoglobini üzerinden etki yaparak, kalp damarları çevresinde ince kılcal damar ve yan dallar oluşturulr. Böylece hastaların şikâyetleri büyük ölçüde ortadan kalkar.
Aynı şekilde kalp krizi sonrası kalpte daha fazla bölgede hasarın mevcudiyetine bağlı ameliyat olamayacak veya koroner arter stentleme şansı olmayan hastalarda, düşük enerjili lazer uygulamasının etkilediği kan yoğunluğu, fibrinojeni ve platelet agregasyonu etkileri araştırılmış ve bu tedavi sonuçlarının stres testi ile talyum ekokardiyografi ve laboratuvar tetkikleri ile kontrollerinde hastaların sol kalp boşluklarının kasılma gücünün belirgin bir şekilde arttığı ispatlanmıştır."
Diabetik hastalar için de büyük şans:
Op. Dr. Cafer Abbasoğlu, özellikle diyabetik ayak ve diyabete bağlı bacak ve ayak yarası olan hastalarda, diz altı bacak damarlarının ileri derecede darlıklarında ve tıkanıklıklarında, by-pass ve stent şansı olmayan hastalarda 10 seans red ve green katater ile damar içi düşük enerjili lazer kullanılmasının önerildiğini belirterek, “Düşük enerjili lazer tedavisi diyabet hastalarında başarı oranının %75 olduğunu ve HbA1c kontrollerinde önemli derecede düşüklük saptanarak,diyabetik bacak ülserlerinde çok önemli sonuçlar elde edildiğini belirtti.
Yapılan kontrollerde kan yağları, total kolesterol, HDL, LDL, trigliserid, lipoprotein, hemosistein, total protein, albümin seviyeleri işlemlerden önce ve sonra kontrol edilerek karşılaştırılmaktadır.
Abbasoğlu son olarak, “diyabetik bacaklarda veya kritik bacak iskemisi hastalarındaki teşhislerde fizik muayene, arteryel doppler ultrasonografi ve anjiiyografi sonucu lazer tedavisi etkisinin, diz altındaki bacak atar damarlarında revaskülirizasyon(yeni damarlanmaların artması) ve ince kollateraller sağlayarak bacak doku oksijenizasyonu artmakta ve bacak yarası kısa sürede kapanmaktadır” dedi.

En Çok Okunan Haberler
-
Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı kim olmalı?
-
Dekan yardımcısını vurup, intihara kalkıştı
-
Birleşik Metal-İş'te silahlı saldırı!
-
Ankara'da korkutan deprem!
-
İki belediyeye daha hazırlık yapılıyor!
-
2 tahliye, 15 sanık hakkında iddianame!
-
Ünlü marka ifşa oldu! Bakanlık affetmedi
-
Şube başkanı hayatını kaybetti
-
AKP seçim için 'uygun tarih' verdi
-
Özgür Özel'den Lütfü Savaş'a sert tepki!