Kanserle dans ettik
Türkiye’de yaşı fark etmeksizin her 8 kadından 1’inde meme kanseri görülebiliyor. Meme kanserine yakalanan ve hastalığı yenen 64 yaşındaki emekli bankacı Şule Aynur Uragun, bu hastalardan yalnızca biri.
2013 yılında memesindeki rahatsızlığı fark ederek hastaneye giden ve iyileşme şansının çok düşük olduğunu, çok saldırgan bir meme kanseri türüne yakalandığını öğrenen Uragun, “1 yıl tedavi gördüm, kitle koltuk altına da sıçradığı için ameliyatta memem tamamen alındı. Kemoterapi ve radyoterapi aldım. Tümör saldırganmış ancak ben tümörden daha saldırganmışım. İyileşme şansım çok düşüktü, ama iyileştim. Çok pozitif bir insanım. Ben negatif değilim ki kanserim negatif olsun. Ben negatifi pozitife çevirdim. Kanserle bir süre dans ettik, herkes memnun ayrıldı” diyor.
AH VAH YOK!
Kansere yakalandığında 58 yaşında olduğunu anlatan 2 çocuk annesi Uragun, kanser tanısı konulduktan sonra yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Kanser olduğunuzu öğrenmek çok karmaşık bir duygu. Ancak bu olumsuz duygulardan iki gün içinde kurtuldum. Başımıza ne geldiğinin değil de bunu nasıl karşıladığımızın önemli olduğunu, bunun sonucunda da bununla nasıl mücadele edeceğimi ve bu durum karşısında ne yapabileceğimi düşünürüm. Tedavim süresince hiçbir zaman pes etmedim. Kemoterapimi aldıktan sonra evde sadece 1-2 saat yatıyordum, bana yol yorgunluğu gibi gelirdi, sonra hayatıma devam ediyordum. Tedavi sürecimde kimseyle bu konuda konuşmadım. ‘Ah ah, vah vah’ demelerine müsaade etmedim.”
LEBLEBİ SANDIM, DEĞİLMİŞ
8 seans kemoterapi aldığını, bunun 7 ay sürdüğünü anlatan Şule Aynur Uragun, “30 seans da radyoterapi aldım. Ameliyatta memem tamamen alındı. Kanser koltuk altına yayılmıştı, 3. evrenin sonuydu. Başka bir yere metastaz yapmaması bir mucizeydi. Kendi kendimi muayene ediyordum, ancak ben elime leblebi, fındık gibi bir şey gelecek sanıyordum, hiç öyle bir şey yoktu. Sadece göğsümde bir dolgunluk vardı. O dolgunluğu da âdet dönemlerindeki gibi zannetmiştim. Kanser olabileceğim aklıma gelmedi. Böyle birçok kişi de benim gibi atlayabiliyor. Sonra bir baktım, mememin başı içeri çekilmişti. ‘Eyvah, bu o’ dedim ve hemen doktora gittim. Yoğun bir tedavinin ardından artık çok iyiyim. Hastalara tavsiyem mümkün olduğu kadar pozitif olsunlar. Hayat yaşamaya değer” diyor.
Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Necdet Üskent şunları söylüyor: “Tedavi çok iyi seyretti. Kendisi de pozitif yaklaşımıyla tedaviyi olumlu etkiledi. Sonuç olarak hastalığı bir daha nüksetmedi. Şu an sağlıklı bir şekilde hayatına devam ediyor.”
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- 500 bin TL'nin aylık getirisi belli oldu
- Rojin Kabaiş'in kesin ölüm nedeni belli oldu
- Memurlar için yeni dönem başlıyor
- Suriye'de herkesin konuştuğu ölüm listesi
- Arnavutköy'de sürpriz hasat: Sanki hiç toplanmamış gibi
- Onlarca araç birbirine girdi
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki
- 'Kapasitemizi 15-20 bine çıkarttık'
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama