Karadeniz'de zararlı kelebek tehlikesi
Doğu Karadeniz'de, 2007 yılında görülmeye başlanan, son birkaç yıldır çoğalan ve özellikle yaz ayı ile birlikte yeniden ortaya çıkan 'Ricania simulans' adlı kelebek türü zararlı böcek, tarım alanları başta olmak üzere suyunu emdiği diğer bitkiler ve yeşil örtünün kurumasına neden oluyor. Uzmanlar, bu yılda yumurtalarından çıkmaya hazırlanan zararlı böcek türü için geçen yıldan kalan atık dal ve kalıntıların imha edilmesi uyarısında bulunuyor.
Bölgede, 2007 yılından sonra görülmeye başlanan ve birkaç yıldır
çoğalan 'Ricania simulans' adlı kelebek türü böcek, tarım ürünlerini
tehdit ediyor. Vücudu genellikle açık gri renkte olan ve rahatsız
edildiklerinde hızla zıplayabilen böceğin, özellikle suyunu emdikleri
sebze ve yabancı otlardan beslenerek kurumalarına neden olduğu belirlendi. Çay
ve fındık bitkisindeki suyun emilip kurumasına da yol açmasından endişe edilen
zararlı kelebeğin yumurtadan çıkma dönemine girdiğini belirten uzmanlar, yaz
ayı ile birlikte Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun illerinde sahil bölgelerinde
yeniden ortaya çıkarak tarım ürünlerine zarar vermesinden endişe ediliyor.
Uzmanlar, bu yıl da yumurtalarından çıkmaya hazırlanan zararlı böcek türü
için geçen yıldan kalan atık dal ve kalıntıların imha edilmesi uyarısında
bulunuyor.
'1 KELEBEK 50 YUMURTA BIRAKIYOR'
Rize Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Zooloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç.
Dr. Mustafa Akıner yumurtadan çıkma dönemindeki kelebekten kurtulabilmek için
vatandaşların bahçelerindeki geçen yıldan kalan atık dal ve kalıntıları imha
etmesi gerektiğini söyledi. Doç. Dr. Akıner "Son 3 yıldır yaptığımız
gözlemlere göre popülasyon seviyeleri yıldan yıla artıyor ve yayılım alanları
da artmış durumda. Sadece bölgemiz değil, Marmara, İstanbul hatta Trakya'ya
doğru sıçramış durumda. Şu anda hayvanların yavrularının çıkma dönemi.
Vatandaşlar çaylıklarının ya da bahçelerinin kenarlarındaki atık dalları ve
kalıntıları temizlemek zorunda. Yumurtaların bırakıldığı bu alanları
temizleyemezsek bu türle ciddi seviyelerdeki bir artışla tekrar karşı karşıya
kalacağız. Bu organizma yılda bir kez dölleniyor ve ortalama 50 yumurta
bırakıyor. Ağustos- eylül aylarında bırakılan yumurtalar şimdilerde de çıkmaya
başlıyor. Geçen yıl bir alanda 50 tane bireyin bıraktığı yumurta sonucunda
şimdi 2 bin 500 birey alana çıkacak. Bir sonraki yıl eğer ortam koşulları uygun
olursa bu 2 bin 500 bireyde, her biri 50 yumurta bırakarak çoğalmaya devam
edecek. Bu da tarımla uğraşan vatandaşların ürünlerine ciddi zarar vereceği
anlamına gelir. İşte bu noktada vatandaşlar kendi bahçelerindeki atık çalıları,
otları temizlerlerse bu seviyeleri düşürmeleri mümkün. Alanda bulunan atık
dalların, otların toplanarak yakılması fiziki mücadele anlamında
çiftçilere ciddi katkı sağlayacaktır” dedi.
'LABORATUVAR TESTLERİ İLE ALAN TESTLERİ ÇOK FARKLIDIR'
Doç. Dr. Akıner, "Bazı araştırmacıların bu zararlı türle çeşitli biyolojik
mücadele yöntemleri araştırdıklarını biliyoruz. Bununla ilgili birkaç tane
mantar türünün etkili olduğunu bazı araştırmacılar beyan ettiler. Ancak
bunların daha araştırma aşamasında olduğunu unutmamak gerekiyor. Çünkü
laboratuvar testleri ile alandaki testler çok farklıdır. Ayrıca bu geliştirilen
ilaçların güvenlik denemeleri ve ruhsatlandırmaları yapılmadan alanlarda
kullanımları mümkün değil. Şunu da unutmamak gerekiyor ki geliştirilen her ilaç
bu organizmayı öldürmekle kalmayıp diğer canlılara da zarar veriyorsa bu
durumda kullanılması çok da doğru değildir” ifadelerini kullandı.
'EKTİĞİMİZ HİÇBİR SEBZEYİ YİYEMİYORUZ'
Zararlı kelebek yüzünden ektikleri hiçbir sebzeyi yiyemediklerini belirten çay
üreticisi Zeliha Kuk "Ne ekersek onu yiyor. Fasulye, lahana, salatalık,
biber, pazı, bahçeye ektiğimiz her şeyi yiyor. Aslında kelebeğin bize bir şey
bırakmayacağını biliyoruz ama ‘Allah verir’ diyerek her sene ekmeye devam
ediyoruz. Biz bu böceği yok etmek için hiçbir şey yapamıyoruz, bakıyoruz
sadece” dedi.
Engin Kuk da "Kelebek sahilden başlayarak yüksek kesimlere kadar çıktı.
Sebzeleri mahvediyor, taze çayların suyunu emiyor, büyük zarar veriyor.
Biyolojik bir savaş gibi bu nereden geldiyse. Bu koronadan önceki bir salgın
mıydı neydi bilemiyorum” ifadelerini kullandı.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı