Kaş’ta bir vegan mekân: Oburus Momus
Kaş’taki vegan restoran Oburus Momus’ta yemek yiyebilmek için önceden rezervasyon yaptırmanız şart! İşin sırrı menüde saklı...
Birbiriyle çelişen ya da tamamen zıt kavramların bir arada kullanılmasına “oksimoron” deniyor. Örneğin “Sessiz çığlık” ya da “Paylaşılmış yalnızlık” ya da “Taliban ve kadın hakları” ya da “Orman Genel Müdürlüğü ve yangın söndürme uçağı”... Her neyse...
Bir vegan/vejetaryen restoranının adını ilk kez sosisli sandviç satan bir vegandan duymak da böyle bir duruma işaret ediyor sanırım...
Kaş’taki Oburus Momus’tan bahsediyorum... Eğri oturup doğru konuşmak lazım... İsmini duyunca bir obur olarak heyecanlandım ama mekânın vegan/vejetaryen olduğunu öğrenince biraz yüzüm asılmadı değil.
Zira bendeniz böyle taraklarda pek bezi olmayan, kendi halinde, etini, köftesini, tavuğunu yiyen sıradan biriyken sevgili eşim Hazal Ocak vejetaryen olmaya karar verdi. Kendisi her ne kadar bana karışmıyormuş gibi görünse de bir süre sonra kırmızı ve beyaz et tüketimimin dramatik şekilde düştüğünü fark ettim.
Oburus Momus’u duyunca da bir et yiyenin ezberlenmiş önyargılarıyla biraz burun kıvırmış olabilirim ama öğünlerim konusunda tek yetkili olan sevgili eşimle birlikte mekânın kapısında beklerken ezberler bozuldu, önyargılarım yerle bir oldu.
İlk akşam yer olmadığı için kapısından dönüp iki akşam sonrasına rezervasyon yaptırabildiğimiz restorana, vejetaryen olan olmayan her kesimden yoğun ilginin nedenini ise tabağımdan aldığım ilk lokmayla birlikte anladım.
Şimdi gelin “laf salatasını” bırakalım, Oburus Momus’un kurucularına, Zeynep ve Ürün Çakırca’ya bırakalım sözü:
Ürün ve Zeynep Çakırca
İSMİ UYDURMA TADI KALICI
Oburus Momus'tan önce ne yapıyordunuz? Oburus Momus fikri nasıl ortaya çıktı?
Zeynep: Ürün’le üniversitede tanıştık. Boğaziçi Üniversitesi’nin ardından kurumsal şirketlerde beyaz yakalı olarak çalışmaya başlamıştık.
Ürün: Kurumsal hayattaki ilk yılımızı geride bırakırken zihnimizde bazı şüpheler oluşmaya başladı. Her şeyin yolunda gittiği bir senaryoda bile kendimizi 10 yıl sonra gördüğümüz yer ikimizde de heyecan ya da tatmin yaratmıyordu. Kaybedecek bir şeyimizin olmadığını, kırsal hayatı deneyimlememiz gerektiğini düşündük. Ancak şehirdeki mesleklerimizin, kırsalda karşılığı yoktu. Bunun üzerine alternatifleri değerlendirip restoran açma fikrinde karar kıldık.
Zeynep: Ben işimden ayrılıp profesyonel aşçılık eğitimi aldım ve maddi manevi Kaş’ın hazırlığını yaptık. Oburus Momus 2016’da ilk açıldığında biz dahil sadece 3 kişiydik. Yıllık iznini Kaş’ta geçirme hatasında bulunan tüm arkadaşlarımızı türlü türlü zorlu işlere bulaştırdık. Birkaç sene adeta restoranda yatıp kalktık.
Ürün: Arkadaşlarımız ve ailelerimizin desteği olmasaydı ayakta kalamazdık. Aradan geçen 6 yılda ekibimiz 25 kişiye kadar çıktı. Geçen seneye kadar ekibimizin parçası olan Mert ve Simge ortağımız oldu. Yıllardır beraber çalıştığımız, Oburus’ta en az bizim kadar emeği olan çalışma arkadaşlarımız da var.
Oburus Momus ismi nereden geliyor?
Zeynep: Uydurma bir isim. İlk yerimiz Kaş’taki antik tiyatroya çok yakındı. Dolayısıyla antik bir Yunan tanrı isminin uygun olacağını düşündük. Sonunda alay ve hiciv ile özdeşleştiğini öğrendiğimiz Momus’ta karar kıldık. Bir de tıka basa yemeyi ve yemekten keyif almayı çağrıştırması adına önüne Oburus’u ekledik.
‘EKMEĞİ DE YAPIYORUZ’
Yemekleriniz gerçekten çok lezzetli. Menüye nasıl karar veriyorsunuz?
Zeynep: İlk günden beri müşterisi olmak isteyeceğimiz bir yer hayal ettik. Önceliğe hep kendi hayallerimiz ve zevklerimizi koyduk. Seyahatlerimizde aklımızda yer eden, keyif aldığımız yemekleri tekrar yorumladık. Yemek kitabı karıştırırken evimizde yapıp keyifle yediğimiz yemekler de yine aynı şekilde bize ilham verdi.
Ürün: Oburus’ta en büyük motivasyonlarımızdan biri de katma değerli şeyler sunabilmekti. Bu yüzden de ekmeğimizi, soslarımızı ilk günden beri kendimiz yapıyoruz. İlk açıldığımız günün 10 katı kadar insan gelse de hâlâ ilk gün yaptığımız ekmeğin aynısını gelen misafirlere sunmaya çalışıyoruz.
SAKİN HAYAT HAYALİ
Böyle ilgi bekliyor muydunuz?
Ürün: Oburus’u açarken çok kısa sürede batacağımıza ilişkin bahisler varmış. Genel atmosfer, “Çocuklar heves etti, çok da para batırmasalar bari” şeklindeydi. Gördüğümüz ilgiden tabii ki çok mutluyuz ancak aslına bakarsanız uzaya roket fırlatmıyoruz. Çalışma arkadaşlarımıza ve müşterilerimize adil olmaya çalıştığımız, kimsenin hakkını yemeden, kimseyi kandırmaya çalışmadan yapmaya çalıştığımız bir işimiz var. Sanıyorum bu samimi tavır bir şekilde karşılık buldu.
Restoranı açarken en büyük hayaliniz neydi? Bundan sonrası için hayaliniz nedir?
Zeynep: İstanbul’da çalışırken hayatım ve işim tamamen ayrı parçalar gibi hissediyordum. İşten çıkacağım anı sabırsızlıkla bekleyip, dakikaları sayıyordum. İşte o zaman işimi yaparken de yaşadığımı hissetiğim bir hayatın hayalini kurdum. Oburus Momus tam da bu hayale karşılık geliyor diyebilirim.
Ürün: Diğer taraftan da aklımızda sakin ve dingin bir hayat hayali vardı, ne var ki kendimizi kayda değer bir stres ve koşturmacanın ortasında bulduk. Çok uzun saatler ayakta kalıyor, sürekli bir şeyler taşıyor hatta eve gittiğimizde yatağa ulaşamadan koltuğa kendimizi atıp uyuyacak kadar yoruluyorduk. Şu an ne biz ne de ekibimizin herhangi bir üyesi fiziksel olarak bu derecede tükenmiyor ama restoran işletmeye dair bütün tecrübemizi kendimizden oldukça fedakârlık yaparak edindik diyebilirim.
Zeynep: Oburus’u da değiştirmeye ilişkin hayaller kuruyorum. 2.5 yıldır veganım, kendim ve dünya için bunun doğru yol olduğuna dair şüphem yok. Oburus’u tamamen vegan, neredeyse sıfır atık ve her anlamda ve samimi bir şekilde sürdülebilir bir hale getirmek en büyük hayalim.
OYUNCU KEÇİLER SAYESİNDE
Dünyada şu an en büyük mesele iklim krizi... Bunda en büyük etkenlerden biri de dünyada et tüketiminin fazla olması... Siz vegan ya da vejetaryen misiniz? Eğer öyleyseniz buna nasıl ve neden karar verdiniz?
Zeynep: İkimiz de vegan besleniyoruz. Oburus’u açtığımızda kafamızda et tüketmekle ilgili soru işaretleri vardı ama bu adımı atamamıştık. Bu anlamda Oburus bizi dönüştürdü diyebilirim. Önce vejetaryen olduk. 2.5 yıldır da her ikimiz de vegan besleniyoruz. Hayatta aldığımız en doğru kararlardan biri gibi hissediyorum. Doğum yaptıktan sonra süt ve yavru ilişkisi daha çok gözüme çarptı. Benim sütüm benim bebeğiminse neden buzağının sütünde hak iddia ettiğimizi sorgulamaya başladım ve doğumdan kısa süre sonra vegan oldum.
Ürün: Bir gün bir keçi yetiştiricisini ziyaret etmiştik. Birlikte vakit geçirdiğimiz oğlakların, oyunculuk ve kendini sevdirme halinin kendi kedilerimizden hiç farkı olmadığını fark ettiğimiz an etle olan ilişkimizi sonlandırmaya karar verdik.
Zeynep: Oburus’a gelen misafirlerimizin neredeyse yüzde 90’ı vegan ya da vejetaryen değil. Normal şartlarda et tüketecek binlerce insanın bir öğün de olsa alışkanlıklarını kırmaya teşvik etmek bizi fazlasıyla motive ediyor. Vegan veya vejetaryen olunca yemekten alınan zevkten feragat edildiğine ilişkin bir algı var. Oburus’ta lezzetli yemekler sunarak aslında bunun aksinin mümkün olduğunu her gün tekrar tekrar söylemiş oluyoruz.
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- 'Seküler müdür kalmadı'
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği