Kılıçdaroğlu'ndan AYM kararını tanımayan mahkemeye sert tepki!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adım Adım İktidara Projesi Tanıtım ve İlk Eğitim Toplantısı'nda konuştu. Kılıçdaroğlu, AYM'nin Enis Berberoğlu kararını tanımayan İstanbul İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sert tepki göstererek, kararı veren hakimlerin "Biz hukuk devletinin değil, şahsım devletinin hakimleriyiz. Dolayısıyla saraya yaptığımız hizmetlerle üst makamlara atanmayı bekliyoruz" mesajı verdiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu'ndan AYM kararını tanımayan mahkemeye sert tepki!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.10.2020 - 11:41

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adım Adım İktidara Projesi Tanıtım ve İlk Eğitim Toplantısı'nda açıklamalarda bulundu.  

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde: 

“SON 10 YILDA EN BÜYÜK DEĞİŞİMİ YAŞAYAN PARTİYİZ’

“Genelde CHP'ye şu eleştiri yapılır: 'CHP hiç öneri getirmiyor hep eleştiriyor' Onlara şu soruyu sorun, hangi soruna çözüm getirmedi? Bizim siyaset tarihimizde son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan partilerden biri CHP'dir. Her soruna yetkin kadrolarıyla çözüm üreten tek parti CHP'dir. Biz Türkiye'ye karşı en ağır sorumluluğu üstlenmesi gereken partiyiz. Çünkü biz kadrolarımızla, varolan sorunları çözme konusunda azimli kararlı ve özgüveni yüksek bir duruş sergilemek zorundayız.

İKİNCİ YÜZYILA ÇAĞRI BEYANNAMESİ

İkinci yüzyıla çağrı beyannamesinin önce felsefesini çok iyi bilmek gerekiyor. Bitirdiğimiz bir yüzyıl, ikinci yüzyılın başlangıcında 5 temel sorunla 83 milyonu karşı karşıya bıraktı. Geçmişten ders çıkaramazsanız sağlıklı bir gelecek inşa edemezsiniz. Bu çağrı beyannamesi Türkiye'de hiçbir toplumsal sınıfı dışlamayan beyannamedir. Bir CHP beyannamesinin ötesinde Türkiye'yi ikinci yüzyıla güçlü bir şekilde sokacak, güçlü bir Türkiye inşa edecek, birlikteliği koruyacak bir söylemdir. İnanç, etnik kimlik üzerine siyaset tarihin tozlu raflarında kalmak zorundadır. Kutuplaşan bir Türkiye bize göz diken egemen güçlerin arzu ettiği bir Türkiye'dir.

Bu beyanname, birlikte yaşama iradesini en güçlü şekilde ortaya koyan bir metindir. Farklılıklarımızı zenginlik görüp bu zenginliği büyütme iradesini ortaya koyan bir beyannamedir. Bu beyanname Türkiye'yi çağdaş uygarlığa ulaştıracak yol haritasıdır.

‘HAVUZ MEDYASI DA İTİRAZ EDEMEDİ’

Havuz medyası da buna itiraz edemedi? 'Şurası yanlıştır' diyemediler. Diyemezler zaten. Böyle bir beyannameyi hazırlamak CHP'ye yakışırdı, biz bunu yaptık. Bu beyannameyi kurultayımıza katılan tüm delegelerin oy birliği ile tarihe miras olarak bıraktık.

CHP, değişimin ve dönüşümün en büyük adresidir. CHP bugün siyasal partiler içerisinde en nitelikli ve en yetkin kadrolarını bünyesinde barındıran partidir.

GENÇLER TÜRKİYE'DEN GİTMEK İSTİYOR

Eğitimli, gelişmiş ciddi bir genç kuşağımız var. Mayıs ayında 'İmkanınız olsa yurtdışında yaşamak ister misiniz?' diye soruluyor gençlere. Gençlerin yüzde 62,5'i 'evet' diyor. AK Partili gençlerin de yüzde 47,3'ü 'evet' diyor. Önümüzdeki ciddi tehlikeyi görüyor musunuz? Bir ülkenin gençliği, ben bu ülkede değil başka bir ülkede yaşamak istiyorum diyor. 

Eylül'de 'kalıcı olarak başka bir ülke vatandaşlığı verilirse Türkiye'yi terk edip o ülkeye yerleşmeyi düşünür müsünüz? diye soruluyor. Evet diyenlerin oranı yüzde 64. Yüzde 14'ü 'hayır kalırım' diyor. Türkiye'nin gerçek anlamda beka sorunu ne? Bir ülke kendi gençliğini kaybederse Türkiye'nin beka sorunu nedir o zaman? Başka hangi beka sorunundan söz edeceksiniz, işte beka sorunu budur! İkinci yüzyıla çağrı beyannamesi bütün bu gençleri Türkiye'de tutma beyannamesidir ayrıca.

KADIN ÖRGÜTLERİNE ÇAĞRI

Siyasetin erkek egemen bir alan olmaktan çıkarılması gerekiyor. Ülke nüfusunun yarısı kadın. Niye palamentonun yarısı kadın değil? Siyasi Partiler Yasası bu yönde değişirse, partiler mecbur kalır. Bütün kadın örgütlerine çağrım; yüzde 50 kadın barajı olmayan partiye oy vermeyin? Bunu kim yaptı? Darbeciler yaptı. Kim değiştirmek istiyor? Biz değiştirmek istiyoruz? Toplum nefes alamıyor. Bunun değişmesi lazım.

İFLAS EDEN YARGI SİSTEMİ 

Parlamentonun, anayasanın askıya alındığı bir süreçten geçiyoruz. Bir ülkede yasama yargı ve yürütme bir kişinin kontrolü altına girerse o ülkede felaket olur. Bunu anlatmamız gerekiyor, bizim böyle bir tarihi sorumluluğumuz var.

İflas eden bir yargı sistemiyle karşı karşıyayız. Her şey aklıma gelirdi de yargı sisteminin bu kadar çökeceği aklıma gelmezdi. Bu kadan körelmez, bu kadar çürümez diyordum. Yargının kendi içinde bir iç dinamiği var. AİHM’e kadar uzanan bir zincirimiz var. Ama alt mahkeme en üst mankemenin verdiği karar beni bağlamaz diyorsa çürüme ordan başlıyor. Adaletsizlik, hukuksuzluk oradan başlıyor. Nasıl bir felakatle karşı karşıya olduğumuzun bilinmesi lazım.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla şu mesajları verdi: 

* Biz hukukun üstünlüğüne ve vicdani kanaatine göre karar veren mahkeme değiliz. Öyle olmadığımız için de anayasa va yasalar bizi bağlamaz

* Biz gücümüzü anaasayadan değil saraydan alıyoruz

* Millitvekilinin yeniden dokunulmazlık kazanması da bizi bağlamaz, biz yargılayıp mahkum ederiz.

* Bizi TBMM başkanı dahi eleştiremez

* Bizim anayasayı ihlal etmemiz, AYM'nin kararlarına uymamamız HSK tarafınca sorgulanamaz. HSK da talimatı saraydan alır.

* Biz hukuk devletinin değil şahsım devletinin hakimleriyiz. Dolayısıyla saraya yaptığımız hizmetlerle üst makamlara atanmayı bekliyoruz.

Adaletin olmadığı yerde devlet yoktur. Devletin dini adalettir. Adaleti yok ederseniz devleti, insanlığı, ekosistemi yok edersiniz.

‘HANGİ DEVLET SAYGI DUYAR?’

Hırsızlık yapanın büyükelçi olduğu bir ülkeye hangi devlet saygı duyar? Hırsızlık yapan bir isim bindiği arabaya Türk bayrağı asılıyor. O bayrağa yapılan en büyük saygısızlık çikolota kutusunda rüşvet alanların büyükelçi olarak atanmalıdır.

DIŞ POLİTİKA

Yüzyılı devirdik, tüm komşularımızla düşmanız. Niçin? Ya dedelerimiz yanlış yaptı ya bunlar yanlış yapıyorlar. Suriye, Mısır, İran, Irak... Kavga etmediğimiz kimse kalmadı. En büyük tehlike dış politikanın iç politika malzemesi olarak kullanılmasıdır. Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı'nı kuracağız. Ortadoğu'yu bir kavga alanı olmaktan çıkarıp bir barış havzasına döndürebiliriz. Dünyanın bütün demokratlarının diktatörlere karşı birleşmesi lazım.

ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI

Önümüzdeki seçimler bir siyasi parti seçimi değildir. Hala bunu anlamak istemeyen belli çevreler var. Önümüzdeki seçimler demokratlar ile diktatörler arasındaki seçimlerdir. Bir sağ-sol seçimi değil, kendi ülkesinde düşüncesini özgürce ifade etmek isteyen demokratlarla, hayır bir kişi konuşsun diyen otoriter rejim yanlıları arasındaki seçimdir. Bu çerçeveden olaya bakamazsanız otoriter rejimlerin tutsağı haline gelirsiniz.

Niye seçimden korkuyolar çünkü gideceklerini biliyorlar. Erken seçim Kılıçdaroğlu'nun değil. esnafın, işçinin, sanayicinin talebilidir. 

Evet kardeşim, cesursan eğer...  Ülkenin sorunlarını çözemedin 18 yılda batağın içine soktun, Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet eder noktaya geldin.  Faize karşız diyenler tefeciye hizmet eder hale geldi. 

Emir alıyorlar, dilencilik yapıyorlar, medyanın önünde de kahramanlık yapıyorlar. 

Kahraman olarak kendilerini tanıtanlar bir telefonla papazı serbest bırakıyor. Allah bilir telefon aldığı zaman ayağa kalkıp önünü iliklemiştir. Türkiye’nin onurunu, tarihini ayaklar altına alan kişiden Türkiye’ye hayır gelmez.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon