Kılıçdaroğlu'ndan ilk açıklama: Seçimle gelen seçimle gider
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, HDP'ye yönelik operasyonun 'mafya yöntemleriyle' yapıldığını belirterek, 'Kan davasıyla ülke yönetilmez, seçimle gelen seçimle gider' dedi.
<video:625965>
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazetemize, ardından HDP'ye yapılan operasyonların “mafya yöntemiyle” gerçekleştirildiğini belirterek “Çılgınlara ülkeler teslim edilemez. Aklı baliğ olmayanlara ülke teslim edilemez. Seçimle gelen seçimle gider. Kan davasıyla ülke yönetilmez” dedi. CHP lideri, ülkenin freni kopmuş bir kamyon gibi yokuş aşağıya gittiğini vurguladı.
İzmir'de başlayan belediye başkanlı toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, devletin kin ve intikam duygularıyla yönetilemeyeceğini vurguladı. Egemenliğin padişahın değil, milletin olduğunu, bunun da Atatürk döneminde yapılan anayasanın ilk maddesi olduğunu kaydederek, şunları söyleydi:
“Şimdi egemenliği saraya hapsedilmek isteniyor. Sen millet değilsin, tek başına bir bireysin. Biz düşünen insanların, siyasetçilerin, bilim insanlarının, gazetecilerin görüşleri ne olursa olsun hapse atılmasına karşıyız. Demokrasiyi savunuyorsanız, seçimle gelenin seçimle gitmesini savunacaksınız. Seçimle gelenlerin gidiş yolu ancak seçimle olmalıdır. Seçimle gelenleri ben yakalayacağım, hapse atacağım, öldüreceğim, mafya yöntemleriyle susturacağım onları derseniz o ülkeye barışı asla getiremezsiniz.”
FRENİ KOPMUŞ KAMYON GİBİ
Operasyonların “terörle mücadele” adı altında gerçekleştirildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Elbette ki her ülke terörle mücadele etmek durumundadır. Elbette ki terör bir insanlık suçudur. Elbette ki teröre hep birlikte siyasi görüşümüz ne olursa olsun, dur demek zorundayız. Terörle mücadelenin akılla ve mantıkla yapılması lazım. Nasıl devleti bilgiyle erdemle yönetecekseniz, sağduyu ile yönetecekseniz terörle mücadeleyi de aynı şekilde yapmak zorundasınız. Sivrisineklerle uğraşarak terörü bitiremezsiniz. Bataklık kurumuyorsa terörü önleyemezsiniz. Açık ve net söylüyorum. 'Musul’a Rakka’ya gideceğiz' diyorlar. İyi gidin, bir sorun sormak istiyorum. Burnunuzun dibinde Kandil var, neden bir şey yapmıyorsunuz? Çok açık ve net söylüyorum. Türkiye iyi yönetilmiyor. Freni kopmuş kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz. Nereye gittiğimizi kimse bilmiyor” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'ndan Diyarbakır'daki patlamaya ilişkin açıklama - VİDEO
DİRENME HAKKI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık isteğine ilişkin “Türkiye'yi onun iki dudağı arasına hapsetmek istiyorlar” diyen Kılıçdaroğlu, Hitler örneğini vererek “direnme hakkını” anlattı. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Türkiye’yi yönetenler, Türkiye’nin Ortadoğu'nun karanlık bir ülkesi olmasını istiyorlar. Kanın gözyaşının aktığı bir Ortadoğu ülkesi. İzlenen politikalar da adım adım bu politikalara gidildiğini gösteriyor. Neden illa başkanlık diyorlar? Türkiye’yi bir kişinin iki dudağı arasına hapsetmek istiyorlar. Eğitim mi, onun istediği olacak. Kadın erkek eşitliği, onun istediği gibi olacak. Yasalar, onun istediği gibi olacak. 21 yüzyıldan söz ediyorum, 19. yüzyıldan etmiyorum. Elbette ki hepimiz yasalara hukuka uymak zorundayız. Ama birileri hukuka uymazsa, hukuku çiğnerse, kendi hukukunu evrensel hukuk olarak bize dayatırsa o zaman bu halkın doğal olarak direnme hakkı vardır. 15 Temmuz öncesi direnme hakkından söz ettiğimde hep birlikte ayağa kalktılar, ne demek direnme hakkı diye? Direnme hakkı, Alman Anayasası'nda vardır. Anayasaya konmuştur, niçin? Hitler’den örnek alınarak konulmuştur. Çılgınlara ülkeler teslim edilemez. Aklı baliğ olmayanlara ülkeler teslim edilemez. Bilgisi olmayan insanlara ülkeler teslim edilemez. Basiretli davranmayanlara ülkeler teslim edilemez. Ön yargılarını öne koyup, düşüncelerin önüne set çekenlere ülkeler teslim edilemez.”
KAN DAVASIYLA ÜLKE YÖNETİLMEZ
Son günlerde yaşananların başkanlığın altyapısını hazırlamak için düzenlendiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, “Siyasette kan davası güdülmez” diyerek, şöyle konuştu:
“Çok tehlikeli bir sürecin içine sürükleniyor Türkiye. Bütün AKP’li milletvekili kardeşlerime sesleniyorum. Benim duyduğum kaygıyı sizlerin de duyduğunu biliyorum. Aynı muamele size yapıldığında siz isyan ederdiniz. Geçmişte örneklerini gördük, o travmayı bu toplum hala atlatmış değildir. Siyasette kan davası güdülmez. Kan davasıyla bir ülke yönetilemez. Eğer sorgulanacaksa, ülkeyi şehirleri silah deposu haline getirenlere göz yumanlara hesap sorması lazım. Valilere kaymakamlara telefon edip, 'sakın bunlara dokunmayın' diyen kimlerse onların yakalanması, sorgulanması lazım.”
Kılıçdaroğlu, “Terörle mücadele ediyorum diye gazetecileri, sanatçıları, yazarları, er ve erbaşları hapse atacaksın. Parantez içinde Adil Öksüz’ü serbest bırakacaksın. Bu konuda tek kelime bile etmeyeceksin. Adil Öksüz’ün eline neden kelepçe takılmaz? GPS cihazını Öksüz’e kim vermiştir? O cihazı Türkiye’ye hangi kurum ithal etmiştir. Bunları bilmek bizim hakkımız. Hükümet kanadından tık yok. Niye tık yok? 15 Temmuz darbe gecesi hayatını kaybeden 240 şehidimiz 'Türkiye’ye dikta gelsin diye mi şehit oldular? Türkiye bir kişinin iki dudağı arasına hapsedilsin diye mi şehit oldular? Yoksa bu ülkede demokrasi kaçınılmaz olarak gelsin, gerekirse biz hayatımızı feda ederiz diye mi geldiler?” diye sordu.
CHP Lideri, cemaat ile hükümetin yollarının rant kavgasında ayrıldığını anımsatarak “Aynı menzile yürüyordu bunlar. Sen mi malı götüreceksin, ben mi malı götüreceğim... İkisi de dini kullanıyorlardı. Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Bir kişi bile kalsak Musta Kemal’in yolundan asla dönmeyeceğiz, böyle bir hakkımız yoktur” dedi.
İzmir'de başlayan belediye başkanlı toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, devletin kin ve intikam duygularıyla yönetilemeyeceğini vurguladı. Egemenliğin padişahın değil, milletin olduğunu, bunun da Atatürk döneminde yapılan anayasanın ilk maddesi olduğunu kaydederek, şunları söyleydi:
“Şimdi egemenliği saraya hapsedilmek isteniyor. Sen millet değilsin, tek başına bir bireysin. Biz düşünen insanların, siyasetçilerin, bilim insanlarının, gazetecilerin görüşleri ne olursa olsun hapse atılmasına karşıyız. Demokrasiyi savunuyorsanız, seçimle gelenin seçimle gitmesini savunacaksınız. Seçimle gelenlerin gidiş yolu ancak seçimle olmalıdır. Seçimle gelenleri ben yakalayacağım, hapse atacağım, öldüreceğim, mafya yöntemleriyle susturacağım onları derseniz o ülkeye barışı asla getiremezsiniz.”
FRENİ KOPMUŞ KAMYON GİBİ
Operasyonların “terörle mücadele” adı altında gerçekleştirildiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Elbette ki her ülke terörle mücadele etmek durumundadır. Elbette ki terör bir insanlık suçudur. Elbette ki teröre hep birlikte siyasi görüşümüz ne olursa olsun, dur demek zorundayız. Terörle mücadelenin akılla ve mantıkla yapılması lazım. Nasıl devleti bilgiyle erdemle yönetecekseniz, sağduyu ile yönetecekseniz terörle mücadeleyi de aynı şekilde yapmak zorundasınız. Sivrisineklerle uğraşarak terörü bitiremezsiniz. Bataklık kurumuyorsa terörü önleyemezsiniz. Açık ve net söylüyorum. 'Musul’a Rakka’ya gideceğiz' diyorlar. İyi gidin, bir sorun sormak istiyorum. Burnunuzun dibinde Kandil var, neden bir şey yapmıyorsunuz? Çok açık ve net söylüyorum. Türkiye iyi yönetilmiyor. Freni kopmuş kamyon gibi yokuş aşağı gidiyoruz. Nereye gittiğimizi kimse bilmiyor” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'ndan Diyarbakır'daki patlamaya ilişkin açıklama - VİDEO
DİRENME HAKKI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık isteğine ilişkin “Türkiye'yi onun iki dudağı arasına hapsetmek istiyorlar” diyen Kılıçdaroğlu, Hitler örneğini vererek “direnme hakkını” anlattı. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Türkiye’yi yönetenler, Türkiye’nin Ortadoğu'nun karanlık bir ülkesi olmasını istiyorlar. Kanın gözyaşının aktığı bir Ortadoğu ülkesi. İzlenen politikalar da adım adım bu politikalara gidildiğini gösteriyor. Neden illa başkanlık diyorlar? Türkiye’yi bir kişinin iki dudağı arasına hapsetmek istiyorlar. Eğitim mi, onun istediği olacak. Kadın erkek eşitliği, onun istediği gibi olacak. Yasalar, onun istediği gibi olacak. 21 yüzyıldan söz ediyorum, 19. yüzyıldan etmiyorum. Elbette ki hepimiz yasalara hukuka uymak zorundayız. Ama birileri hukuka uymazsa, hukuku çiğnerse, kendi hukukunu evrensel hukuk olarak bize dayatırsa o zaman bu halkın doğal olarak direnme hakkı vardır. 15 Temmuz öncesi direnme hakkından söz ettiğimde hep birlikte ayağa kalktılar, ne demek direnme hakkı diye? Direnme hakkı, Alman Anayasası'nda vardır. Anayasaya konmuştur, niçin? Hitler’den örnek alınarak konulmuştur. Çılgınlara ülkeler teslim edilemez. Aklı baliğ olmayanlara ülkeler teslim edilemez. Bilgisi olmayan insanlara ülkeler teslim edilemez. Basiretli davranmayanlara ülkeler teslim edilemez. Ön yargılarını öne koyup, düşüncelerin önüne set çekenlere ülkeler teslim edilemez.”
KAN DAVASIYLA ÜLKE YÖNETİLMEZ
Son günlerde yaşananların başkanlığın altyapısını hazırlamak için düzenlendiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, “Siyasette kan davası güdülmez” diyerek, şöyle konuştu:
“Çok tehlikeli bir sürecin içine sürükleniyor Türkiye. Bütün AKP’li milletvekili kardeşlerime sesleniyorum. Benim duyduğum kaygıyı sizlerin de duyduğunu biliyorum. Aynı muamele size yapıldığında siz isyan ederdiniz. Geçmişte örneklerini gördük, o travmayı bu toplum hala atlatmış değildir. Siyasette kan davası güdülmez. Kan davasıyla bir ülke yönetilemez. Eğer sorgulanacaksa, ülkeyi şehirleri silah deposu haline getirenlere göz yumanlara hesap sorması lazım. Valilere kaymakamlara telefon edip, 'sakın bunlara dokunmayın' diyen kimlerse onların yakalanması, sorgulanması lazım.”
Kılıçdaroğlu, “Terörle mücadele ediyorum diye gazetecileri, sanatçıları, yazarları, er ve erbaşları hapse atacaksın. Parantez içinde Adil Öksüz’ü serbest bırakacaksın. Bu konuda tek kelime bile etmeyeceksin. Adil Öksüz’ün eline neden kelepçe takılmaz? GPS cihazını Öksüz’e kim vermiştir? O cihazı Türkiye’ye hangi kurum ithal etmiştir. Bunları bilmek bizim hakkımız. Hükümet kanadından tık yok. Niye tık yok? 15 Temmuz darbe gecesi hayatını kaybeden 240 şehidimiz 'Türkiye’ye dikta gelsin diye mi şehit oldular? Türkiye bir kişinin iki dudağı arasına hapsedilsin diye mi şehit oldular? Yoksa bu ülkede demokrasi kaçınılmaz olarak gelsin, gerekirse biz hayatımızı feda ederiz diye mi geldiler?” diye sordu.
CHP Lideri, cemaat ile hükümetin yollarının rant kavgasında ayrıldığını anımsatarak “Aynı menzile yürüyordu bunlar. Sen mi malı götüreceksin, ben mi malı götüreceğim... İkisi de dini kullanıyorlardı. Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Bir kişi bile kalsak Musta Kemal’in yolundan asla dönmeyeceğiz, böyle bir hakkımız yoktur” dedi.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke