Konumuz Referandum

Konumuz Referandum
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.05.2010 - 06:14

Söze, referandum sözcüğünün anlamından ve kökünden başlamak uygun olsa gerek. Referandum (bazı dillerde: referendum) Latince referre (göndermek, havale etmek) kökünden türetilmiş bir sözcüktür. Demek ki referandumda bir havale etmek, göndermek eylemi vardır. O eylem, bir yasanın ya da anayasanın halkın önüne konulması ve düşüncesinin sorulmasıdır.

Referandum bu niteliğiyle halkın iradesinin ülke yönetimine yansımasıdır. Bu nedenle de demokrasinin güzel bir örneğidir. Ülkemizde referandum sık başvurulan bir yöntem değildir. Şimdi önümüzde bir referandum var: Anayasa değişikliği TBMM’den geçti; Cumhurbaşkanı bu konudaki yasayı onayladı; yasa Resmi Gazete’de yayımlandı ve referanduma sunuldu. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) referandumun tarihini belirledi: 12 Eylül 2010. 12 Eylül’ler ülkemiz için parlak bir tarih değildirler, çünkü demokrasi bu tarihte kesintiye uğramıştır. Bu kez halk referandumda anayasa değişikliği ile ilgili düşüncesini söyleyecek. Bu ya kabul olacak ya da ret. Oyların hangisi fazla çıkarsa, o, sonucu belirleyecek.

YSK’nin kararı

YSK’nin referandum tarihini belirleyen kararı hukuka uygun mudur? Bu yazı bir hukuk makalesi elbette değildir. Bu nedenle en kısa ve öz biçimde YSK’nin kararının değerlendirilmesi uygun olur. Bu kararda üç çekirdek nokta var. İlki anayasanın 67/son maddesidir. Buna göre, “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz.” Öteki ise, anayasanın 79/son maddesidir ki, anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna sunulması, milletvekili seçimlerinde uygulanan hükümlere göre olur, demektedir. Son hüküm de anayasa değişikliklerinin halkoyuna sunulmasına ilişkin yasadır. Bu yasa da bu konuda Milletvekili Seçimi Yasası ile bağlantı kurmakta ve o yasanın hükümlerinin uygulanacağını belirtmektedir. Demek ki hukuki sonuç YSK’nin kararının hukuka uygun olduğudur. Bu karar anayasal sistemimizde kesindir. Konuyla bağlantısı nedeniyle bir başka nokta daha ele alınmalıdır: Anayasa değişikliğinin tüm maddelerinin bir bütün olarak halkoylamasına sunulması açısından durum nedir? Daha açık deyişiyle, toplam 26 maddeden ve 2 geçici maddeden oluşan bu yasa hakkında halkın referandumda tek bir oyla düşüncesini açıklayacak olması nasıl yorumlanmalıdır? İlk tespit şudur: Yasanın 26. maddesinde, anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanacağı açıkça belirtilmiştir.

Bu hüküm anayasaya uygun mudur? Bu konuda Anayasanın 175. maddesinde şu hükmü okuyoruz: “Türkiye Büyük Millet Meclisi anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların kabulü sırasında, bu kanunun halkoylamasına sunulması halinde, anayasanın değiştirilen hükümlerinden, hangilerinin birlikte hangilerinin ayrı ayrı oylanacağını da karara bağlar.” TBMM bu konudaki sonucu belirlemiş ve tümüyle oylamayı öngör-müştür. Bu sonuç bağlayıcıdır.

Demokratik yaklaşımda anayasanın bu hükmü irdelenmelidir. Bu denli geniş bir içeriği olan anayasa değişikliği için halkın düşünce ve kanaatini tek bir oyla belirtmek mecburiyetinde bırakılmış olması hukuki bir sonuçtur. Bu sonuç demokratik değildir. Bu “paketin” içinde yer alan hükümlerin bazılarından yana olmak, bazılarına ise karşı çıkmak düşüncesini gerçekleştirmek mümkün olmayacaktır. Referanduma katılanların böyle bir şansı yoktur. Sözü uzatmadan belirtmek gerekir ki, bu yaklaşım ve sonuç referandum kavramı ile de bağdaşmaz.

Konuyla ilgili bir başka olgu: CHP milletvekilleri anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) götürüyorlar. Bunun anlamı, yapılan değişikliklerin anayasaya aykırı olduğu düşüncesiyle iptallerini istemektir. Bu konuda sorulacak olan soru şudur: Bu dava referandumdan önce AYM tarafından ele alınabilir mi, yoksa referandumun sonucunun beklenmesi gerekir mi? Bu soruya cevap ararken referandum kavramının anlamını, amacını ve hukuki sonuçlarını dikkate almak uygun olur.

Referandumun sonucu

Anayasanın değişen maddeleri referanduma sunulmuş olmakla, yürürlüğe girmemişlerdir ve uygulanamazlar. Aksi düşünülemez, çünkü o zaman referandumun anlamı kalmaz. Referandumun sonucu beklenmeli midir? Referandumda değişiklikler reddedilirse, değişiklikler yapılmamış sayılır. Aksine, referandum sonucu değişiklikler kabul edilirse, değişiklik hükümleri yürürlüğe girerler.

Bu tablo içinde AYM’nin rolü ve açılan davayı görmek konusundaki yetkisi nasıl, özellikle yetkiyi kullanma zamanı açısından değerlendirilmelidir? Anayasada halkoylamasına sunulan anayasa değişikliği ile iptal davası arasındaki ilişkiyi kuran bir norm yoktur. Başka bir anlatımla, anayasa, AYM’ye halkoylamasına sunulan bir yasanın iptalini ele alma konusunda bir engel koymamıştır. Bu nedenle bu dava halkoylamasından önce görülebilir. Aksine bir düşünce, anayasal sistemimizle çelişir.

Prof. Dr. Erdener Yurtcan İstanbul Üniversitesi


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon