Kurban bağışı ihalelerinde yolsuzluk davası

''Kurban bağışı kesim ihalelerinde yolsuzluk'' iddialarıyla ilgili olarak haklarında dava açılan LÖSEV Yönetim Kurulu Başkanı Üstün Ezer, Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Mehmet Cengiz ve Mehmetçik Vakfı Genel Müdürü Salih Güloğlu'nun da aralarında bulunduğu 45 kişinin yargılanmasına başlandı.

Kurban bağışı ihalelerinde yolsuzluk davası
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 18.01.2011 - 13:32

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmaya, tutuklu sanıklar ve Ezer, Cengiz ile Güloğlu'nun da aralarında yer aldığı tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, bir kısım sanık avukatlarının, müvekkillerine ait telefon konuşmalarının usule aykırı olarak dinlenilerek elde edildiğini ileri sürerek, bu kayıtların dava dosyasındaki delillerin arasından çıkarılmasını talep ettiklerini belirtti.

Cumhuriyet Savcısı Cemil Tuğtekin, söz konusu talebin reddine karar verilmesini istedi.
Süleyman İnce, mahkemenin ara kararında, söz konusu telefon konuşma kayıtlarının deliller arasından çıkarılıp çıkarılmayacağına hükümle birlikte karar verileceği gerekçesiyle şu an bu konuda karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiğini ifade etti.
Salih Güloğlu, Türkiye'de vekaleten kurban kesme uygulamasını başlatan kurumun kendi vakıfları olduğunu belirterek, 1996 yılında başladıkları uygulama öncesinde, bunun dini kurallara uygun olup olmadığı konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı yetkililerinin görüşünü aldıkları söyledi.

Kurbanlık hayvanların dini esaslara göre kesildiğini belirten Güloğlu, 1996'dan bu yana kendilerine şikayet gelmediğini kaydetti. Kesimin nasıl yapıldığını ve kesilen hayvanların etlerinin nerelerde, nasıl değerlendirildiğini kamuoyuyla paylaştıklarını ifade eden Güloğlu, ''Dolayısıyla söylediklerimizin dışında yaptığımız bir eylem yoktur'' dedi.

Kurban kesimi için öncelikle Et ve Balık Kurumuna teklif götürdüklerini ancak kurumun fiyat önerisinin özel sektörden daha pahalı olduğunu ileri süren Güloğlu, Et ve Balık Kurumu kurban kesimi önerilerini kabul etmiş olsaydı söz konusu fiyatlara rağmen bu kurumla çalışacaklarını ancak bunun gerçekleşmediğini söyledi. Vakfın kesim yaptığı 17 bölgedeki 2 bin 411 şehit ve gazi ailesine et dağıtıldığını kaydeden Güloğlu, bunun dışındaki etlerin bedellerinin vakfın kasasında tutularak şehit ailelerine ve gazilere yardımda bulunulduğunu söyledi.
 

''Fesat karıştırma gibi bir düşüncemiz olsaydı ihale yapmazdık"

Mehmetçik Vakfının Devlet İhale Kanunu ve Kamu İhale Kanunu'na tabi olmadığını belirten Güloğlu, ''Buna karşın şeffaflık adına ihaleye gittik. İhaleye fesat karıştırma gibi bir düşüncemiz olsaydı ihale yapmazdık'' diye konuştu. Güloğlu, Vakıflar Genel Müdürlüğünce yapılan denetlemelerde de vakfın herhangi bir kamu kaynağı kullanmadığının belgelendiğini ifade etti.

Salih Güloğlu, ''ihaleye fesat karıştırma'' ve ''dolandırıcılık'' suçlamalarını kabul etmediğini kaydetti. Mahkeme başkanı İnce'nin ''Daha önceki yıllarda 3 ayrı ihale yaparken neden tek ihale yapmaya başladınız?'' sorusu üzerine Güloğlu, geçmişte hayvanların alınması, kesilmesi ve etlerin dağıtımına ilişkin 3 ihale düzenlediklerini, 2009 yılından itibaren en uygun fiyatı veren tek firmanın söz konusu 3 işi de yapması şartını getirdiklerini hatırlattı.

Vakfa bağışta bulunan vatandaşlara kurban etlerinin tamamının yoksul vatandaşlara dağıtılacağı yönünde vaadde bulunmadıklarını belirten Güloğlu, vatandaşlara 17 bölgedeki 2 bin 411 şehit ve gazi ailesine et yardımında bulunacaklarını, diğer gelirleri ise vakfın amaçları doğrultusunda kullanacaklarını vadettiklerini ifade etti.
 

''Kurban kesimlerini maaşlı görevlilerimizle denetledik"

Güloğlu, kesimlerin nasıl denetlendiğiyle ilgili soruya ''Kesimler sırasında, vakıftan maaş alan 3'er kişiyi denetleme yapmak amacıyla görevlendirdik. Bu kişiler, kesimlerin kurallara uygun yapılıp yapılmadığını denetledi. Nitekim bu kontrol mekanizması işledi. Tutanaklar elimizdedir. Burada da usulsüzlük yoktur'' yanıtını verdi. Dava konusu olay sırasında Mehmetçik Vakfı Genel Sekreterliği görevinde bulunan sanık Alaattin Torun ise ihale sürecine ve uygulamalarla ilgili bilgi verdi.

Bu dönemde İhale Yeterlilik Komisyonu Başkanlığı yaptığını ve İhale Komisyonu'nda gözlemci üye olarak görev aldığını hatırlatan Torun, 2009 yılına kadar 3'lü ihale sistemi uyguladıklarını, söz konusu tarihten sonra bu hizmeti makul fiyata verecek tek firmaya işi verme uygulamasına başladıklarını söyledi.

Uyguladıkları yeni sistemin vakfın lehine sonuçlar verdiğini belirten Torun, üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi. Mahkeme heyeti, duruşmaya, öğleden sonra devam etmek üzere ara verdi.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler