‘Kurtuluşun Lideri ve Gazetecisi’
Cumhuriyet Kitapları tarafından yayımlanan Kurtuluşun Lideri ve Gazetecisi - Mustafa Kemal Atatürk ve Yunus Nadi kitabı; Atatürk’ün basında ilk kez ne zaman yer aldığını belgeleriyle sunarken, Yunus Nadi’nin yaşamı üzerinden Milli Mücadele’de basının önemini ve 28 yıllık Yunus Nadi-Atatürk dostluğunu da ortaya koyuyor.
2021’in ilk ayında Cumhuriyet Kitapları aracılığıyla okuyucuyla buluşan, Doç. Dr. Mehmet Emin Elmacı’nın kaleme aldığı “Kurtuluşun Lideri ve Gazetecisi: Mustafa Kemal Atatürk ve Yunus Nadi”, ana hatlarıyla iki konuda okuyucuya derinlik katıyor. Bunlardan birincisi, Milli Mücadele’de basının ve gazetecilerin önemi. İkincisi ise, belki de ilk kez bir kitapta bu kadar belirgin bir şekilde yanıtlanan, “Atatürk basın sahnesine ilk kez ne zaman çıktı” sorusu…
Burada dikkat çekici olansa, bu iki konunun da aynı kişide kesişmesi: Gazeteci Yunus Nadi!
Elmacı; Abidin Daver’in, Yunus Nadi’nin vefatı üzerine yazdığı yazıdaki “Atatürk, daha Çanakkale’de, üst üste iki defa İstanbul'u ve vatanı kurtarmadan evvel, Yunus Nadi, onun büyük bir kumandan olduğuna inanmıştı ve ondan çok şeyler beklediğini her zaman söylerdi” sözündeki “Çanakkale’den evvel”in peşine düşüyor. Ve dört yıl süren araştırmalarının sonunda başlangıç tarihine ulaşıyor: Mayıs 1911!
MUSTAFA KEMAL, BASININ KARŞISINDA
Yazarın araştırması, Mustafa Kemal’in basın sahnesine çıkmasının üç aşamasında da Yunus Nadi’nin öncülüğünü belgeliyor: Mustafa Kemal’in ilk kez haberleştirilmesinde(1911), Mustafa Kemal’den ilk kez bahsedilmesi, tanıtılmasında (1911) ve fotoğraflarının ilk kez yayımlanmasında(1912).
En başından beri Mustafa Kemal’e inanan Yunus Nadi, 1911’in Mayıs ayında Selanik’te yapılan yüzbaşılığa yükselme yemeğini takip edip, Mustafa Kemal’in hemfikir olduğu “Askerin siyasete karışmaması” tezini Rumeli gazetesinin ertesi günkü sayısında haberleştiriyor. Böylece Mustafa Kemal ilk kez basında kendisine yer buluyor.
Burada dikkat çekense, kendisi de İttihatçı olan Yunus Nadi’nin, İttihat ve Terakki’de bu konudaki genel eğilimin tam tersi olmasına rağmen bu konudaki cesur tavrı. Mustafa Kemal ile -o dönem pek kabul görmeyen- bu düşüncede aynı yerde durması. Bu kitapla ortaya çıkarılan ve derlenen belgeler; Yunus Nadi aracılığıyla Mustafa Kemal’in hikayesinin bilinmeyen ve ses getirecek önemli bir aşamasının öğrenilmesini sağlamakta.
Mehmet Emin Elmacı; bir yandan; başlangıç noktasını yakaladığı “Mustafa Kemal’in basın süreci”nin sonraki evrelerini aydınlatırken, öte yandan da Yunus Nadi ile Atatürk’ün iletişiminin “evvel”ini de titiz bir araştırmayla okuyucunun önüne koyuyor.
Yunus Nadi, Atatürk’ün ölümünün ardından yazdığı yazdığı yazıda, “Kendisini Selanik’te Kolağası Mustafa Kemal olarak bulunduğu 1910 tarihinden beri 28 yıldır hemen büyük fasılasız bir süreklilik ile tanırım.” diyor. Kitapta bu tanışmanın iç yüzü ve nasıl geliştiği de kapsamlı bir şekilde anlatılıyor.
YENİGÜN VE CUMHURİYET!
İncelemenin belirginleştirdiği konulardan biri de, Yunus Nadi ve Mustafa Kemal’in temsil ettiği Milli Mücadele’deki “gazeteci” ve “subay”ın hayat çizgilerinin birbirine geçmesi, bu zorlu yolda birbirini tamamlaması.
Kitap, Yunus Nadi’nin yaşamı ve gazetecilik anlayışıyla başlarken, devamındaki bölümlerde Nadi’nin Mustafa Kemal ile yaptığı 1911-1919 yılları arasındaki basın çalışmaları kronolojik bir sırayla sunuluyor.
Yunus Nadi’nin yaşamının anlatıldığı bölümlerde ise Cumhuriyet gazetesi süreci ve aslında “Cumhuriyet gazetesinin öncesi” olan Yenigün gazetesine ilişkin bilgiler yer alıyor. Nadi’nin hayatının azımsanmayacak bir bölümünü kapsayan sürgün cezaları da kitapta dikkat çeken başka detaylardan.
GEÇMİŞTEN GELECEĞE
Mehmet Emin Elmacı Kurtuluşun Lideri ve Gazetecisi’yle; Yunus Nadi ve Atatürk arasındaki sarsılmaz dostluğu, yol arkadaşlığını anlatırken, iki Cumhuriyetin harcında da büyük payı olan Yunus Nadi’yi yeni kuşaklara tanıtması açısından büyük öneme sahip. Kitabın girişinde okuyucuyu karşılayan, Yunus Nadi için söylenmiş iddialı sözler, bugüne dek Nadi’yi en fazla ismen tanıyan yeni kuşak okuyucuyuda ilk başta şaşkınlık yaratabilir.
Ancak 192 sayfalık ince ancak dolu dolu bu çalışmanın sonunda, okuyucudaki şaşkınlığın yerini “Tarihimizde bu derece yeri olan böyle bir kişiyi çok daha önce tanımak gerekirdi” hayıflanması alıyor.
MİNNET BORCU ve AYDIN TAVRI
İnsanlar ve toplumlar gücünü tarihsel köklerinden alır. Tarihsel köklerinin derinliğini keşfettiği ölçüde de geleceğe daha güçlü ilerler. Mehmet Emin Elmacı bu titiz çalışmasıyla Milli Mücadele’nin ve Atatürk’ün hayatında basının yerine yönelik çok önemli bir açığı kapatıyor.
Bu açığı kapatmakla da yetinmeyerek; Cumhuriyet’in öncesi, ilanı ve devrimlerin hayata geçirilmesi aşamalarında büyük sorumluluklar alan; yerine göre öncü, yerine göre köprü, yerine göre uygulayıcı, yerine göre denetleyici işlevleri bünyesinde birleştiren Yunus Nadi’yi geçmişten geleceğe taşıyor. Yunus Nadi, kuşaklar sonraki okuyucusuyla buluşuyor.
Tüm bunların ötesinde; uzun yıllar sonra bu kitaba ulaşacak gelecekteki okuyucular ve araştırmacılar, böyle bir kitabın Cumhuriyet düşmanlarının en güçlü oldukları ve alternatif tarih yazmaya çalıştıkları dönemde yapılmasındaki “aydın tavrı” da dikkate değer bulacaklardır.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev