Kuzey Ege'nin 'Altınova'sı
Her kime “Altınova’yı biliyor musunuz?” diye sorsam, genellikle “ tabii, Edremit tarafında, kaz dağlarının eteklerindeki yer değil mi?” cevabını almaktan çok büyük üzüntü duyarım.
Balıkesir iline, Ayvalık ilçesine bağlı şirin bir belde olan Altınova’nın, isim benzerliği ile Altıoluk ile karıştırılması doğal olabilir. Ama ne yazık ki, çoğu insanımız tarafından hiç bilinmiyor olması asıl beni üzen.
Eski adı “Ayazmend” olan, Atatürk’ün 13 Nisan 1934 yılında ziyareti sırasında, sapsarı buğday başaklarıyla kaplı, dümdüz, uçsuz bucaksız ovaları görüp “buraya Altınova demeli, son derece kıymetli, verimli ovalar” demesinden sonra “Altınova” adını alan bu güzel belde; denizi, 13 kilometre uzunluğundaki eşsiz kumsalı ve rüzgarlı, bol oksijenli havasıyla hakkettiği ilgiyi göremiyor.
Altınova’nın tarihine bakacak olursa, “Ayazmend” olarak bilinen adıyla Bizanslıların yerleşim yerlerinden biri olduğunu görmekteyiz. Ayazmend bölgesi yakınlarındaki Perperene ve Atarneus önemli ilk çağ şehirlerinden olup uzun yıllar varlıklarını sürdürmüşler. Perperene ve Atarneus Ayazmend’e (Altınova’ya) 20 kilometre uzaklıkta. Perperene 15. yüzyıla kadar piskoposluk merkezi niteliğini taşımış. Bölgeye, Türklerin Batı Anadolu’yu fethinden sonra, 1300’lü yıllarda yoğun bir Türkmen nüfusu yerleşmiş. 16. yüzyılda Fatih Sultan Mehmet’in, Ayazmend’den sanki birkaç kulaçta geçilebilecekmiş gibi yakın duran Midilli adasını kuşatmasında, Ayazmend’i karargâh olarak kullandığı biliniyor. 1. Dünya savaşından sonra 1919 yılında, Yunanlılar Ayvalığı ve Ayazmend’i işgal ettiler. Kurtuluş savaşında, tekrar kazandığımız beldemiz, bugün bereketli topraklarıyla göz alıyor.
Ancak, üzüntü verici nokta, ne yazık ki eski tarihi imaret, mescit ve de hamamlarından iz bulunamaması. Ne yazık ki tarihi miras yitirilmiş. Altınova’da bugün, 1400 yılında yapılan, Hacı Bayram Veli Camisi ve 800 yıllık geçmişi olan Şeyh Muyiddin Camisi (küçük cami) hâlâ ayakta. Yine belde merkezinde tarihi iki han ve 15.yüzyıldan kalma eski evler dikkati çekiyor.
Bereketli turizm cenneti
Altınova’nın yerleşik nüfusu 11 bin olmasına rağmen, yaz aylarında bu nüfusun 70-80 bine çıktığı söyleniyor. Yerleşim sahil şeridinden yedi kilometre kadar içerde. Özellikle yerli turiste misafirlik eden sahil şeridinde, granit kayalardan oluşmuş, ışıldayan kumsallar diğer yörelerimizi kıskandıracak güzellikte. Deniz Ayvalık’ın denizi kadar soğuk değil, ama insanı rahatlatacak ölçüde serin. Devamlı esen rüzgarı, yazın sıcaklığında, klima vazifesi görüyor.
Gözleri okşayan dümdüz ovalarında, pamuk, patates, karpuz, şeker pancarı ve diğer her türlü sebze, meyve yetişen bu verimli topraklar en çok zeytin ağaçlarıyla süsleniyor. Bu yüzden de zeytin ve zeytincilik yörenin en önemli gelir kaynağı. Bu yörenin sızma yağlarının lezzetine bir defa bakayım derseniz, asla başka yerden zeytinyağı yiyemezsiniz. Hele hele ev ortamında katıksız yapılan zeytinyağlarından alacağınız zeytin kokusu bir başka. Yine evlerde üretilen, katkısız eğri büğrü zeytinyağlı sabunlar cildimize hayat verir nitelikte.
Altınovalıların mutfağında da, diğer Ege bölgesinin çoğunda olduğu gibi, zeytinyağ ile birliktelik bulan otlar göze çarpar. Semizotu, taze börülce...
Düğünlerinde ise Altınova’lılar kazanlar dolusu pilavları ve keşkekleriyle karşılarlar misafirlerini.
Fotoğraf : Hüsnü EVREN
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt