Marmara balıksız kalacak

Ahmet Tuncay Sagun

Denizlerde av yasağı yarın sona eriyor. Yapılan tahminlere göre bu yıl palamut biraz azalacak, buna karşın hamsi, istavrit ve lüfer bol olacak.
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Sektörler Konseyi Üyesi ve İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (İSHİB) Başkan Vekili Ahmet Tuncay Sagun, av yasaklarının balık popülasyonun korunması için çok faydalı bir uygulama olduğunu anlatarak, ancak balıkların en çok ışıktan korktuğunu İstanbul Boğazı üzerindeki köprülerden yayılan ışıklar nedeniyle Marmara’nın balıksız kalabileceği uyarısını yaptı.
Türkiye’de kişi başına yıllık 6-8 kilogram balık tüketimi iken, bu oranın Avrupa Birliği’nde ortalama 24, ABD’de ise 28 kilogram, Japonya’da ise 75 kilogram olduğuna işaret eden Sagun’un açıklamalarının satırbaşları şöyle:
- Kültür balıkçılığı çok eleştiriliyor, ancak kimse denizlere akıtılan atıkları konuşmuyor.

1 milyar dolar
- Su ürünleri ihracatı 2018’de bir önceki seneye göre yüzde 12.5 artışla 958 milyon dolara yükselmişti. Bu yıl sonunda ise 1 milyar doların üzerine rahatlıkla çıkabiliriz. Türkiye su ürünleri sektörü 56 bin 776 kişiye doğrudan 350 bini aşkın kişiye ise dolaylı istihdam sağlıyor.
- Türkiye toplam ihracatının kilogram birim fiyatı ortalama 1.28 dolar seviyesinde iken, su ürünleri sektörü 5.69 dolara ulaştı.
- Dünya su ürünleri sıralamasında lider ülke 57.8 milyon ton ile Çin. Türkiye ise 45. sırada yer alıyor. Toplam üretimimiz 2017 yılı sonu itibari ile 630 bin 820 ton. Dünya üretimindeki payımız da yüzde 0.34. Avrupa’da alabalık üretiminde birinci, çipura ve levrekte ikinci sırada yer alıyoruz.
- Avrupa’da tüketilen 3 balıktan birisi ülkemizden gidiyor.
- Günün ihtiyaçlarına cevap veren yeni bir yasaya ihtiyacıız var. Mevcut yasa 48 yıllık. Yetiştiriciliğe devlet desteği öngören, kiralamaların sürekli ve tamamen Tarım ve Orman Bakanlığı’nca yapılmasını içeren, yasadışı avcılıkla mücadelede caydırıcılığa yönelik hükümlerin yer aldığı bir yasaya ihtiyaç var.
- Dövizin çok hareketli olması nedeniyle geleceği öngöremiyoruz, ileriye dönük plan yapamıyoruz.