Marmara depreminin öncüsü mü?

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) verilerine göre, Marmara bölgesinde dün akşam meydana gelen 5.2'lik depremin ardından 42 artçı sarsıntı kaydedildi.

Marmara depreminin öncüsü mü?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.07.2011 - 08:58

KRDAE Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Dr. Doğan Kalafat, bölgede bir deprem beklendiğini ama dün akşam meydana gelen depremi, Marmara depreminin öncüsü olarak nitelendirmenin mümkün olmadığını söyledi.

Kalafat, 2009 yılında da aynı bölgede şiddeti 4'ün üzerinde bir deprem daha meydana geldiğini hatırlatarak, ''Marmara Denizi'nin içerisinde yaklaşık 2,5 yılda bir 4'ün üzerinde bir deprem olur. Yaklaşık 4-5 yılda bir de bu büyüklükte bir deprem olur. Bu bölgenin özelliğidir. Bu da bölgedeki deprem üreten fayların diri olduğunun göstergesidir'' dedi.

Bu depremin, Marmara'da olası büyük bir depremin öncüsü şeklinde yorumlanamayacağını vurgulayan Kalafat, ''Biz bu bölgede zaten bir deprem bekliyoruz. Gelecek yıllar için 1999 depreminden sonra Marmara bölgesinde bir deprem bekleniyor ama bu depremi onun bir öncüsü gibi nitelendirmek mümkün değil. Ama bu deprem, Marmara Denizi'nin içerisindeki fayların diri olduğunun bir göstergesi. Zaten bunu biz biliyoruz'' diye konuştu.

Bölgede onlarca deprem olduğunu kaydeden Kalafat, ''Zaten biliyoruz, takip ediyoruz. Bir yıl içerisinde 450'ye yakın bu bölgeden deprem alıyoruz. Küçük boyutta deprem. Dolayısıyla bu yeni bir sonuç, yeni bir bilgi değil'' şeklinde konuştu.

Kalafat, bölgede depremden sonra kaydedilen 42 artçı depreme ilişkin de ''Bu çok olağan bir durum ve iyi bir gelişme. Bu durum o depremin o yörede olmuş yerel bir deprem olduğunu ve ondan sonraki sürecin çok doğal olduğunu gösteriyor. Bizim için çok sevindirici ve olumlu bir gelişme bu süreç'' dedi.

Bu arada, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsünden yapılan yazılı açıklamada, Marmara Denizi'nde yerel saat 20.57'de yerin 5.5 kilometre altında büyüklüğü 5.2 olan bir deprem meydana geldiği hatırlatıldı.

Depremin dış merkezinin Marmara Ereğlisi'nin yaklaşık 26 metre kilometre güneyinde Marmara Denizi içerisinde yer aldığı kaydedilen açıklamada, depremin sığ odaklı olup özellikle batı Marmara bölgesindeki Tekirdağ, Çanakkale ve İstanbul'da hissedildiği bildirildi.

Açıklamada, şu bilgilere yer verildi:

''Bilindiği gibi Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun kuzey kolu, İzmit Körfezi Adalar açıklarından Marmara Denizi'nden geçerek Mürefte-Şarköy'e bağlanmakta ve oradan Saroz Körfezi'ne uzanmaktadır. Bu yüzden, özellikle meydana gelen depremin olduğu bölge, Batı Marmara'nın en aktif yöresi olarak nitelendirilip burada sık aralıklarla hafif ve çok şiddette depremler meydana gelmekte olup 3-4 yılda bir orta büyüklükte depremler kaydedilmektedir.''

Açıklamada, aletsel dönemde deprem bölgesinde meydana gelmiş en etkili depremin 1942 yılındaki 5.6 büyüklüğündeki Marmara Denizi depremi olduğu dile getirildi.

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü verilerine göre, 5.2'lik depremin ardından en küçüğü saat 03.43'de 2.5, en büyüğü saat 23.43'de 3.6 olmak üzere 42 artçı sarsıntı kaydedildi.
 

Deprem önemli bilgiler verdi

Öte yandan, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Ercan da, Marmara'da büyük deprem oluncaya kadar büyüklüğü 6'ya varan depremlerin görülebileceğini söyledi.

Dün meydana gelen depremin jeofizik açısından verdiği çok güzel bilgiler olduğunu ifade eden Ercan, şöyle dedi:

''Depremin odak yeri 8,4 kilometre. Bunun anlamı şu ki deprem, granit katmanı içinde. Granit katmanı şu anda çok gevrek bir katman ve boşalma olanağı olmuştur. Granit içinde 4 ila 5 kilometrelik bir kırılma gerçekleşmiştir. Depremin uzaklığı 60 kilometre olmasına rağmen İstanbul bu depremi duymuştur. Kırılma, doğu-batı doğrultusunda oldu. Sağa atımlı bir kırık, ama bu kırılmanın bir düşey atımı olmuştur. Bu düşey atımın anlamı nedir? Özellikle Büyükçekmece ile Mürefte arasında olan kırılmada düşey atımları bekliyoruz. Düşey atımı varsa süprüntü dalgası üretebilir demektir. Yani Japoncası ile Tsunami üretebilir demektir. Ama bu korkulacak bir düzeyde midir? Hayır, olmayacak. Çünkü, Marmara çevresinde birçok bilim adamının yaptığı araştırmalarda süprüntü dalgalarının yüksekliğinin 2-2,5 metreyi geçmeyeceğini göstermiştir. Tabii İstanbul'un önünde bu düşey atım olma olasılığı Tekirdağ yönünde daha azdır. Yani İstanbul'un süprüntü dalgası görmesi daha azdır.''

''Şimdi doğu-batı doğrultusunda kırılıyor olması, özellikle yapılaşma ile doğrudan doğruya ilişkilidir'' diyen Ercan, şunları söyledi:

''Bu demektir ki İstanbul, Tekirdağ, Yalova, Bursa ve Balıkesir'de kuzey-güney doğrultusunda uzuv ekseni olan yapılar en büyük ivmeyle en büyük vuruşla karşı karşıya kalacaktır, demektir. Depremin 8,4 kilometrede olması, sığ bir deprem bekliyoruz demektir. Sığ depremin etki alanı çok geniş olur. Yani deprem, sadece Tekirdağ ve İstanbul'u etkilemeyecek, yani bütün Marmara'nın çevresini etkiler demektir. Bu bir Tekirdağ, İstanbul depremi olmayacaktır. Bu bir Marmara bölgesi depremi olacaktır. Ve iki tane olacaktır.''

Dün meydana gelen depremin büyük bir depremin habercisi olmadığını ifade eden Ercan, insanların günlük yaşamına devam etmesi gerektiğini belirtti.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler