Merak uyandıran bir albüm...

Bir bakış, bir söz, bir sözcük, bir an ne çok öykü barındırır içinde... Bir kitaba, bir dizeye dünyalar sığar. Ya pullar!.. Zarfta, koleksiyonda; bir başına, bir arada... Para biriminden paranın değerine, yazıdan tarihe... konuşur pullar hem de hiç durmadan! Pullar bu kez Büyük Önder’in hayatını ve mücadelesini fısıldamış Süleyman Bulut’a.

Merak uyandıran bir albüm...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.01.2021 - 12:36

ATATÜRKLÜ PULLAR

Komşumuzun kızı Zeynep, zarfı uzatırken, “Pulunu bana verirsiniz sonra, değil mi?” sorusu eşliğinde hevesle baktı. Demek ben yokken gelmiş postacı! Seyrek de olsa zarflı pullu mektuplar almak güzel.

“Elbette Zeynep... ‘Sonra’sı ne, şimdi!” dedim, zarfın o bölümünü keserek uzattım Atatürk’ün salıncaktan gülümsediği pulu Zeynep’e.

Bu da benim teşekkürüm oldu işte gülümseyişimi yetiştirdim Zeynep’in ardından. Zeynep sekiz yaşında, pul koleksiyonunda küçüklü büyüklü sekiz albümü var. Bir gün kucaklayıp gelecek, hepsine teker teker bakacağız!

Mektuplar, onları sevinçle taşıyan zarflar, zarfların köşesine kurulmuş pullar... Hepsi nasıl da kısacık bir zaman diliminde çıkıp gitti hayatımızdan. Şimdi mektuplar zarfsız, pulsuz; şimdi kuşsuz bütün mektuplar... Telefonlara, bilgisayarlara sığacak kadar... Var mı yok mu, belirsiz. Bazıları toptan, herkese aynı not; kısa, soğuk, uzak...

İlk mektubu ne zaman aldım, sonuncusu ne zaman çaldı kapımı; aklımda yok ne ki elden ele, çantadan kutuya dolaşıp gelen her mektubun ilkin puluna baktığımı, hele damga vurulmamışsa (arkası bir kez ıslanmışsa artık değer yitirdiğini bilsem de) daha çok sevindiğimi hep dün gibi anımsarım. Bir de zarfın üzerinde adımı gördüğümde duyduğum heyecanı, artık başka birisi olduğum duygusunu da unutmadım.

Pullar, mektuplar deyince bir de koleksiyonlar(ım) düşer aklıma. Kibrit kutularının kapaklarından bir de pullardan oluşturduğum koleksiyonlarımı yarım asırdır sakladığımı söylersem şaşırır mısınız?

PTT’nin kentlerimiz için çıkardığı pullar (Hepsini tamamlamak için nasıl da uğraşmıştım!), bir de Atatürk pulları... O küçücük harçlığımın bir bölümünü, kimi gün tamamını postanede harcadığım günler... “Atatürklü” pulları ayrı tutar, albümün en güzeline, başka bir dikkat ve heyecanla yerleştirirdim.

HER KİTABIN BİR ÖYKÜSÜ VAR

Beni bu zamanda yolculuğa, arşiv arşiv, kitap kitap, sahaf kütüphane dolaşmayı da seven sevgili Süleyman Bulut’un, kardeşi Hacı Bulut’la ortaya koydukları Pullarla Atatürk kitapları çıkardı. “Kitapları” demem şundan: Süleyman Bulut, Pullarla Atatürk: Hayatı ve Mücadelesi adlı bu çok özel çalışmayı gençler-yetişkinler ve çocuklar için olmak üzere iki ayrı yapıt olarak düzenlemiş.

Elbette her kitap gibi, yoğun emek ürünü Pullarla Atatürk çalışmasının da bir öyküsü var. İktisat okurken rakamlardan çok harfleri sevdiğini fark edince yazmaya yönelen Süleyman Bulut, ilkin radyo oyunları kaleme almış. Sonrasında derlemeler, çocuklar ve yetişkinler için kitaplar sökün etmiş. Kardeşi Hacı Bulut bir basın emekçisi ve koleksiyoncu. Abisinin başka ilgi ve uğraşlar nedeniyle uzak kaldığı pullarla yolculuğu hiç bırakmamış.

Derken şu, dünyanın başına dert salgının ülkemizde de ağırdan yaygınlaşmaya başladığı günlerde bir araya gelince yılların emeği koleksiyonların sayfalarında da dolaşmışlar iki kardeş. Bu birikim, bunca Atatürk pulu... Bunları değerlendirmek, paylaşmak için ne yapabiliriz sorusunun ardına düşünce de işte bu iki yapıt çıkmış ortaya.

OKUNUNCA BİTMEYEN KİTAP

Çoğumuzun birçoğunu ilk kez göreceği iki yüzü aşkın pulun yer aldığı ve ithaf niteliğinde bir sayfayla açılan bu koleksiyon kitap, 1881-1953 zaman diliminden küçük, kısa metinlerle ilerliyor.

Atatürk’ün yaşamı ve mücadelesini pulların tanıklığında anlatma çabası olarak da okuyup bakabileceğimiz bu çalışma; Osmanlı dönemi (1881-1919), ara dönem (1920-1922) ve Cumhuriyet döneminde (1923-2020) posta ya da anma pulu olarak basılan yüzlerce pulun taranıp seçilmesiyle ortaya çıkmış.

1881’den 1938’e hemen her yıl için örnek pullar ve zamandizinsel açıklamaların yer aldığı yapıtta 1939 yılının 23 Haziran günü (Hatay’ın anavatana kavuşması) ve 10 Kasım 1953 (Atatürk’ün naaşının Anıtkabir’e nakli) için birer sayfa ayrılmış. İki sayfada ise (30 Ekim 1918 ve 10 Ağustos 1920) büyük siyah pullar var. Yo, o tarihlerde ne olduğunu yazacak değilim!

PULLAR KONUŞUYOR

Atatürk’ün yaşamı ve mücadelesine ilişkin zamandizinsel notlar, yalınlığı kadar anımsattığı tarihsel günler ve dönemler bağlamında da çocuklarımızı (aslında hepimizi) o günleri daha ayrıntılı okumaya ve anlamaya çağırıyor.

Pullarsa taşıdıkları tarih, parasal değer, üzerinde yer alan fotoğraf (görsel), çıkarılış amacı ve buna ilişkin notun diliyle her göz atışınızda size yeni bir şey söylüyor. 1881’den günümüze değişen, gelişen tasarım anlayışı ve estetik beğeniler konusunda da pulların diyeceği olduğunu ekleyelim.

Süleyman Bulut’un başka bir titiz çalışması Büyük Atatürk’ten Küçük Öyküler’le bir arada okuyup baktığımızda (Evet, “baktığımızda”; yalnızca okunacak bir çalışma değil çünkü bu!) Pullarla Atatürk, hem yeni okuma yolculukları hem belki bir koleksiyona başlama hevesi vaat ediyor hem de ülkemizin kurtuluş ve kuruluş sürecinde kimi kilometre taşlarına ilişkin bambaşka okumalara çağırıyor.

PULLARLA ATATÜRK’Ü GÖRÜNCE

Kapı çalınınca kalktım yazının başından. Zeynep’miş. Ah, nasıl da dalmışım! Öyle ya Zeynep’le sözleşmiştik bu akşamüstü için; gün boyu çevrimiçi dersleri var ya... Kapattım bilgisayarı. Geçtik kanepeye. Albümlerinin hikâyesini anlattı neredeyse hiçbir ayrıntıyı atlamadan. Can kulağıyla dinledim sonuna kadar. Tam gitmeye niyetlenirken gördü Pullarla Atatürk: Hayatı ve Mücadelesi’ni. Evde incelese olur muymuş... Elbette, dedim. Koleksiyonunu bizde unuttu Zeynep.

Pullarla Atatürk: Hayatı ve Mücadelesi / Süleyman Bulut, Hacı Bulut / Can Çocuk Yayınları / 132 s. / 6+ / 2020.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler