‘Meşher rezonans yarattı’
İstiklal Caddesi’ndeki yeni “sergi mekânı”, 6 ayda 40 bin kişiyi ağırladı.
İstiklal Caddesi’nde her zaman en dikkat çekici vitrinlerden biri olmuştur eski Arter, yeni Meşher’in cephesi. Dünyanın dört bir yanından milyonlarca kişinin yürüdüğü caddede müthiş bir albeni yaratır. İçerideki sergiye girmeye niyeti olmayanlar bile mutlaka dışarıdan sanat eserlerinin fotoğrafını çeker. Vitrin şu anda tam 100 yıl önce yolu İstanbul’dan geçmiş ünlü bir ressamın not ve resimleriyle karşılıyor caddeyi arşınlayanları. “Alexis Gritchenko - İstanbul Yılları” sergisi dün açıldı, 10 Mayıs’a kadar da görülebilecek.
Meşher ise açıldığı Eylül 2019’dan bu yana 40 binden fazla izleyiciyle buluştu. Seramikle başladığı sergilerine resimle devam ediyor. Gelecekte de araştırmaya dayalı sergilerin görüleceği belirtiliyor.
Meşher Direktörü Bahattin Öztuncay’a ilk olan “Kalıpları Aşınca: Mit, Efsane ve Masallarla Avrupa’dan Çağdaş Seramik” sergisinin etkilerini ve 2020 planlarını sorduk. Öztuncay, 3 Eylül - 22 Aralık arasında ziyaretçiyle buluşan sergiyle ilgili, “Hikâye ve söylencelerden ilham alan kil ve seramiğin insanlık tarihindeki izini sürdük. Sempozyum ve çocuklara özel kil atölyesiyle, sergiyle paralel diyaloglara zemin oluşturduk. İlk sergimizde bu kadar olumlu yorum almak ve çocuk, genç ve yetişkin tüm izleyicilerde büyük ilgi uyandırmak fazlasıyla iyi bir geri dönüş oldu” dedi. Direktör, “İlk sergimiz ile yüksek bir erişim yakalayarak, kültür sanat sahnesinde bir rezonans elde etmeyi başardık” diye konuştu.
‘REFERANS NOKTASI’
Meşher’in nasıl bir sergi mekânı olacağını ve dolduracağı boşluğu da anlatan Öztuncay, “Meşher, Osmanlı Türkçesinde ‘sergi mekânı’ anlamına geliyor. Yenilikçi ve özgün yaklaşımımızla, İstiklal Caddesi üzerindeki kültürel bir çekim alanı olmayı hedefliyoruz” dedi. Öztuncay, ortaçağdan günümüze uzanan geniş zaman dilimi içinde çok çeşitli konulardaki programlarıya Meşher’in “bir referans noktası” olacağını vurguladı.
100 YIL SONRA YIL SONRA İSTANBUL’DA
Meşher’de yeni yılın ilk sergisi “Alexis Gritchenko - İstanbul Yılları” oldu. Sergide, Ukraynalı sanatçının 1919-1921 yılları arasında yaşadığı İstanbul’u konu alan eserleri yer alıyor. Sanatçının 150’den fazla eseri günlüğünün ışığında, ilk kez bu sergi için bir araya getiriliyor.
Gritchenko ilginç bir sanatçı. Bir mülteci de denebilir. Devrimden kaçıp gelen ressam, İstanbul’da Türk ressam ve aydınlarla arkadaş oluyor, evlerinde kalıp, atölyelerinde çalışıyor. Zor zamanlardan da geçiyor, örneğin İbrahim Çallı’nın evinde kalırken “Bolşevik ajanı” söylentileri sonucu evden ayrılmak zorunda kalıyor. İstanbul’a büyük bir hayranlığı var, şehrin dört bir yanını gezip kendi geliştirdiği teknikle (dynamocolor) neredeyse her gün resimler çizip notlar tutuyor. (Bu tuttuğu notlar da “İstanbul’da İki Yıl” başlığıyla Türkçe’ye çevrildi ve Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlandı.) Sanatçı, Ayrıca İstanbul’da daha sonra gittiği Fransa’da İstanbul resimlerinin de yer aldığı bir sergi açıyor. Ardından eserlerinin bir kısmını Fransız, bir kısmını da ABD’li koleksiyonerlere satıyor.
Serginin küratörlüğünü Ebru Esra Satıcı ve Şeyda Çetin üstlenirken, sergi kapsamını ise danışmanlar Vita Susak ve Ayşenur Güler’in araştırmaları belirledi. Eserler 7 farklı ülkeden ve 20’den fazla müze, arşiv ve koleksiyondan toplanmış. Ukrayna Ulusal Sanat Müzesi’nin koleksiyonundan eserler de var Ömer Koç Koleksiyonu’ndan da. Serginin en dikkat çekici yanlarından biri de her katta bulunan video kayıtları. Çeşitli arşivlerden elde edilen videolar, Gritchenko’nun resimlerinin bir anlamda sağlamasını oluşturuyor.
Sergide ilkler de bulunuyor. Bunların belki de en önemlisi Gritchenko’nun 1930’da yayımlanan ve sadece 304 adet basılan, orijinal ismiyle “Deux ans à Constantinople” kitabının Mustafa Kemal Atatürk’ün özel kitap koleksiyonunda bulunması. Kitap sergiye dahil edilen arşiv belgeleri ve yayınları arasında yer alıyor. Bunun için Anıtkabir’den getirtilmiş. Sergilenmek için Anıtkabir’den çıkan ilk eser olduğu belirtiliyor. Giriş katında ziyaretçileri karşılayan Namık Kemal’in Gritchenko portresinin de uzun yıllar kime ait olduğu bilinmiyorken, araştırma sürecinde gün yüzüne çıktığı ifade ediliyor.
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi