Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'tan 'yoğun bakım' itirafı
16 yıllık AKP iktidarının Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, eğitimdeki sorunların arttığını itiraf eden bir açıklamada bulundu. Beklentileri karşılamayan ‘'2023 Eğitim Vizyonu'nun ardından AA Editör Masası'na konuk olan Selçuk, "Önce yoğun bakımdan çıkalım, sonra nekahat dönemi başlasın" dedi.
Bakan Selçuk, merkezi sınavda öğrencilerin sürprizle karşılaşmayacağını söyledi. Bakan Selçuk, "Seneye sınav daha az stresli, ne olduğu belli olan, çocukların neye çalışacağını bildiği bir düzen söz konusu" dedi. Milli Eğitim Bakanı yaptığı açıklamada 3600 ek göstergeyle ilgili 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde bir açıklamalarının olacağını belirtti.
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk, AA Editör Masası’nda 2023 Eğitim Vizyonu'nu değerlendiriyor. Devam eden toplantıdan satır başları şöyle:
UYKU DÜZENİM KALMADI
Geldiğim gün çok yüksek bir beklenti oluştu. Hiçbir vaatte bulunmadan, kelime sarf etmeden böyle büyük bir beklenti oluşması benim sorumluluğum değil. Yine de ne yapacağız, nasıl yapacağımız üzerine uzun yıllar çalışmamıza rağmen uyku düzenim kalmadı. Yeterince çalıştık mı? Sorusu aklımı çok meşgul ediyor. Elbette şikayet etmiyorum sadece sorumluluk benim değil, milletin. Bu bir millet, ülke ödevidir.
SİYASET BENİM İŞİM DEĞİL
Siyaset çok birikim isteyen, mücadele azmi gerektiren, maraton koşmak anlamına gelen bir iş. Kendi açımdan bunu becereceğimi düşünmüyorum. Çok farklı yetenekler istiyor. Bu nedenle benim gibi olan insanların siyasete girme azmi hep düşük oluyor. Ancak böyle bir fırsat olursa, yapabileceğimiz bir şey varsa niye yapmayalım şeklinde bir girişim söz konusu oluyor. Bunu fonksiyonel buluyorum. Orta vadede bunun Türkiye için farklı kazançlara yol açacağını düşünüyorum.
ÖNCE YOĞUN BAKIMDAN ÇIKALIM
Konuyla ilgili üç yıllık vizyon ortaya koyma sebebim şu, kimse bizi zorlamadı, talepte bulunmadığı halde taahhütte bulunmak istedik. Yol haritası koyalım. Çocuklar haftaya, gelecek yıl ne olacak huzursuzluğu içinde olmasın. Aileler belirsizlik yaşamasın. Belirli periyotlarda bunun hesabını verelim. Biz bunu toplumla, insanla birlikte yapıyoruz. Hepimiz bu işe omuz verirsek olacak. Aslında beş yıllık hükümet dönemi söz konusu. Ancak önceki yıllardan beri arkadaşlarımla yaptığım çalışmalar, üç yılda Türkiye’nin eğitim meselesinin belirli bir noktaya gelebileceği sonra asıl mücadelenin başlayacağıydı. Çünkü üç yıllık mesele yönetme meselesi. Bizim asıl meselemiz dünyayla yarışmak. eğitimi hal yoluna koyunca işimiz bitmiyor, asıl işimiz o zaman başlayacak. Önce yoğun bakımdan çıkalım, sonra nekahat dönemi başlasın. Yapılan işle ilgili birkaç küçük fark var. İlk kez felsefesi, teorisiyle bütünsel bir sistem yaklaşımı içinde, bir sistemin bütün alt sistemin bileşenlerinin eş zamanlı olarak dönüştürülmesi bekleniyor. Türkiye’nin sınav sistemiyle ya da öğretmenlerin özlük haklarıyla ilgili şunu yapacağız değil. Bütünsel dönüşümle ilgili. İkincisi bugün düşündük yarın şu değişikliği yapıyoruz, demeyeceğiz. Biz şu kadar sene içinde olgunlaşacak bir fidandan bahsediyoruz.Üç yıl içinde ulaşacağımız yer aslında sistemin genel bir raya oturması ve artık bunun üzerinden iyileştirmelerin hızlanması. Velilerin ve öğrencilerin çok merak ettikleri konu, liseye geçiş meselesi. Biz bunu bu bağlamdan çıkarmak istiyoruz. Mesele kademeler arası geçiş değil, bir çocuğun hayatı. Sınavın adını, tekniğini değiştirsek bir mesafe alamayız. Seneye sınav nasıl olacak sorusu doğru değil. Doğru soru, eğitim sistemi içinde bir çocuğun ortaokuldan liseye geçerken nasıl daha mutlu, daha donanımlı, potansiyelini ortaya koyacağınız bir ortam oluşturacaksınız.
SINAVDA SÜRPRİZ YOK
Dün örnek sorular çıkardık, dedik ki, hiç endişelenme bir sürprizle karşılaşmayacaksın. Biz sana her ay örnek sorular göstereceğiz. Öğretmenime, bu ezber sorusu değil, yorum sorusu. Bu çocuklara ezber yaptırarak bir yere varamayız. Başka bir öğrenme yöntemi arzu ediyoruz. Çocuklara ezber yaptırmayın. Biz size her türlü kaynağı karşılayacağız. Bunu bir LGS bağlamından çıkartıp bu bir eğitim kalitesi sorunudur. Büyük fotoğrafa bakmak lazım. Seneye sınav daha az stresli, ne olduğu belli olan, çocukların neye çalışacağını bildiği bir düzen söz konusu.
Üç yıl içinde sınav yüzde 40'a kadar azalacak.30 senedir sınıfın içindeyim. Yarın okul öncesi kurumunda, üniversitede, lisede ders verebilirim. Bu iş dünyanın onlarca ülkesinde nasıl yapılıyor? Uzun yıllardır okul okul dolaştım. Bu mesele felsefesi kurulmadan, üzerine teorisi yapılmıyor. Mesele insandan ne anlıyoruz meselesi. Biz insan yetiştirmekle uğraşıyorsak, bizim insan görüşümüz ne ki? Buradan başlamak gerekiyor. Vizyon dokümanın 10 sayfası felsefe ve kuramla ilgili. Hiçbir alıntı, haber yok. Bütün haberlerle ilgili analizlere ve köşe yazılarına bakınca dikkatimi çeken, sadece Külliye'deki sunum başlıklarından hareket etmişler. Formasyon meselesinde olduğu gibi. Okunmamış demek ki.
MESELE ÇOCUĞU DEĞİL, SİSTEMİ ÖLÇMEK
Öğretmeni şu açıdan çok önemsiyorum. Öğretmene belli bir bağlamı, rutini verdiğimizde onun üzerinde kendi vicdanıyla beraber gerekeni yapıyor. Bundan endişe duymuyoruz. Sadece mesele sistemi tasarlamak. Mesele Türkiye’de çocukların zekası, yeteneğiyle ilgili bir sorun mu var? Hiçbir mesele yok. Bu çocuk ‘gelişmiş ülkelerde’ okusalar problemimiz mi var? Hayır, mesele çocuğu ölçmek değil. Mesele sistemi ölçmek, iyileştirmek. Her ülkenin eğitim kalitesi öğretmeninin kalitesini aşamaz. Öğretmene yatırım yapmadan, onlara katkı sağlamadan onlardan beklersek çok adil olmaz.
ÖĞRETMENLİK KANUNU AİDİYET VE KİMLİK SAĞLAYACAK
Askerlerimiz, hekimlerimizle ilgili o mesleğe ait kanunlar var. Ancak öğretmen 657’nin içinde, sıkışmış vaziyette. Ataması, yükselmesi, disiplini, kariyer meselesi, tazminatları aslında hepsi özelleşmeli. Ancak 1970’lerden beri temenni edilen, arzulanan kanundur, öğretmenlik meslek kanunu. bir türlü çeşitli nedenlerle çıkmamış. Şimdi çıkması için bir ortam var. Cumhurbaşkanı’mızın da payı var. Bizim vazifemiz sadece girişiminde bulunmak, kararı meclis verir. Öğretmenlerin kimlik ve aidiyet meselesi konun. Sadece para meselesi değil. Bize ait bir kanunumuz var. Bütün ana mesleklerin kanunu var da, çok değerli gördüğümüz öğretmenlerin niye yok? mesele bu aidiyeti beslemek. Öğretmen nerede ne kadar çalışır? aylık yönetmelikler değişerek belirsizlik ortamı olmasın.
ÖĞRENCİ ANDI AÇIKLAMASI
Selçuk'tan Danıştay'ın 'Öğrenci Andı' kararıyla ilgili açıklama: Burada oturup da bir şekilde ateş etmenin, 'Bu böyledir, bu böyle değildir' demenin benim hem tabiatım hem de eğitimin menfaati icabı, bunun hukuki süreç olduğunu söylemekle iktifa ediyorum.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması