MİT’çi muhabir soruşturmasında sıcak gelişme!

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a 7 Şubat 2012 tarihinde kumpas kurmaya çalışan ve Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü’ne (FETÖ) üye oldukları gerekçesiyle meslekten ihraç edilen eski savcılar Sadrettin Sarıkaya ve Bilal Bayraktar hakkında hazırlanan 20 sayfalık yeni iddianamede; FETÖ'nün kuruluşu, örgütün istihbarat ağı, illegal yapılanması, yargı ayağındaki yapılanması, gerçekleştirdiği faaliyetler ile şüpheli eski savcılar Bilal Bayraktar ve Sadrettin Sarıkaya'nın yaptığı eylemler anlatıldı.

Sözcü'den Şeyma Ulusoy'un haberine göre; hazırlanan iddianamede; müşteki MİT mensubu M.Ö.’nün 2005 yılında MİT'ten gelen teklif üzerine irtibat görevlisi olarak çalışmaya başladığı belirtildi. Hükümetin de PKK/KCK silahlı terör örgütünün bitirilmesi amacıyla çözüm süreci de aynı yılda başlatıldığı vurgulandı.

MİT’İN ELEMANINI BİLEREK DEŞİFRE ETMİŞLER!

MİT’e çalışmaya başlayah foto muhabiri M.Ö.’nün bu süreçte MİT'in irtibat görevlisi olarak çeşitli faaliyetlere katıldığı hatta ENNA adı altında iki arkadaşıyla birlikte haber ajansı kurduğu, bu ajans sayesinde PKK yöneticileriyle irtibata geçerek almış olduğu bilgileri analiz edilmek üzere MİT'e gönderdiği de belirtildi.

FETÖCÜ SAVCILAR ÇÖZÜM SÜRECİNİ ENGELLEMEYE ÇALIŞTI!

İddianamede, FETÖ'nün çıkarları doğrultusunda çözüm sürecine karşı olan ve engellemeye çalıştıkları anlatılan eski savcılar Bilal Bayraktar ve Sadrettin Sarıkaya'nın Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'nda Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptıkları sürede, PKK/KCK soruşturmasını yürüttükleri , yapılan soruşturma kapsamında MİT Başkanı Hakan Fidan, MİT’in eski müsteşarı Emre Taner, müsteşar yardımcısı Fatma Afet Güneş, Hüseyin Emre Kuzuoğlu, Yaşar Hakan Yıldırım ile M.Ö. hakkında PKK/KCK silahlı terör örgütüne isteyerek yardım etme ve soruşturmanın gizliliğinin ihlal suçlarından soruşturma başlattıkları anlatıldı.

“M.Ö.’NÜN İFADELERİ KASITLI OLARAK SIZDIRILDI”

Kamuoyunda ‘Osla görüşmeleri’ olarak bilinen ses kayıtlarını 13 Eylül 2011 tarihinde basına sızdırıldığı, M.Ö’nün ise soruşturma kapsamında 20 Aralık 2011 tarihinde gözaltına alındığı hatırlatıldı. M.Ö.’nün “MİT adına çalıştığı bilinmesine rağmen gözaltına alındığının” belirtildiği iddianamede, bir günlük gözaltı sürecinin sonunda M.Ö.’nün savcılık ifadelerinin kasıtlı olarak servis edildiği kaydedildi.

FETÖ ÜYESİ SAVCILAR YARGI KULLANARAK ALGI OPERASYONU YAPTI

Eski savcılar Bilal Bayraktar ve Sadrettin Sarıkaya'nın bu soruşturma ile MİT'in PKK ile organize hareket ettiği algısını oluşturmaya çalıştıkları, bir yandan da kendilerinden olmayan MİT yönetimini bertaraf etmek, MİT'i ele geçirmek ve aynı soruşturmayla hükümetin Güneydoğu sorununu çözmek amacıyla başlattığı barış sürecini durdurmak için çabaladıkları belirtildi.

ÇÖZÜM SÜRECİ SABOTE EDİLDİ!

FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne üye eski savcılar Bayraktar ve Sarıkaya'nın çözüm sürecini sabote etmek ve meşru hükümeti zor duruma düşürmeye yönelik soruşturma yürüttükleri belirtilen iddianamede, '' Adı geçen savcıların yürüttüğü soruşturma dosyasında müşteki ifadesinin basına sızdırılarak kamuoyunda algı yönetimi yapılması şeklinde tezahür eden olayın, sonraki süreçte 7 Şubat MİT Krizi, 17-25 Aralık ve MİT TIR’ları adıyla bilinen yargı darbesi ve en nihayetinde 15 Temmuz 2016 tarihinde meşru Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ve TBMM’yi ortadan kaldırmaya yönelik darbe girişiminin ilk zincirini oluşturduğu değerlendirilmiştir” ifadeleri dikkat çekti.

“YARGITAY’DAKİ DAVA İLE BİRLEŞTİRİLSİN” TALEBİ

Yapılan detaylı soruşturma da şüpheliler Sadrettin Sarıkaya ve Bilal Bayraktar’ın FETÖ/PDY örgütünün amaç ve gayesi doğrultusunda yargı yetkilerini kötüye kullanarak meşru hükümeti devirmeyi hedefledikleri, MİT’i kamuoyu gözünde yıpratmayı amaçladıkları belirtildi ve iddianamenin, Sarıkaya ve Bayraktar’ın yargılandığı Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nde görülen dava ile birleştirilmesi talep edildi.

2’ŞER KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ HAPİS CEZASI TALEBİ

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yapılan soruşturmanın sonunda, eski savcılar Sadrettin Sarıkaya ve Bilal Bayraktar hakkında “Silahlı terör örgütüne üye olmak”,”Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek”, “Devletin güvenliğine ilişkin gizli kalması gereken bilgileri casusluk maksadıyla açıklamak”, “Gizliliği ihlal etmek”, “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma”, “Görevi kötüye kullanma” ve “Terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçlarından 2’şer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 12 yıldan 30’ar yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları istemiyle Bakırköy 2.Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.