NATO’dan sert rapor
İttifakın parlamenter asamblesi, insan hakları raporu hazırladı. Türkiye için yolsuzluk vurgusu yapılan raporda, ‘Özgür olmayan ülke’ ifadesi yer aldı.
Türkiye’de demokrasi ve insan hakları alanlarında yaşanan sorunlar konusunda uluslararası kuruluşların son dönemde Türkiye’ye yaptığı uyarılara bir yenisi eklendi. NATO’da ilk kez Türkiye’de demokrasi ve insan hakları alanındaki gelişmelerin eleştirildiği bir rapor kabul edildi.
NATO Parlamenter Asamblesi (NATO PA) Güvenliğin Sivil Boyutu Komisyonu’nda geçen hafta kabul edilen raporda, Türkiye’nin ABD merkezli düşünce kuruluşu Freedom House’un açıkladığı 2018 Dünyada Özgürlükler Raporu’nda “özgür olmayan ülkeler” kategorisindeki tek NATO üyesi olduğu tespitine yer verildi. Türkiye’nin 15 Temmuz 2016’da “vahşi” bir darbe girişimine maruz kaldığı belirtilen raporda “Darbe girişimi bastırılmasaydı (Türkiye’de) iç savaş çıkabilir, bölgesel güvenlik açısından yıkıcı sonuçlara yol açabilirdi” denildi. Raporda darbe girişiminin faili FETÖ’den ise hiç söz edilmediği görüldü.
NATO PA Genel Kurulu, geçen hafta Kanada’nın Halifax kentinde toplandı. NATO PA Türk Grubu Başkanı AKP’li Osman Aşkın Bak’ın NATO PA Başkan Yardımcılığı’na seçilmesiyle gündeme gelen genel kurul çerçevesinde yapılan bir toplantıda Türkiye’deki demokrasi ve insan hakları ihlallerini de içeren bir raporun kabul edildiği ortaya çıktı. Raporda Rusya, Ukrayna, Gürcistan ve Moldova’nın yanı sıra NATO üyesi olan Bulgaristan, Romanya ve Türkiye’deki siyasi gelişmelerle ilgili değerlendirmelere yer verildi.
Hükümet orantısız
15 Temmuz darbe girişiminin Atlantik ittifakı üyeleri tarafından kınandığı belirtilen raporda, “Ancak Türkiye’nin B atılı müttefikleri ve insan hakları savunucuları arasında hükümetin darbe girişiminden sonraki eylemlerinin orantısız olduğu görüşü hâkim. Bu görüş, NATO PA’nın Kasım 2016’da İstanbul’da yapılan genel kurulunda tekrar tekrar dile getirilmişti” denildi. Darbe girişiminin ardından gerçekleştirilen gözaltı ve ihraçlara ilişkin verilere de yer verilen raporda, “Darbe girişiminin ardından iki yıl boyunca Türkiye’de olağanüstü hal devam etti. Hükümet, tehdidin ciddiyeti değerlendirildiğinde OHAL’in gerekli olduğu ve bu sürede orantılılık ve zorunluluk ilkelerine uyulduğunu belirtti. Fakat bu görüş hem Türkiye’de hem de Batı’da Erdoğan’ı eleştirenler tarafından paylaşılmıyor. Örneğin Avrupa Parlamentosu, OHAL’in ‘muhalifleri susturmak için kullanıldığını ve milli güvenliğe yönelik tehditlerle mücadele etmek için alınacak meşru önlemlerin ötesine geçtiğini’ belirtmiştir” değerlendirmesine yer verildi.
Denge denetim yok
Türkiye’de 16 Nisan 2017’de referandumda kabul edilen anayasa değişikliği ile ‘süper-başkanlık’ sistemine geçildiği belirtilen raporda, “Anayasa değişiklikleri, ABD tarzı başkanlık sistemi getirmek üzerine tasarlandı. Ancak pratikte Türkiye’deki Cumhurbaşkanlığı sistemi, ABD’de olduğu gibi denge denetim unsurlarını barındırmamaktadır. Türkiye’de Cumhurbaşkanı Meclis’i feshetme hakkına sahiptir ve yargı üzerindeki gücünü arttırmıştır. Bununla birlikte Meclis’in halen kaydadeğer bir gücü vardır ve Türk demokrasisinin koruyucusu rolünü üstlenme potansiyeli bulunmaktadır” ifadelerine yer verildi. Raporda, Türkiye’deki siyasi kutuplaşmanın çok derin olduğu tespiti de yapılırken, Atatürk’ün nüfusun yüzde 80’den fazlası tarafından olumlu bulunduğu, AKP tabanında büyük ölçüde laiklik yanlısı olduğu belirtildi.
Medyaya baskı
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Temsilcisi Taner Kılıç ile Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’nın tutukluluğu hakkında Avrupalı siyasetçiler ve insan hakları gözlemcilerinin endişelerini dile getirdiği kaydedilen raporda Türkiye’nin idam cezasını geri getirmekten vazgeçmesinin ise olumlu bir gelişme olduğu belirtildi.
Son yıllarda Türkiye’de basın özgürlüğü alanının daraldığı belirtilen raporda Doğan Medya Grubu’nun ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yakın bağları bulunan’ Demirören Holding’e satılmasının, hükümetin medya üzerindeki baskısını arttıracağı yönünde endişelere sebep olduğu ifade edildi.
Yolsuzlukta ikinci sırada ABD merkezli düşünce kuruluşu Freedom House’un açıkladığı 2018 Dünyada Özgürlükler Raporu’nda, Türkiye’nin “kısmen özgür” kategorisinden “özgür olmayan ülkeler” arasına alındığı anımsatılan raporda “Sonuç olarak Türkiye, ‘özgür olmayan ülkeler’ kategorisindeki tek NATO üyesi durumuna geldi. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün Yolsuzluk Algısı İndeksi’ne göre Türkiye, 180 ülke arasında 81. sırada. NATO müttefikleri arasında sadece Arnavutluk Türkiye’den daha alt sırada yer alıyor” denildi. Raporda demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan haklarının NATO’nun ortaklık stratejisinde daha öncelikli hale getirilmesi tavsiyesinde bulunulurken “İttifak içinde ve dışında liberal demokratik dünya düzeninin teşvik edilmesine ilişkin yollarla ilgili açık bir tartışma, NATO’nun kurumsal gündeminin bir konusu olmalıdır” denildi. Tavsiye niteliğinde NATO PA Güvenliğin Sivil Boyutu Komisyonu’nda TBMM’den de üç üye bulunuyor. Komisyonda yer alan AKP’li ve İYİ Parti’li üyelerin raporun reddi, HDP’li üyenin ise kabulü yönünde oy verdiği öğrenildi. Raporun 2019 baharında yapılacak NATO PA Genel Kurulu’nda oylanması bekleniyor. NATO ile kurumsal resmi bir bağı bulunmayan ve NATO üyesi ülkelerin milletvekillerinin oluşturduğu NATO PA’nın kabul ettiği kararların bir bağlayıcılığı bulunmuyor ancak kararların NATO’nun politikalarını belirleyen liderlere tavsiye niteliği bulunuyor. |
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu