Nejat Yavaşoğulları: Bu böyle gitmez
Karantina sırasında Nejat Yavaşoğulları ve Hakan Kurşun’dan ‘Okaliptus’ adlı yeni bir parça geldi. İkiliyle hem şarkıyı, hem de yaşadığımız günleri konuştuk.
Karantinanın en güzel hediyelerinden biri oldu “Okaliptus”. Özlemişiz Nejat Yavaşoğulları’nı. Müzisyen ve yapımcı Hakan Kurşun ile birlikte, Kurşun’un stüdyosunda kaydettikleri ve bir de klip kotardıkları parçayı dinlerken yaza, doğaya ve elbette bulutsuzluğa duyduğumuz özlem düştü aklımıza. Uzaktan da olsa ulaştık her ikisine de ve yazılı olarak keyifli bir söyleşi yaptık.
Karantina ilhamıyla mı yazıldı, bu çokça doğayı özleyen şarkı: Okaliptus?
Nejat Yavaşoğulları: Aslında karantina ilhamıyla değil, daha önce iskeletini kurmuş olduğum bir parçaydı. Müzik ve sözlerin büyük kısmı tamamdı ama kayıt sırasında hem müzik hem sözlerde son ana kadar değişimler oldu. Aslında 4 dakika süren bir müzikte, içinden gelen ve aktarmak istediğin her şeyi sığdırmak bazen zor. Hem müzik cümleleri hem şarkının süresi bunu kısıtlıyor. Düz yazı veya şiir olsa uzatabilirsin ama müzikte bu olmuyor. Bu nedenle istediğini anlatmak için sözcüklerle uğraşıyorsun son ana kadar. Hakan Kurşun ile “Şeyh Bedreddin Destanı” mastering işi için pandemi öncesi çalışıyorduk. O sırada bir kafa değişikliği için bu “Okaliptus" ile ilgili akorlar üzerinde biraz çalıştığımızda güzel tınılar çıktığını görmüştük. Daha sonra karantina öncesi mastering işimiz bitti. Karantina başlayıp evlere kapandık ama aklımızda olan bu “Okaliptus" şarkısını “bitirelim hadi boş durmayalım” deyince bu işlere başlamış olduk.
Belki de bu şarkıyı seçme nedenimiz, yaşamak zorunda bırakıldığımız acımasız düzene karşı bir yaşam örneği, açılan bir mavi pencere gibi gelmesiydi bize. Şarkıda diyor ki “az tükettik çok yaşadık ölmeden önce...”
BAŞKA TÜRLÜ BİR DÜNYA MÜMKÜN
"Biz ne güzel arkadaşlardık"… diyorsunuz şarkıda. Kimlerden söz ediyorsunuz? Geçmişe özlemin bir yansıması mı yoksa bu dize?
Nejat Yavaşoğulları: Geçmişe özlem değil ve öyle olmasını istemem zaten. Burada başka türlü, basit ama kaliteli yaşamak mümkün, başka türlü bir Dünya olabilir düşüncesinde buluşan çıkarsız arkadaşlıklar aklıma geldi. Zaten böyle durumlar benim yaşam serüvenimde zaman zaman yaşandı. Belki de son yaşanan Gezi günleri de buna örnek sayılabilir. Orada bulunan herkes ne güzel arkadaşlardı. Örneğin elektriğe, suya, gaza, internete vb para vermeden doğayı da koruyarak yaşamak organize edilemez mi teknoloji bu yönde çalışsa? O zaman daha çok İnsan olmaz mıyız? Uluslararası şirketlere ve yerel ortaklarına para yetiştirmek için çalışmazsak kendimize daha fazla vakit kalmaz mı? Bu bakımdan yaşanan karantina günlerinde ortaya çıkan bu şarkı insanların içini ısıttı. Tepkilerden anlıyorum bunu.
Hakan Kurşun’un stüdyosunda çalıştınız yanılmıyorsam. Acaba buradan bir de albüm mü geliyor?
N.Y.: “Şeyh Bedreddin” bitti. Şimdi bir Bulutusuzluk Özelemi albümü olmalı artık. Bunun nerede olacağını bilmiyorum ama Hakan’la çok yakın ve rahat hissettim kendimi ve uyum içinde çalıştık. Bu önemli bir şey.
Onu soracaktım ben de… Bulutsuzluk Özlemi ile de yola devam değil mi? Bir ayrılık yok…
N.Y.: Tabii ki yola devam. Hakan ile evlerimiz yakındı ve karantina süresinde boş duramadığımız için oldu bunlar. Bulutsuzluk Özlemi’nin karantinada bir araya gelmesi çok zordu.
VAHŞİ KAPİTALİZM SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR ŞEY DEĞİL
Bulutsuzluk özlemi politik içerikli şarkılarıyla da tanınan bir topluluk. “Şili’ye Özgürlük” gibi dünyaya dair meselelere de parmak basmışlığı var geçmişte. Bugünlerde ABD’yi birbirine katan George Floyd’un öldürülmesi meselesine ne diyorsunuz? Irkçılığın giderek yükselmesi ve polis şiddeti gibi durumlar tüm dünyayı etkisi altına almış gibi duruyor…
N.Y.: Bunlarla ilgili ne diyeyim, yıllardır söyleyip duruyoruz. Böyle nereye kadar gider bu? Uluslararası sermayeler, onların yerel işbirlikçileri ile dayatılan vahşi kapitalizm ve herkesin onlar için çalışması, sürdürülebilecek bir şey değil. Alternatif yaşamlar üretmeli, köle gibi bu şirketlere çalışmamalıyız. Bunu büyük kitleler olarak nasıl ve ne şekilde başarırız çözmemiz lazım. Büyük kitlelerin bir kısmı ise bahsettiğim güçler tarafından aptallaştırılıyor, onların medyası bu işlere yaraması için var. Din ve şovenizme başvuruluyor eleştirel bakış açısı olmasın diye. Eğitim de buna göre yozlaştırılıyor. Böyle gitmez ama çözülecektir eninde sonunda.
Gezi Direnişi’nin 7. yılındayız şu günlerde. Siz de parka giden, eylemlere destek veren sanatçılardandınız. Bugün geriye dönüp baktığınızda aklınızda ne kalmış en çok Gezi’ye dair?
N.Y.: Birçok şey olmasına rağmen, Atatürk Anıtı’nın dibinde gece saat 3.30 da İtalyan ve bir Türk piyanistin birlikte “Sözlerimi Geri Alamam” çalması ve binlerce kişinin söylemesi. O sırada orada olan bir tanıdık tarafından telefonla aranmam ve o sahneyi seyretmem en çok aklımda kalan şey oldu.
Şarkıda davulu Mert Alkaya (en solda) çalıyor.
DEVAMI GELECEK
Nejat Yavaşoğulları ile kaydettiğiniz “Okaliptus”un hikâyesini bir de sizden dinleyelim. Kimin fikriydi bu ortak çalışma?
Hakan Kurşun: Nejat hocamız ile yıllardır tanışıyoruz, senelerdir bir şeyler yapsak diyorduk. Bu yılın ilk aylarında stüdyoda Bulutsuzluk Özlemi’nin bu sene yayınlanacak olan yeni albümünün son hazırlıklarını tamamlarken pandemi oldu. Nejat Hocamız bari yeni bir şarkı hazırlayalım dedi. Tabii ki çok sevindim ve gurur duydum.
Devamını getirmeyi düşünüyor musunuz?
H.K.: Evet, yeni şarkılar ile ilgili çalışmalarımız var.
Nejat Yavaşoğulları ve Hakan Kurşun
HİJYENİK ORTAMDA KLİP ÇEKİMİ
Karantinaya rağmen stüdyoya birlikte girmiş ve üstelik bir de klip çekmeyi başarmışsınız. Zor oldu mu, ne gibi önlemler almak gerekti?
H.K.: Pandemi öncesinde de birlikte çalışıyorduk, ilk haftalarda dosya transferi ile başladık, ardından dikkatli bir şekilde birlikte çalıştık. Çalışma ortamının hijyenik olması için gerekli önemler alındı. Videoları gerçekten kayıtları yaparken çektik. Bir çekim ekibi yoktu. Mikrofonları yerleştirirken bir de bazen hızlıca video çekebilen fotoğraf makinamı kurdum. Öncelik her zaman müzik yapımındaydı. Fotoğraf çekme hobim var, dolasıyla ışık konusuyla yıllardır bir amatör olarak ilgileniyorum. Ne de olsa ışık da sadece frekanslardan oluşuyor. Müziği tamamladıktan sonra görüntüleri inceledik ve videoyu oluşturduk. Bizler müzikal ses dokular konusunda yıllardır çalışıyoruz. Günümüz iletişim formlarına uyum sağlamak için ses tespiti esnasında kısmi görüntü tespiti de artık iş disiplinimizin bir parçası olması gerektiği kanısındayım. Önemli olan daha önce de belirttiğim gibi öncelikleri karıştırmamak.
Online canlı bir performans düşünüyor musunuz birlikte?
H.K.: Evet, ancak ses yayın kalitesinin istediğimiz standarta olması gerekiyor.
Parçanın klibi şu linke tıklanarak izlenebilir: https://youtu.be/aeJ33FdM794
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!