Olur böyle vakalar dedirten bir hikâye

Şikago

Olur böyle vakalar dedirten bir hikâye
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.07.2015 - 18:09

Polis, dünyanın her yerinde, polis gibidir. Türkçede sokak argosu deyişi, “Olur böyle vâkalar, Türk Polisi yakalar!” sözü, sadece bize ait değildir. Mesela, Amerikan polisi, bu enseleme işinde “bir numaradır”. Geçenlerde, 1985’ten beri banka soygunculuğu ve başka suçlardan aranan zanlıyı bir gaflet anında yakalayıverdi. Kanadalı Gilbert Galvan adlı soyguncu bugüne kadar 60’tan fazla bankayı silahla soymuş, 30 kadarına gece yarısı duvar delip girmiş ve yine soyup soğana çevirmiş, hızını alamadığı zamanlarda kuyumcuları, büyük marketleri, hasılı para neredeyse oralara dadanmıştır.

30 yılda 50 milyon Dolar

Gilbert Galvan’ın bu efsanevi soygunculuğu dünyanın bütün polisleri tarafından hayretle izlenirken, adı da “Uçan ve Kaçan Haydut”a çıkmıştır. Sırf bu lakaba yakışır olmak için otuz senesini veren Gilbert, geçen ay Kanada’dan ABD’ye geçip Şikago’da yeni avlarını seçmeye çalışırken, en basitinden bir raf hırsızlığı yaptığı sırada yakayı ele verdi. 30 yılda yaptığı banka soygunlarının bugünkü para değerini polis, 50 milyon Dolar olarak saptamıştır. Öteki soygunlarının hesabı tutulmamış ki, kayda değer açıklama yok!

Eşkıyalık yapmadan duramayan Gilbert, Şikago kentinde canı alkol çekmiş olduğundan bir satış yerine gidip raftan 900 Dolarlık bir kaç şişe viskiyi “kaldırmak” istemiş, fakat ihtiyatsız davranıp kuş gibi avlanmıştır.

Çekirge misali zıplaya zıplaya giderken yakalanan Gilbert’a kelepçeyi takmış polis şefi Dave Dorn, ünlü soyguncunun gayet kibar ve zorluk çıkarmayacak kadar efendiden biri olduğuna şahit kesilip, “Bize direnecek zannettik! Fakat ele geçince ayak diremek bir yana dursun, paşa paşa ellerini kelepçeye âdeta kendi taktı. Ben hayatımda bu kadar yakalanmak azmi içinde olan birisini görmedim...” dedi.

Bu garip durumu yorumlayan suç ve suçlu ağırlıklı psikoloji dersi veren üniversite hocalarına bakılırsa “bir zanlı bir süre sonra yaptıklarının altında eziliyor ve kendisinin yakalanmasını bekliyordu.”

Çöp arabasıyla firar

Gilbert’ın durumu, vicdan muhasebesi yapıp suçunu itiraf ederek pişman olanların haline benziyor olmalı. Sırf yakalanmak için acemice hareket etmiştir; dünyanın azılı soyguncuları Gilbert’a yazıklar olsun diye teesssüf bile etmiştir. Raflardan aldıkları da bir şey olsa, bu soyguncuların içi yanmaz: 2 şişe Amerikan viskisi, birkaç şişe Rom, 3 şişe İskoç viskisi...

Banka soygunlarında 1001 Surat dedikleri cinsten kılıktan kılığa giren usta soyguncu, hiç yakalanmamış değildi ve Gilbert, bir keresinde yakayı ele vermiş, birkaç ay Michigan Kodesi’nde yatmıştı. Ama içeri girdiğine pişman olup ve orada canı çok sıkıldığından, tünel kazar gibi yapıp herkesi yanıltıp çöp arabasıyla sırra kadem basmıştı.

Yaptığı “temiz işlerin” hemen hepsi Kanada topraklarında olduğundan, şimdi Kanadalı yetkililer ABD’den soyguncunun havale edilmesini bekliyor. Fakat bu arada Gilbert’la temasa geçen büyük yayınevleri anılarından kitap çıkartmak üzere sıraya girerken Hollywood sinema yapımcıları da filmini çekmeye heves duyuyor.

Gilbert’a “Milyon Dolarlık işler olmazsa elini kaldırmazdın, n’oldu böyle, çaptan mı düştün?” diye soranlara cevabı ise, “İşin büyüğü küçüğü olmaz. Bir soyguncu-hırsız çalmadan duramaz... O gün kısmetime viski çıkmıştı, dayanamadım!” demesi, durumu açıklıyor. Demek ki, can çıkar huy çıkmazmış!

msenol34@yahoo.com


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler