Opera ve Bale’ye ilk Ermeni müdür
Kevork Tavityan, “Bu Ermeni sanatçıya sunulan lütuf değil, yılların emeğine olan bir takdir” diyor.
İstanbul Devlet Opera ve Balesi’ne müdür olarak (vekaleten) atanan Kevork Tavityan, bu göreve getirilen ilk Ermeni asıllı sanatçı. Tavityan 1998 yılında bu yana İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde solist olarak bir çok eserde yer almış bir sanatçı. Görev teklif edildiğinde gururla kabul etmiş teklifi. Tavityan, “Bir Ermeni sanatçıya sunulan bir lütuf değil, yılların emeğine, çalışmasına olan bir takdir” diyor yeni görevi için... Tavityan, bir Ermeni olarak değil, İstanbul Devlet Opera ve Balesi’ne müdür olarak atanması muhtemel olan bir sanatçı olarak heyecan uyandırmayı tercih ediyor ve ekliyor: “Umarım, Türkiye’nin o günlerini de göreceğiz hep birlikte”...
- İstanbul Devlet Opera ve BalesiÛnin vekaleten de olsa başına getirilen, hatta devlet sanat kurumlarından birinin başına getirilen ilk Ermeni asıllı müdür siz oldunuz? Sizce ne değişti?
Evet. Şimdilik vekaleten de olsa, böyle bir göreve getirilen ilk Ermeni’yim. Esas itibariyle, benim için, ya da kurumum için değişen pek bir şey yok. Yaklaşık 18 yıldır, bu kurumun, çeşitli kademelerinde, çeşitli görevler yerine getirdim. Demek ki, şimdi sıranın bu göreve geldiği düşünüldü Genel Müdürlük tarafından. Görev teklif edildi, büyük memnuniyet ve gururla kabul ettim. Ama şunu özellikle belirtmek isterim ki, bu görev, bir Ermeni sanatçıya sunulan bir lütuf değil, yılların emeğine, çalışmasına olan bir takdirdir.
- İstanbul’da bir opera binası yok ve AKM çürümeye terk edildi, bunun yanı sıra Ankara ‘Ak- Saray’da yeni bir opera binası yapılıyor bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Evet, maalesef bugün İstanbul’un, İstanbul’a yakışan, modern bir Opera binası yok. Bu sebeple büyük zorluklar ve sıkıntılar içinde Opera ve Bale sanatlarını icra etmeye çalışıyoruz. Biz sıkıntı çekiyoruz ama, Avrupa yakasında oturan Opera Bale seyircimiz de ulaşım sorunları itibarı ile aynı sıkıntıyı çekiyor. Bugün Kadıköy’de Süreyya operasının kısıtlı koltuk sayısı ve sahne teknik imkanlarıyla, Opera Bale sanatının büyüsünü sevenlerine ulaştırmaya çalışıyoruz. Buradan Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası’na da teşekkürlerimizi bir kere daha sunmak isterim. Bize AKM’ nin yokluğunda sığınacak bir yuva oldular. Ama artık sığınacak bir yuvadan çok, kendi evimize olan ihtiyacımız hem bizim, hem seyircimiz açısından dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Ümidimiz en kısa zamanda bu sorunun en uygun şekilde çözülmesidir.
‘Ak-Saray’da Opera binası konusuna pek hakim değilim. Ama öyle bir şey varsa, diyeceğim odur ki, her yeni sanat kurumu ve binası bana ancak mutluluk verir.
- Opera sahnelenmesinde ciddi bir mekân sorunu var bu duruma nasıl bir çözüm bulmak gerekiyor sizce?
Opera sahnelenmesindeki ciddi mekan sorunu, aslında özellikle İstanbul için konuşuyorum tabii, AKM’nin yokluğu ile doğrudan ilintilidir. Hatta, Süreyya operasının küçüklüğü ile de doğrudan ilintilidir. Birinin çok ciddi ve ivedilikle onarımı ve hizmete açılması gerekli. Kanaatimce öbürünün ise, sahne ve teknik modernizasyon sorunları giderilmeli.
- Özel kurumların düzenlediği festival, yarışma ve yayınlar sizce yeterli mi? Bu sizde bir rekabet duygusu yaratıyor mu?
X kurum ya da şirket bir caz festivali daha düzenlese “yeter, daha fazlasına gerek yok” denebilir mi? Tabii ki eskiye nazaran Türkiye, festivaller, yarışmalar, yayınlar konusunda çok aşama kaydetti. Ama caz ve film festivalleri dışında, kurum ve firmaların Opera ve Klasik müziğe daha fazla yatırım yapmalarını çok isterim. Rekabet konusunu ise keşke İstanbul’da ikinci bir opera sahnesi olsaydı da o zaman konuşsaydık.
Kevork Tavityan kimdir? 1968’de İstanbul’da doğan sanatçı Kevork Tavityan, M.S.Ü. Devlet Konservatuarı’nın opera bölümünden 1993’te lisans ve 1996’da yüksek lisans dereceleri alarak mezun oldu. Çeşitli dönemlerde çocuk korosu ve çok sesli koro şefliği de yapan sanatçı 1995-96 sezonundan itibaren profesyonel opera kariyerine başladı. İlk olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi CRR Konser Salonu Operasında roller aldı. 1998 yılında İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin açmış olduğu sınavı kazanarak kurumun solist kadrosuna katıldı. Bu kurumda şimdiye kadar pek çok eserde rol aldı. Sanatçı, opera rolleri dışında geniş bir lied- oratorio repertuarına da sahiptir. Bunların yanı sıra 23. İstanbul ve 12. İzmir Uluslararası Müzik Festivallerine ve uluslar arası Aspendos ve Side festivallerine katıldı. Sayısız başarı Son yıllarda koro şefliği çalışmalarına da yönelen sanatçı, Salerno’da I mille colori dell’arte koro festivaline ve Essen’de Essen 2010 Avrupa Kültür Başkenti Sing! Day of Song gala konserine 60000 kişilik bir seyirci topluluğu önünde koro şefi olarak katılmıştı. 2008 yılından bu yana çeşitli dönemlerde İstanbul Devlet Opera ve Balesi Opera Oda Korosu’nun, Acappella Grup 34 korosunun ve Sabancı Üniversitesi Klasik Müzik Korosu’nun şefliklerini yürütmüştü. Son olarak Fauré’nin Requiem’ini, Yusuf ile Züleyha operası’nın korosunu ve Beethoven’in 9. Senfonisi’nin koral bölümünü yönetmişti. Solistlik ve koro şefliği çalışmalarının yanı sıra M.S.G.S.Ü ve Haliç Üniversitesi konservatuarlarında şan dersleri vermeye devam etmekte. Sanatçı, Paris, Münih, Montreal, Plovdiv, Hannover, Essen, Salerno, Bükreş, Pekin, Şanghay gibi şehirlerde solist ve koro şefi olarak pek çok konserler vermişti. |
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!