Operasyon ve 3 Zarf

Operasyon ve 3 Zarf

Meclis’te bütçe görüşmelerinin son günlerinde kürsüye çıkan muhalefet milletvekillerinin gündeminde 4 bakanın adının karıştığı yolsuzluk ve rüşvet operasyonu vardı. Sık sık tartışmalar yaşandı; zaman zaman iktidar ve muhalefet milletvekilleri birbirinin üzerine yürüdü. AKP’lilerin, operasyonun siyaset mühendisliği olduğunu söyleyip CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun 1992 yılındaki SSK Genel Müdürlüğü döneminde kurumu zarara uğrattığı iddialarını gündeme getirmesi üzerine, CHP Grup Başkanvekili Engin Altay,bir hikâyeyle yanıt verdi:

“Çok bilinen bir hikâye vardır, şimdi buraya çok oturur; meşhur zarf hikâyesi. Sadrazam görevi devrederken 3 tane zarf vermiş. Ne bunlar? ‘Sıkışınca birini aç, biraz daha sıkışınca birini aç, biraz daha sıkışırsan birini aç’. Sadrazam sıkışmış birinci zarfı açmış: ‘Eskileri kötüle’. Bunu epeydir yapıyordunuz, eskileri epey kötülediniz, on yıl eskiyi kötülediniz, böyle durumu idare ettiniz. Çok sıkıştınız ikinci zarfı açtınız, 6-7 aydır ikinci zarfı açtınız. İkinci zarfta beraber yürüdüklerinizi kötülemeye, onlara çamur atmaya, onları izole etmeye, bloke etmeye başladınız; fakat bu son durum üçüncü zarfı açmanızı gerektirdi. Hiç işi uzatmayın, siz de üç tane zarf hazırlayın, o koltukları terk edin. Hiç yapılacak başka çaresi yoktur. Bence pişkinliği bırakın; biraz sizin genel başkanınızın tabiriyle edep yahu, edep!”

Kuzu Bakan Olmazsa...

AKP’de gözler bu hafta Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yapacağı kabine revizyonunda. Kulislerde kabine-toto oynanırken, muhalefet milletvekilleri de AKP’li vekillere takılmadan edemiyor.

TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmeleri sürerken HDP’li Sırrı Süreyya Önder, Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’ya seslendi:

“Sayın Başkan, Sayın Burhan Kuzu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na atanmış. Şimdi Twitter’da… Onu da kutluyoruz grubumuz adına, yeni görevi de hayırlı olsun.”

Bunun üzerine Önder’in yanına giden Kuzu, “Çok sayıda kadın milletvekilimiz var, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bana değil, onlara yakışır” deyince Önder, takılmalarını sürdürdü:

“BDP yönetimi, hükümete ‘Eğer Burhan Kuzu Adalet Bakanı olmazsa çözüm sürecini tıkarız’ dedi.”

Kuzu, Önder’in esprisine karşılık verdi:

“İyi de siz böyle diyerek zaten benim bakanlığımı tıkadınız.”

Fırat’a Rozet, Şükür’e Fırça

Türkiye’yi sarsan, bakanlar ve çocuklarının rüşvet ve yolsuzluk yaptığı iddiasıyla başlatılan operasyon gölgesinde kabul edilen bütçede AKP İstanbul Milletvekili Hakan Şükür’ün istifası da gündeme geldi.

Şükür’ün istifasıyla Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ya “unutkanlık sorunu” yaşamaya başladığını ya da parti ilkelerini “sandalye dağılımına” göre değiştirdiğini de görmüş olduk. Çok değil, 10 ay önce Başbakan, CHP’li seçmenin oylarıyla Meclis’e giren Salih Fırat’a, “Türkiye seninle gurur duyuyor” tezahüratları eşliğinde AKP rozeti taktı. Yalnızca Fırat değil, pek çok belediye başkanının yakasına da AKP rozeti takan Erdoğan’dan, istifa eden kendi partisinden olunca, “ileri çark” örneği şu açıklamalar geldi:

“Bir insan bir partinin bayrağı altında seçime giriyorsa o partiyle hareket eder. Ayrılıyorsa da sadece partiden ayrılmaz. Eğer dürüstse o zaman parlamentodan, milletvekilliğinden ayrılır.”

Bütçe görüşmeleri sürerken söz alan CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören, TBMM kürsüsünden yaptığı bir konuşmada, AKP’li vekilleri bu konuda şöyle tuzağa çekti:

“Başbakan, partisinden istifa etmiş olan Hakan Şükür için kullandığı dürüstlük kelimesini Adıyaman Milletvekili Salih Fiyat acaba nasıl algılayacaktır, kendilerine sormak gerekli.”

Oltaya takılan AKP Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner, “Fırat, Fırat. ‘Fiyat’ değil” demesi üzerine Ören, aldığı pası şöyle değerlendirdi:

“Pardon, özür dilerim. Fırat, Fırat, Fırat. Doğrudur. Ben ‘Fiyat’ mı dedim? Özür dilerim. Ne kadar fiyatı acaba, kaç para?”