Orhan Pamuk 'Nâzım Merkezi'ne gelmedi
Boğaziçi Üniversitesi bünyesindeki Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Araştırma Merkezi tartışmalarla açıldı.
Önceki akşam açılışı yapılan, Boğaziçi Üniversitesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Merkezi, ilk günden tartışmaların odağı oldu. Üniversitedeki Albert Long Hall’da yapılan açılışta konuşma yapması planlanan yazar Orhan Pamuk törene katılmadı. Pamuk’un Nâzım Hikmet’le ilgili konuşmasının video kaydı yayımlandı. Pamuk’un katılımı duyurulduğunda, Üniversite Konseyleri Derneği, Nâzım Hikmet Kültür Merkezi ile üniversitelerde örgütlü Fikir Kulüpleri Federasyonu “Pamuk’un Nâzım üzerine konuşma ehliyetinin olmadığını” ilan etmişti. Nobelli yazarın olası protestolardan çekindiği için törene gelmediği düşünülürken, herhangi bir eylem olmaması için üniversite yönetimi de tören salonuna öğrencileri almadı.
Öte yandan, merkezin yönetim kurulu üyesi yazar Gündüz Vassaf, kültür ve sanat merkezinin yöneticilerini, kurulun önerilerini, kararlarını dikkate almamakla eleştiren bir açıklama yaptı. Gündüz Vassaf’ın, yönetim kurulunu seçen, rektörün de yer aldığı genel kurula ilettiği açıklamada, eleştirilerinden biri de Orhan Pamuk'un açılışa çağırılış biçimiyle ilgiliydi.
Vassaf’ın açıklamasında “Brown Üniversitesi’nden Prof. Mutlu Blasimg Konuk’un açılış için davet edilmesine rağmen, merkez müdürünce karardan dönülmüş, açılış için davet edilen başkaları unutulmuş, kurumsal süreklilik ve demokratik ilkeler ihlal edilmiş, hatta açılış için değişiklik kararı öncesinden rektörlüğe bildirilmeden alınmıştır. Orhan Pamuk kimsenin haberi olmaksızın davet edilerek yeni açılış tarihi saptanmış, gene de kendisine söz verilen tarihte konferanslar dizimizi başlatma önerisi kaale alınmamıştır” ifadeleri yer aldı.
Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğü ya da merkezin müdürü, yazar Murat Gülsoy, konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapmazken, Gündüz Vassaf ile yönetim kurulundan başka isimlerin, yaşananların ardından istifa edeceği öğrenildi.
*******
ORHAN PAMUK’UN NÂZIM HİKMET KONUŞMASINDAN
‘Üniversitenin görevi kutsalı kırmak’
Üniversitenin görevi kutsalı daha da kutsal kılmak değil, daha anlaşılabilir, daha paylaşılabilir ve daha insani bir şey olarak bize öğretmek ve araştırmaktır.
Kemal Atatürk’ün ülkemizde en çok sevilen, okunan, en iyi bilinen biyografilerini İngilizler yazdı. Bu kitapların da hoşa gitmeyen yanları Türkçe çevirilerinden çıkartılırdı. Nâzım Nikmet hakkında da en parlak yaşamöyküsü kitapları ne yazık ki yine Türkiye dışından geldi. Atatürk biyografileri için “Atatürk’ü Koruma Kanunu”nu suçlayabiliriz. Ama Nâzım Hikmet’in gençliğinde şiirlerini yayımlayan yakını, arkadaşı, destekçisi Zekeriya Sertel’in hatıra kitaplarına Türk solunun gösterdiği sert tepki umut kırıcıdır.
*
Bizler kahramanlarımızı anlamak değil, yalnızca onlara hayran olmak isteriz. Çoğumuzun farkında olmadan istediği şey biyografi (yaşamöyküsü) değil, menkıbenamedir. Bu yüzden de kısa sürede kahramanlarımız hakkında tabular, yasaklar, yaklaşılmaz gölgeler inşa ederiz.
*
Kötümser olmayalım, Sabahattin Ali’den Cemil Meriç’e, Melih Cevdey Anday’dan Oktay Rifat’a, Türk edebiyat tarihinin değerli pek çok yazarı, az ya da çok Nâzım’ı savunmuştur. Ben bu konuşmayı hazırlarken Orhan Veli’nin söylediği bir söze katıldım en çok: “Bugün Avrupa’da tanınan bir tek şairimiz var, Nâzım Hikmet. O da bize rağmen tanınıyor. Biz ‘aman kimse duymasın’ diyoruz ama faydası yok, duymuşlar.”
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu