Sanatçılardan Cumartesi Anneleri'ne destek: 'Kayıplar belli, failler nerede?'

Cumartesi Anneleri bugün 700. kez bir araya geliyor, aynı şekilde haykırıyor. Sanatçılardan Cumartesi Anneleri'nin adalet çığlığına destek geldi.

Sanatçılardan Cumartesi Anneleri'ne destek: 'Kayıplar belli, failler nerede?'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.08.2018 - 20:49
<video:1057507>

Tarih 20 Mart 1995... Eve dönmesi beklenen Hasan Ocak’tan 55 gün boyunca haber alınamadı. Ardından geçen süreçte Ocak’ın işkence edilmiş bedeninin kimsesizler mezarlığına gömüldüğü ortaya çıktı. Hasan Ocak ilk kayıp değildi. “Bir şeyler yapmalıyız” diyen yakını gözaltında kaybedilmiş 30 kadar insan sessizce Galatasaray Meydanı’nda oturmaya karar verdi.

Her hafta tekrarlanan oturma eylemine yönelik 15 Ağustos 1998’de başlayan polis saldırısı ve gözaltılar, 13 Mart 1999’a kadar sürdü. Baskıların sürmesi üzerine Cumartesi Anneleri 200. haftadan itibaren oturma eylemlerine ara verdi. Ancak 10 yıl sonra anneler yine alanlara indi. Bugün 700. hafta... Tam 700 haftadır Galatasay Meydanı’nı mesken bilen kayıp yakınlarıyla beraber soruyoruz: “Kayıplar belli, Failler nerede?”

Cumartesi Anneleri 700 haftalık direnişleri boyunca şarkılara, şiirlere, heykellere konu oldu. Sezen Aksu, bir şarkısında “Kemiğim etim kapı önlerinde. Can kayıp can kayıp. Allahım bu nasıl dünya. Bu nasıl ayıp” diyordu. Ağıtların, türkülerin, şiirlerin sayısı giderek arttı. Kayıp yakınları adalete ulaşamadı. Cumartesi Anneleri’ne ses olabilmek için çalışmalar ortaya koyan sanatçılar 700. haftada gazetemize konuştu:

Ceylan Ertem: Bir 700 hafta daha yaşanmasın

Sanatçı Ceylan Ertem, Cumartesi Anneleri’nin 700’üncü haftasında Ahmet Kaya’nın 23 yıl önce anneler için yazdığı, “Beni Bul Anne” şarkısını kayıp yakınlarıyla beraber seslendirdi. Ertem ve kayıp yakınlarının videosu sosyal medyada, #Cumartesi Anneleri 700Hafta etiketiyle on binlerce kez paylaşıldı.

Cumartesi Anneleri’yle tanışma hikâyesinin Sezen Aksu’nun Cumartesi Türküsü ile olduğunu söyleyen Ertem, “O zamanlar çocuktum. 1999 depreminden sonra müzik bölümünde okumak için İstanbul’a taşındım. Okulum İstiklal Caddesi’ndeydi. Her cumartesi okula giderken annelerin önlerinden geçiyordum. Bazen direnişlerine katılıyordum. Böylelikle kayıp yakınlarıyla tanıştım” dedi.
700’üncü haftada “Beni Bul Anne” şarkısını seslendirmenin kendisini çok onurlandığını aktaran Ertem, “Bütün kayıp yakınları için hepimiz aynı acıyı yaşayıp, aynı direnişi gösterebiliriz.. Umarım gençler benim Sezen Aksu’dan duyduğum gibi Cumartesi Anneleri’ni bizden duyup annelerin yanında olurlar ve annelerle birlikte bu direnişin sesini daha da çok duyururlar. Bir 700 hafta daha yaşanmasın” diye konuştu.

Ümit Kıvanç: Tarifsiz, sınırsız, dipsiz bir acı...

Sinemacı-yazar Ümit Kıvanç 700’üncü haftanın çağrı videosunu hazırladı. “Çağrı videosu sonuçta benim elimden çıktı ama kolektif bir ürün” diyen Kıvanç, “Video da pek çok kişinin aklı, fikri ve emeği var. Ahmet Kaya’nın şarkısını değişik bir bileşimle seslendirip sunmamıza imkân veren Gülten Kaya, şarkıyı söylemeye talip olan, Cumartesi İnsanları’ndan kadınlar, onlar için, hiç de alışık olmadığı bir türde ve tonda, hazır eski altyapı üstüne şarkıyı söylemeyi kabul eden Ceylan Ertem başta olmak üzere, canla başla bu iş için uğraşan bir ekip var ortada. Hepsini sayabilmek isterdim” dedi.
Kıvanç video da yer alan kayıp yakınları Besna Tosun, Maside Ocak, Serpil Taşkaya ve İkbal Eren’in kayıtlarını yaparken çok etkilendiklerini belirtti. Ceylan Ertem’in videoyla ilgili görüşmede, ‘Ben vaktiyle Sezen Aksu’nun parçası sayesinde Cumartesi Anneleri’nden haberdar olmuştum, umarım bu video da şimdiki gençlerin haberdar olmasına katkıda bulunur’ sözlerini anımsatan Kıvanç, ilk arzularının bu olduğunu söyledi.

Bir başka arzusu daha olduğuna değinen Kıvanç, “Şu toplum her Cumartesi toplanıp kayıplarını arayan insanlara dönüp baksa da azıcık utanmayı öğrense. Bu ne büyük utançtır! Kadının veya adamın oğlunu, kızını, eşini, sevgilisini götürüp kaybetmişler, şimdiki koskoca kadınlar-adamlar olan ufacık çocukların anasını, babasını, ablasını, ağabeyini yok etmişler; hepsini tarifsiz, dipsiz, sınırsız acılara sürüklemişler; bu insanlar yılmadan hak arıyor, hesap sormaya uğraşıyor. Bizim arada sırada onlara destek çıkmamız pek yetersiz, pek ufak bir katkıdır. Daha fazlasını yapabilmeliyiz” diye konuştu.

Gülten Kaya: Kalbim onlarla

Ahmet Kaya 1995’te çıkardığı albümünde tıpkı 12 Eylül’de o çocukların babalarının sesi olduğu gibi bu sefer de kayıp çocukların sesi oldu: “İki yanımda iki polis. Ellerim kelepçede. Beni bul, beni bul anne...” Kaya’nın eşi Gülten Kaya, 700. haftada kalbinin annelerin yanında olduğunu söyleyerek, “Onlara, sarılabilecekleri bir mezar taşını dahi çok gören her şeyi ve herkesi lanetliyorum” dedi.

 

Sezen Aksu: Acıdan kavrulmanızı seyrediyoruz

Daha önce ‘Allahım bu nasıl dünya. Bu nasıl ayıp’ diyerek Cumartesi Anneleri’nin çığlığı olan sanatçı Sezen Aksu 700. haftayı gazetemize şu sözlerle özetledi: “Seksen milyon hiçbir şey yapamadık... Rahat köşelerimizde acıdan kavrulmanızı seyrediyoruz. Çok utanıyorum...”

Halil Ergün: Sorumlular nasıl uyuyabiliyorlar?

Oyuncu Halil Ergün, 2011 yılında Veysi Atay’ın Cumartesi Anneleri’nin mücadelesini anlattığı sergiye yazılarıyla katkıda bulunan isimlerden birisi. Ergün tıkanmış bir ülkede yaşadığımızı belirterek, “Söyleyecek bir laf bile bulamıyorum. Ana yüreği üstüne türküler söylenmiş bu topraklarda, romanlar yazılmış, filmler çekilmiş, hatta bu topraklarda o ismi kullanarak, bütün annelerin üstüne ‘anne yüreği’ diye bir kavram oluşmuş. 700 haftadır analar çaresiz, kimsesiz evlatlarını arıyorlar... Trajedya böyle yazılır” diye konuştu.

“Sanatla uğraşan birisi olarak sadece bunu söylemek istiyorum” diyen Ergün şöyle devam etti:
“Hiç mi vicdan sızlamaz? Sorumlular kafalarını yastığa koyunca nasıl rahat uyuyabiliyorlar? Bu bilgileri, bu sorumluları, bulma konusunda en ufak emek sarf etmeden bilip de söylemeden, görüp de gereğini yapmadan nasıl uyuyabiliyorlar? İşte bunlar bizi kahrediyor. Bu kahrı yaşamak zaten ülkede yaşanan şu an ki siyasal, toplumsal, kültürel ekonomik sarsıntıların da açıklaması aynı zamanda. Ne diyebilirim başka? Bağrılarına taş basmış insanlardan utanıyorum. Onlardan özür dilerek riyakârlık geliyor bana manipüle etme hakkım bile yok. Burda yaşayan bir yurttaş olarak hayat bitsin gitsin ya hayat bunları nasıl biliyorsa öyle yapsın doğru hayat tabii...”

Sunay Akın: Tek istedikleri bilgi ve adalet 

Şair Sunay Akın kayıp yakınlarının acısını “Cumartesi Anneleri” başlıklı şiiriyle mısralara döktü. Duygularını mısralara dökerken, büyük bir acı duyduğunu aktaran Akın, dünyanın en güçlü devletlerinin dahi yıkamadığı, ayakta duran tek şeyin anne olduğunu söyledi.
Victor Hugo’nun “Çocuğunu kaybeden bir anne için hergün ilk gündür” sözlerini anımsatan Akın, “700’üncü hafta insanlık adına çok üzüntü verici bir yıl- dönümü. Bu insanlar, bu ülkenin vatandaşları, yurttaşları yakınlarına ve çocuklarına ne olduğunu öğrenmek istiyorlar. İstedikleri bilgi ve adalet. Bilgi ve adaleti sağlayamazsak geleceğimizi aydınlatamayız” dedi.

“Bu utançla, bu acıyla, bu trajediyle bizi huzurlu günler beklemiyor” diyen Akın konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Cumartesi Anneleri’nin 700’üncü kez toplanmasıyla yakın tarihimizde yaşadığımız bütün acılar, çözümsüzlükler, kutuplaşmalar arasında bir bütünlük var. Karamsar olmamalıyız ama Türkiye’nin şu an ki içinde bulunduğu durum kaybedilen insanların akıbetinin ne olduğu konusunda gelecekte de bir bilgi sağlanamayacağını gösteriyor.”

Bandista: Direnişi paylaşıyoruz

Bandista grubu 12 Eylül’ün yıl- dönümünde çıkardığı “Paşanın Başucu Şarkıları” albümünde yer alan “Benim Annem Cumartesi” şarkısıyla annelerin sesi oldu. Bandista grubu kendilerini bu şarkıyı söylemeye iten şeyin insanların evlatlarını faili meçhul bir şekilde kaybetmiş olmaları olduğunu söyleyerek, “Seneler süren bu adaletsizlik bize oldukça dokunuyordu. Bu yüzden bu olayda bizler tarafız. Annelerin tarafındayız. 700. haftada kayıp yakınlarıyla sonsuz bir dayanışmayı, acıyı ve hesap sorma iradesini paylaşıyoruz” dediler.

<haber-yatay:1063804>


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon