Sarraf'ın avukatına yanıt veren Bharara: 17 Aralık bizdekilerle örtüşüyor
Rıza Sarraf’ı tutuklayan New York Güney Bölge Savcısı Bharara, bir kez daha kefaletle serbest bırakılmaya karşı çıktı. ‘Şerif’ lakaplı savcı, “Türkiye’deki 17 Aralık dosyası bizdeki bilgilerle örtüşüyor” dedi. Bharara, dosyada bakanların Sarraf’tan rüşvet aldığına dair görüntülerin olduğunu da dilekçede belirtti.
Rıza Sarraf’in savunmasının 58 sayfalık ek dilekçesine karşılık New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bharara, dün öğlen saatlerinde 12 sayfalık bir karşı görüş ile yanıt verdi ve bir kez daha Hâkim Richard M. Berman’dan Sarraf’i kefaletle de olsa serbest bırakmamasını talep etti. Bharara “17 Aralık dosyası bizdeki bilgilerle örtüşüyor” derken, dosyada bakanların rüşvet aldığına dair görüntülerin de yer aldığını belirtti.
Sarraf’ın avukatı Benjamin Brafman, salı günü mahkemeye sunduğu yeni dilekçede 17 Aralık soruşturmasının New York’taki davaya karşı kullanılmaması gerektiğini belirterek kefalet talebinin karşılanmasını istemişti. 58 sayfalık dilekçede Brafman, 4 eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmemesini kanıt göstermişti. Brafman, Sarraf’ın ifadesi alınırken Türkçe tercüman olmadığını ve birçok yalan yanlış bilginin bu yüzden yöneltildiğini iddia etmişti.
İngilizce konuştu
New York Güney Bölgesi Başsavcısı Preet Bhrara, Hâkim Richard J. Berman’a verdiği dilekçeyle Sarraf’ın avukatına yanıt verdi. 12 sayfalık dilekçeyle birlikte Bharara, mahkemeye Sarraf’ın İngilizce bildiğini gösteren videoyu da kamuya açık olmamak kaydıyla sundu. Videoda Sarraf’’ın ilk sorgusunda FBI yetkilileriyle çok iyi İngilizce konuştuğu görüldüğü ifade edildi. Bharara, Sarraf’ın tercümandan daha iyi İngilizce konuştuğunu da ifade ediyor ve Sarraf’ın halen ABD yargısını yanıltmaya çalıştığının altını çiziyor.
17 Aralık’la örtüşüyor
Dilekçede “Rıza Sarraf’ın cep telefonu kullanım dili de İngilizce ve işadamlarıyla ingilizce olarak mesajlaşmaları telefonda yer alıyor” gibi ayrıntılara yer verildi.
Savcı Bharara “17 Aralık dosyası bizdeki bilgilerle örtüşüyor” derken, dosyasında bakanların rüşvet aldığına dair görüntülerin de yer aldığını belirtti. Sarraf’ın avukatlarının ‘Türkiye’de kapanmış bulunan 17 Aralık soruşturmasına ilişkin belgeler kanıt olamaz’ görüşüne de karşılık veren Bharara, davanın kapatılmasının Sarraf’ın üst düzey Türk yetkililerle olan rüşvet ilişkisine ayrı bir delil olduğunu söyledi. Savcı Bharara, savunmanın bu mahkemenin Sarraf’ın “2013’deki muazzam rüşvet çarkı nedeniyle tutuklanmasının dikkate alınmaması gerektiğini” ileri sürmesine karşılık şu cevabı veriyor: “Uluslararası hukukta soruşturmayı yapan savcı ve polislerin Sarraf davasının peşinden gitmemesi için yerleri değiştirildikten, kovulduktan hatta kendilerinin bizzat cezalandırıldıktan sonra atanan savcının kararına saygı gösterilmesi şeklinde bir ilke yok”.
Rüşvet çarkı
Bharara, daha önce ifade etmediği açıklıkla bu kez Türkiye’deki 17-25 Aralık soruşturmasının bazı önemli bulgularının bizzat şu an New York’ta görülen mahkeme sonucu ile örtüşüp örtüşmediğini ve Sarraf’in yüksek düzey Türk yetkililerinin ile kirli ilişkilerinin kanıtı olup olmadığını New York daki federal mahkemenin değerlendirebileceğini yazdı. Bharara şu ifadelere yer verdi: “Raporda (17- 25 Aralık raporu) bulunan detaylar, Sarraf ve yardımcılarının hükümet yetkilileri ile bağlantılı muazzam rüşvet çarkı hakkında dinlenmiş telefon konuşmaları, tercümeler ile birlikte kolluk kuvvetlerinin soruşturma raporunun bütün özelliklerine haiz görünüyor. E-posta araştırmaları da Amerikan kolluk kuvvetlerinin kendi yaptığı e-posta araştırmaları soruşturma sonuçları ile, Sarraf ve yardımcılarının yetkililere nakit para teslimini gösteren fiziki takip materyalleriyle uyuşuyor.”
Bu şekilde ilk kez, Bharara, 17- 25 Aralık soruşturma dosyası, deliklerinin bizzat aAmerikan kolluk kuvvetlerince doğrulandığını ifade etmiş oldu. Dosyada ayrıca Rıza Sarraf’ın babasına ABD Hazinesi tarafından kesilen 9 milyon dolarlık cezaya da yer verildi. Sarraf’ın, 50 milyon dolarlık kefalet duruşması bugün görülecek.
Sarraf'ın kanıtları tek tek çöküyor
Avukatı Benjamin Brafman’ın salı günü mahkemeye sunduğu dilekçede Rıza Sarraf’ın neden kefaletle serbest bırakılması gerektiğine dair dört kanıt sundu, ama üzerinden 24 saat geçmeden kanıtlardan üçü çöktü. Dördüncüsü dönemin Meclis Soruşturma Komisyonu ’ndaki AKP milletvekilleri tarafından kapatılmıştı. Avukat 20 sayfalık eklerde şu kanıtları sundu.
KANIT 1: Meclis’in, Ocak 2015 tarihli, Bakanlar Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar hakkındaki soruşturma komisyonu raporu. Bu raporda dört bakanı Yüce Divan’a göndermeme notları var.
KANIT 2: Mustafa Akyol’un 25 Kasım 2014 tarihinde Al Monitor’da yayınlanan ve Hanefi Avcı’nın “paralel devlet” ve Gülen Cemaat’i üzerine verdiği cevapları anlatan İngilizce yazısı.
Mustafa Akyol, kendi mülakatının Sarraf’ın savunmasında geçtiğini öğrendikten sonra twit attı: “Avcı ile söyleşimin veya bir başka yazımın Sarraf’a yönelik ithamları çürütecek bir içeriği yok.’’
Rıza’yı kurtarmaz
Yine Al Monitor’da yayınlanan ve Gülen Cemaati karşıtı duruşuyla bilinen gazeteci Nedim Şener’in Tülin Daloğlu’na verdiği mülakat. Şener, hem Sarraf’ın Miami’de tutuklandığı günlerde yazdığı yazılarda hem de 27 Mayıs’ta yazdığı köşe yazısında Sarraf’ın yargılanması gerektiğini ve dört eski bakanın yeniden yargılanması taraftarı olduğunu belirtti. Kendi mülakatının Sarraf’ın savunması tarafından dosyaya konulduğunu öğrendikten sonra attığı twitte Şener “Reza dosyasındaki röportajım yolsuzlukları ve cemaatin kirli yapısını anlatır. Adı bile geçmeyen Reza’yı kurtarmaz’’ dedi. Tülin Daloğlu da twitinde kendi çalışmasının neden Sarraf savunmasında kullanıldığını anlayamadığını belirtti: “Bu mülakatta değil bir kelime, bir virgül dahi Sarraf’ın yararına kullanılamaz.’’ Daloğlu twitinde Şener’in yanısıra Başsavcı Preet Bharara’yı de etiketledi.
Kanıt niteliğinde değil
KANIT 3: Eski AKP milletvekili ve eski Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can’ın Financial Times’a 15 Ocak 2014’de yazdığı ve Türkiye’nin demokrasisini Gülencilere karşı savunması gerektiğini ileri sürdüğü yazı. Twitter’dan yorumunu sorduğum Osman Can şunları söyledi: “Benim yazım bir grubun bir şekilde yargıda elde ettiği pozisyonları kullanarak hukuki süreçleri iktidar hedefleri doğrultusunda araçsallaştırmasının yanlışlığına yönelikti. Yolsuzluk ve rüşvet vakası konusunda bir tespit içermemekte. Dolayısıyla Sarraf lehine kullanılabilecek nitelikte değil. Hukuki olarak da yanlış olur.”
KANIT 4: Benjamin Harvey- Isobel Finkel’in Sarraf’ın serbest kalmasıyla ilgili Türkiye’deki rüşvet çarkını gündeme getiren haberi. Brafman’a göre, bu haber “güç kazanmak için yargısal organları kullanmayı ve iftira kampanyasını’’ tasvir ediyor.
Ne var ki, Bloomberg’de 25 Mayıs’ta İngilizce yayınlanmış yazıda Brafman’ın yaptığı “tasvir”le ilgili en küçük ayrıntı yok. Yazı tırnak içinde anlattığı söylenen ana temanın yanından bile geçmiyor. Savunma ya yanlış bir yazıyı eklemiş ya da bilerek yanlış yönlendirme çabasında. Her ikisi de milyonlarca dolarlık bir savunma ekibinin yapacağı bir yanlışa benzemiyor.
Dosyada ayrıca Rıza Sarraf'ın babasına ABD Hazinesi tarafından kesilen 9 milyon dolarlık cezaya da yer verildi.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu