Şiiriyle Filistin’e bayrak oldu; Mahmud Derviş
Mahmud Derviş (1941-2008) hiçbir zaman okuyucularının beklentilerine teslim olmadı. Bunun yerine okurlarını, yeni şiirsel konu ve biçimlere doğru maceralara katılmaya davet etti. Her ne kadar "Filistin'in ulusal şairi" olarak değerlendirilse de Yunan, Roma, İran, Yahudi, Süryani, Kenan, Sümer ve Osmanlı tarih ve mitolojisinden de yararlandı. Hayatı boyunca on düzyazı kitap ve düzinelerce şiir kitabı yayımladı. 1996’da şair Helit Yeshurun'a verdiği bir röportajda, her şiirin kendi başlangıcını yarattığını ve "dünyayı yeniden inşa ettiğini" ifade etti. Türkçede yeni yayımlanan Badem Çiçeği Gibi yahut Daha Ötesi kitabından yola çıkıp çevirmeni Mehmet Hakkı Suçin’le Mahmud Derviş ve şiirini konuştuk.
- Mahmud Derviş'in eserlerini inceldiğimizde kendisini sürekli yeniden inşa
ettiğini ve en sonunda birden fazla Mahmud Derviş'in ortaya çıktığını görürüz.
Şiirleri "Kimlik Kartı" gibi marş haline gelmiş şiirlerden Fi Hadrat
al-Ghiyab [Yokluğun Varlığında] düzyazıya yaklaşan eserlere kadar geniş bir
yelpazeye yayılır. Eğer biri size "Nereden başlamalıyım?" diye sorsa
ne önerirsiniz?
Mahmud Derviş’in, sürekli kendini yeniden inşa ederek devam etmiş olan şiir
hayatıyla ilgili birkaç kavşaktan söz etmek mümkündür. Klasik Arap kasidesi ile
romantik şiir etkisindeki şiir anlayışı, altmışlı yıllarda yerini devrimci ve
toplumcu bir şiir anlayışına bırakır. Bahsettiğiniz “Kimlik Kartı” şiiri bu
dönemin ürünüdür.
Mahmud Derviş’i çevirmeye başladığımda Türkçede Mahmud Derviş neredeyse
sadece bu ve buna benzer şiirleriyle tanınıyordu. Oysa şairin kendisi, “sadece”
bu şiirlerle tanınmaktan rahatsızlık duyuyordu. Bu yüzden aslında “Nereden
başlamalıyım?” sorusu öncelikle çevirmen olarak benim kendi kendime sorduğum
bir sorudur.
ESERLERİNDEKİ BİYOGRAFİK İZLER
Eserlerini inceledikten sonra şairin hayatının son yirmi yılında yayımlanan
eserlerine odaklanmayı tercih ettim. Derviş, neredeyse her beş yıla bir kitap
sığdırmıştı: Atı Neden Yalnız Bıraktın (1995), Mural (2000), Badem
Çiçeği Gibi yahut Daha Ötesi (2005), Bu Şiirin Bitmesini İstemiyorum (2009).
Bu eserlerin ortak özelliği biyografik özellikler taşımalarıdır.
Fakat bu biyografi, şairin yalnızca hayat hikâyesinden ibaret değildir.
Başta Filistin olmak üzere Ortadoğu coğrafyasının, tarihinin, zamanın, mekânın,
varoluşun, beden ve ruhun da hikâyesidir. Bu nedenle okuyucuya, “şu eserden
başlayın” gibi kesin önerilerde bulunmak yerine esnek önerilerde bulunabilirim.
Düzyazıya yakın ama şiirsel söyleyişi yüksek, günlük dil tonlarının hâkim
olduğu şiirler okumak isteyenler Badem Çiçeği Gibi yahut Daha Ötesi ile
başlayıp sonra öteki kitaplardan hangisini isterlerse onunla okuma deneyimlerine
devam edebilirler. Biyografik nitelikte bir eserle başlamak isteyenler ise Atı
Neden Yalnız Bıraktın ile başlayıp sonraki kitaplarla okumalarını
sürdürebilirler.
‘TEK TİP OKUYUCU MÜMKÜN DEĞİL’
- Atı Neden Yalnız Bıraktın gibi bazı
kitaplarda Derviş sadece kendi hikâyesini değil aynı zamanda Filistin'in
kolektif tarihini de anlatır. Aslında sadece Filistin'in değil Kenan, İbrani,
Yunan, Roma, İran, Mısır, Arap, Osmanlı, İngiliz ve Fransız tarihini de epik ve
efsanevi tarzda, ama gündelik dili de kullanarak anlatır. Acaba Türk okuyucular
bu tarih ya da hikâyede kendilerini Arap, Fransız ya da İngiliz okuyuculardan
daha farklı konumlandırıyorlar mı?
Doğrusu tek tip bir okuyucudan söz etmek mümkün değil. Tek bir okuyucunun
bile farklı zamanlarda okuduğu metinleri alımlaması farklı olabilirken tek tip
Arap, Fransız ya da İngiliz okuyucusundan söz etmek doğru değildir. Her okuyucu
kültürü, birikimi ve şiir okumadaki yaratıcılığı oranında bu metinleri alımlar.
Buna karşın, her okuyucunun birey olarak kültürel bir tarihe sahip olduğunu ve
aldığı mirasın Derviş’in metinlerini okumasını etkileyeceğini de dikkatten
kaçırmamak gerekir.
Örneğin, Filistin toplumu Türkiye toplumuna göre Hıristiyanlık
göndermelerine daha fazla aşinadır. Bu yüzden Derviş’in metinler arası
göndermelerinin Filistinli bir okurda daha zengin çağrışım yaratması beklemek
yanlış olmaz. Bu gerçeği dikkate alarak çevirilerimde, Türk okuyucusunun İncil
ve Tevrat ayetlerine yapılan göndermeleri daha anlayabilmesini sağlamak için
dipnotta belirttim.
‘ARAPÇANIN TÜM SES VE RİTİMLERİNDEN YARARLANIR’
- Derviş, bir tempo, bir ritim yakalayarak işe koyulduğundan ve müzikaliteyi
bulmak için bir fikir, bir imge ya da bir olaya ihtiyaç duyduğundan bahseder.
Türkçede onun şiirlerindeki bu ritmi ve müzikaliteyi yeniden nasıl inşa
ediyorsunuz?
Mahmud Derviş şiirlerinde, Arapçanın bütün ses ve ritim imkânlarından
yararlanır. Şiirlerinde tef’ile ölçüsünü son derece esnek kullanır. Hatta
aynı şiirde birkaç vezni zekice bir arada kullanabilir. Şiirlerindeki bu tef’ile
ölçüsünün sağladığı çeşitlilik, şiirsel ritmin tekdüze olmasını önler. İç içe
kafiyeler, aliterasyonlar, tekrarlar, cinaslar şiirin ritmini iyice yükseltir.
Ses zenginliğiyle anlamsal zenginliğin iç içe olduğu bu şiiri, hedef dilde
aynı etkide yeniden yaratmak kolay değildir.
Mahmud Derviş Badem Çiçeği Gibi yahut Daha Ötesi’nde, düzyazıya yakın ritimli şiirler ortaya koyar. Hatta kitabın
başında Ebu Hayyân et-Tevhidi’nin şu sözlerini alıntılar: “En güzel söz, nesri
andıran nazım ile nazmı andıran nesir arasında bir imge niteliğini taşıyan
sözdür…”
Şiiri düzyazıya yaklaştıkça günlük dilin etkisi daha fazla görülür.
Dolayısıyla çeviri yaklaşımı kitaptan kitaba, hatta şiirden şiire de
farklılıklar gösterir.
Ben, Derviş şiirini Türkçeye çevirmeye başlamadan önce onu biçim açısından
analiz ederim. Muhtemel çeviri kayıplarını nasıl telafi edebileceğimi inceden
kestirmeye çalışırım. Okurken notlar alırım. Dahası eğer Mahmud Derviş o şiiri
önceden seslendirmişse şiiri onun sesinden de dinlerim.
Bu şekilde, şairin şiirdeki sesini yakalamaya çalışırım. Çeviriye daha
sonra başlarım. Sadece içeriği Türkçeye aktarmakla yetinmem, şiirlerdeki ritmi
ve müzikaliteyi de bir şekilde yaratmaya çalışırım.
Türk edebiyatından seksene yakın eseri Arapçaya çevirmiş olan rahmetli
Abdulkadir Abdelli, “Senin Türkçe çevirilerini okurken Mahmud Derviş’i Arapçada
okuyormuş gibi hissediyorum” derdi.
- Derviş'in son dönem şiir kitapları arasından çevirdiğiniz kitaplarını
başka dillerden başka kitaplarla konuştursanız hangi kitapları seçerdiniz?
Mahmud Derviş eserlerinin, Nâzım Hikmet ve Yehuda Amihay’ın eserleriyle
konuşmasını isterdim. Aralarında ilginç diyaloglar olabilirdi sanırım.
Badem Çiçeği Gibi yahut Daha Ötesi / Mahmud Derviş / Türkçesi: Mehmet Hakkı Suçin / Everest Yayınları / 120 s. / 2020.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu