Siirt'te Cinsel Taciz Olayları...

Siirt'te Cinsel Taciz Olayları...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.05.2010 - 06:31

Okul içi programlarla ve halka yönelik çalışmalarla gerekli bilinç aşılanabilir. Yeni değer yargıları, yeni düşünme yolları ve ilişki kurma becerilerinin geliştirilmesi ile şiddet yerine daha sağlıklı ilişki kurma sağlanabilir. Yüksek risk taşıyan evlere gidilerek gençler ve çocuklar, çocuk koruma servislerine yönlendirilebilir. Toplumda başka bireylere zarar vermemesi için ruh sağlığı uzmanları işe karışır.

Siirtte bir ilköğretim okulunda dört kız çocuğuna onlarca kişinin tecavüz ettiği öne sürüldü. Bir süre sonra gene Siirtin Pervari ilçesinde, yatılı ilköğretim bölge okulu öğrencilerinin iki -üç yaşındaki iki çocuğa tecavüz ettiği, çocuklardan birinin öldüğü anlaşıldı. Son günlerde bu haberler basınımızda geniş şekilde yer aldı.

Bu olayda görüldüğü gibi, çok küçük çocuklar bu tür vahşete genellikle dayanamaz. Diğer küçük çocuk yaşıyor olsa da büyük olasılıkla korku, sürekli ağlama, huzursuzluk, uyku bozukluğu, tuvalet eğitimi sorunları gibi çeşitli belirtilerle hayatı bir kâbusa dönebilir.

Tecavüze uğrayan diğer 4 kız öğrencinin de ciddi biçimde örselenmiş olmaları büyük bir olasılıktır. Bilimsel araştırmalar cinsel saldırıya uğrayan çocuk ve gençlerde ilerki yıllarda depresyon, uyuşturucu madde kullanma, intihar ve benzeri ciddi psikolojik sorunlar geliştiğini kanıtlar. Yaşamı boyunca cinsel yaşamdan kaçma ya da aksine aşırı cinsel uğraşlar gibi cinsel sorunlar da çok sık bildirilmiştir. Okuldan ve evden kaçma, çalma, saldırganlık, davranış bozuklukları ve topluma zarar verici davranışlar hiç nadir değildir. Cinsel saldırıya uğrayan çocuk veya gençlerin yüzde 10u ileriki yıllarda başkasına cinsel saldırıda bulunmuştur (1).

Cinsel şiddet ve \t\t\tsaldırganlığın nedenleri

Cinsel tecavüz olayında çok neden söz konusudur. En başta saldırganın kişiliği ve kendisinin de aile içi şiddet yaşamış ya da tecavüze uğramış olması gelir. Şiddet öğrenilebilen bir davranıştır. En önemli öğrenme kaynağı ise, şiddeti uygulayan kişinin kendi ailesidir.

Saldırganın kişiliği ile ilgili diğer neden, bu kişide cinsel dürtüleri kontrol yeteneğinin gelişmemiş olmasıdır, büyük bir cinsel yetersizlik duygusunun varlığı da önemli bir etkendir. Uluslararası kapsamlı araştırmalarda, saldırganlığın ve suçun hemen her toplumda aile tutumu ve aile içi faktörlerle ilişkisi vurgulanmıştır. Yeterli ve dengeli aile, sevgi ve denetiminin olmaması, agresyon ve cinsel dürtülerini kontrol yeteneğinin geliştirilmemesi en başta gelen nedenlerdir (2).

Cinsel tecavüzün bir diğer nedeni sosyal ve kültürel etkenler olabilir. Kadın üzerinde cinsel gücünü kanıtlamak, kadınlar üzerinde hâkimiyet kurmak, intikam ya da öç almak ihtiyacı gibi. Toplum ve ailede kadının yeri, kadına verilen değer, kadını kendi eşyası ya da malı imiş gibi algılama özellikle ilkel çevrelerde büyük önem kazanır. Şiddet ve tecavüzün normal ve kabul edilebilir bir yol olduğuna inanç ve çevrede benzeri tecavüz olaylarından etkilenme bu alanda yapılan çalışmalarda pek çok kez bulunmuştur.

Ülkemizde cinsel eğitim derslerinin verilmemesi de büyük bir eksikliktir. Oysa bu derslerde kadın cinsiyetinin erkeğe eşitliği, kadının sadece cinselliğinin öne çıkmamasının önemi tartışılabilir.

Şiddet ve tecavüz \t\t\tolayları önlenebilir mi?

Bunun için çok yönlü yaklaşım gerekli . Okul içi programlarla ve halka yönelik çalışmalarla gerekli bilinç aşılanabilir. Yeni değer yargıları, yeni düşünme yolları ve ilişki kurma becerilerinin geliştirilmesi ile şiddet yerine daha sağlıklı ilişki kurma sağlanabilir.

Yüksek risk taşıyan evlere gidilerek gençler ve çocuklar, çocuk koruma servislerine yönlendirilebilir. Toplumda başka bireylere zarar vermemesi için ruh sağlığı uzmanları işe karışır.

Örneğin, İngilterede okulöncesi eğitim kurumlarını da içermek üzere ders programları, idareci, öğretmen, psikolog, psikiyatrist ve ruh sağlığı merkezleri işbirliğinde çok geniş kapsamlıdır. Öncelikle bu konuda aile ele alınır, çünkü aile kilit konumdadır.

İsveç ve Norveç sosyal devlet nitelikleri ile örnek ülkelerdir. Çocuğun bakımı, güvenliği, gelişimi aileden sorumlu bakanlıktadır. Sosyal servisler, problem halinde çocuğun evdeki bakımını, ailenin tutumunu inceler.

Problem varsa derhal duruma el koyar ve devletin koruması altına alır. Devletin korumasının iyi yetişmiş, birikimli uzmanlardan oluşmasına özel önem verilir. Böyle bir tecavüz halinde kurban seçilen çocuğun tedavisi kadar saldırganın ve ailesinin de çok yönlü ele alınmaları gerekir.

Ülkemizde durum nedir?

Ülkemizde ilginç bir durumun ortaya çıktığı görülüyor. Almakta oldukları önlemler doğrultusunda son yıllarda, ABD, Kanada, Avustralya ve Avrupa ülkelerinde çocuklara yönelik şiddet olayları azalma gösterirken ülkemizde hızla arttığını düşündüren haberler basında yer alıyor.

Şu sonucu ısrarla savunmamız gerekir: Şiddet ve tecavüz tüm toplumu ilgilendiren sorunlardır (3). Kuşkusuz çocuklarımızın tehdit altında kalmasını önlemek hepimizin görevidir.

Oysa Pervari Belediye Başkanı bu vahşet için Pervari küçük bir yer, hepimiz akrabayız, olayı kendi aramızda kapattıkdemiştir. Şiddete, tecavüze, öldürmeye ailelerin özel meselesi gözüyle bakmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Toplum şiddet olayına ailenin özel meselesi gözüyle baktığı, önemsemeyerek normal karşıladığı, toplumsal örgütlerin tepkisi yetersiz kaldığı ölçüde, bu ilkel eğilim kuşaktan kuşağa aktarılacak ve bir gün hepimizin çocuklarını tehdit edebilecektir.

(1) Rivara FP (2002) Understanding and preventing violence in children and adolescents. Arch Pediatr Adolesc Med, 156, 8.

(2) Khoury-Kassabri M ve arkadaşları (2009) Middle Eastern Adolescents, Perpetration of school Violence Against Peers and Teachers: A Cross-Cultural and Ecological Analais. J Interpers Violence, 24, 1, 159 - 182.

(3) Putnam FW (2003) Ten-year research update review: Child Sexual Abuse. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry 42, 3. 263-278

Prof. Dr. Aysel Ekşi-Psikiyatrist


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon