'Siren çalmadı, helikopter gönderilmedi'

Olay günü saat 15.00-15.30 sıralarında 4 arkadaşıyla birlikte serinlemek için Botan Nehri’ne geldiğini belirten Özsevim, geldiklerinde nehirden normal seviyesinde bir su akışı olduğunu söyledi. Yaklaşık 10 ailenin de nehir kenarında piknik yaptığını belirten Özsevim, bir süre sonra arkadaşlarından birisinin uyarısı üzerine dönüp arkasına baktığında suyun yükseldiğini gördüğünü dile getirdi.

Ayakkabılarını ve eşyalarını alarak baraj kenarından biraz yukarı bir bölgeye çıkmaya çalıştığını anlatan Özsevim, daha birkaç metre yürümeden su seviyesinin beline kadar yükseldiğini söyledi. Yüzerek kıyıya ulaşmayı başaran Özsevim, suyun bir iki dakika içinde iki metreyi aştığını belirtti. Yardım çağırmak için telefonun çekebileceği yakınlardaki bir tepeye çıktığını belirten Özsevim, 112 Acil Servisi arayıp, görevlilere durumu anlattığını, insanların ancak helikopterle kurtulabileceğini söylediğini anlattı. Ancak olay yerine helikopter gönderilmedi.

Buna rağmen AFAD ve diğer kurtarma ekiplerinin olaydan 40-45 dakika sonra geldiğini söyleyen Özsevim, “Ben tepeden döndükten sonra Osman Parlaküşer ve çocuklarını gördüm. Aslında baba isteseydi kendini kurtarırdı. Ancak çocuklarını kurtarmaya çalıştı. Kısa bir süre sonra da suların içinde kayboldular. Onların dışında suyun içinde çırpınan iki kadını daha sular sürükledi. Ahmet ve Fikret Tente de bu kadınları kurtarmak için arkalarından gitti. Yine yaklaşık 200 metre ileride bulunan bir adam kadınları, kurtararak kıyaya çekti. Osman ve çocukları, Ahmet ve Fikret kardeşler suda kayboldu” dedi.

SİREN SESİ DUYMADIK

Özsevim, şirket ve devlet yetkililerinin kapakları açmadan önce sirenlerin çaldığı yönündeki iddialarını da yalanladı. Özsevim, “Su bir anda yükseldi. Biz hiçbir siren sesi duymadık. Hiçbir uyarı duymadık. Sadece gelen suyu gördük” dedi.