Siyasilerden Sivas Katliamı mesajları

Siyasiler, 37 aydının katledildiği Madımak Katliamı'nın 19. yıldönümü nedeniyle mesaj yayımladılar.

Siyasilerden Sivas Katliamı mesajları
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.07.2012 - 09:34

DSP Genel Başkanı Masum Türker

DSP Genel Başkanı Masum Türker, 37 aydının katledildiği Madımak Katliamı'nın 19. yıldönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı. Madımak'ta yaşananların insanlık dışı bir katliam olduğunu belirten Türker, "2 Temmuz 1993'te 37 kişinin hayatını kaybettiği Madımak Olayları'nın 19. yıl dönümünde yüreğimiz bir kez daha yanmaktadır. Hiçbir mazeret 19 yıl önce yaşanan bu katliamı mazur gösteremez. İşlenen, insanlık suçudur ve affedilemez" diye konuştu.

Türker bu katliamın Türkiye'de yarattığı travmayı aşmak için herkesin omuz omuza vermesi ve olabilecek benzer çağ dışı olayların önüne geçmesi gerektiğini vurgularken, insana ve insanlığa karşı işlenen suçlarla dünyanın çağdaşlığa da demokrasiye de huzura da eremeyeceğini belirtti. Türker, "Yaşanan her katliam, çağdaşlığa, demokrasiye,laikliğe, barış içinde yaşama ve çok kültürlü dokuya yapılan saldırıdır. Madımak'ta yaşanan da ülkemizin ortak acısıdır" dedi.

 

CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler

CHP Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı Birgül Ayman Güler, yaptığı yazılı açıklamada bundan tam 19 yıl önce 2 Temmuz 1993'te Pir Sultan Abdal'ı anma toplantısı için yurdun dört bir köşesinden Sivas'a giden yazar, şair, düşünce adamlarının konakladıkları Madımak Oteli'nde bir kışkırtma sonucu yakıldıklarını ifade ederek, "Olay binlerce kişinin gözleri önünde oldu. Çünkü kararlı ve örgütlüydüler. Çünkü onları siyasi rant uğruna kışkırtanlar vardı. Çünkü devlet onlardan yanaydı. Bu yüzden de gözleri hiçbir şeyi görmedi. Çağın en büyük vahşetini yaşattılar" dedi. Bu vahşetin yalnızca Türkiye tarihinde değil, insanlık tarihinde de bir ilk olduğunu belirten Güler, "Orada yakılan yalnızca masum insanlar olmadı, orada yakılan aynı zamanda insanlığın binyıllardır getirdiği insani değerler oldu. İnsanlığı tarihe gömen bir eylem yaptılar. O vahşetin acılarını hala bugün gibi içimizde taşıyoruz" dedi.

Güler, "kuşatılmış yargının" bugüne kadar acılı ailelerin yüreğini soğutacak bir karar vermekten uzak durduğunu belirtirken, "Çoğu suçluyu/zanlıyı, yakalayamadı/ yakalamadı. Onları zaman aşımıyla kurtarma yoluna girdi. Yargılamalar hala bitirilemedi, suçlulara hak ettikleri cezalar verilemedi" dedi.

Bugün gelinen noktada bu vahşette yara alan, eşini, oğlunu, kızını, torununu, yakınını, arkadaşını yitirenlerin; sarılması gereken yaralarının sarılmadığını, bu yaraların gün geçtikçe, daha da kanayan acıtan hale geldiğini ifade eden Güler şöyle devam etti:
"Çünkü Sayın Başbakan, yananın değil, yakanın yanında olduğunu duruşuyla, söylemiyle, eylemiyle gösterebilmektedir. Bundan güç alan bir milletvekili bir mağdura 'suçu kendinizde de aramayı hiç düşündünüz mü' diye sorabilmiştir. Bu tavırlar kabul edilemez. Bu yalnızca yakınlarını yitirenler için değil, Türkiye'miz için de bir talihsizliktir. Bu nedenle CHP, zulmün karşısında, haksızlığın, hukuksuzluğun, adaletsizliğin, yolsuzluğun karşısında bir partidir. Partili olsun olmasın zulme uğrayan, haksızlıkla, hukuksuzlukla karşılaşan herkesi koruyacaktır, haklarını sonuna kadar savunacaktır. Bunun için biz Cumhuriyet Halk Partili kadınlar olarak, bu konuda daha da özenliyiz ve daha da duyarlıyız. İşte, aşta, mücadelede eşlerimizle her zaman yan yana, omuz omuza, el eleyiz. Bizi ya da eşlerimizi yakarak, bizi birbirimizden ayırarak bizim gücümüzü elimizden alamazlar. Bize baskılar uygulayarak bizi korkutmaya, sindirmeye çalışamazlar. Biz, ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin, çağdaşlığı ilke edinen, öldüren, yakan, işkence eden değil; yaşatan, koruyan, geliştiren, güzelleştiren, ülkeye hizmet etmeyi onurlu bir görev sayan kadınlarız. Bunun için varız. Bunun için Cumhuriyet Halk Partisindeyiz. Bunun için karanlığa karşıyız. Bunun için aydınlık bir Türkiye istiyoruz. Bunun için 2 Temmuz vahşeti bir daha yaşanmasın, 2 Temmuzlar olmasın ve 2 Temmuz Dünya Aydınlanma Günü olsun istiyoruz. Bu duygularla 2 Temmuz'da yitirdiğimiz insanlarımızı yürekten, sevgiyle, saygıyla anıyorum. Yakınlarının acılarını yeniden paylaşıyor, sabırlar diliyorum. Onları onurlu, dirençli, korkusuz kadınlarımızın tüm yüreğiyle selamlıyorum. Gelecek bizim ellerimizdedir. Yiğit ve yürekli duruşlarını kesintisiz sürdürsünler. Hepsini en içten sevgilerimle kucaklıyorum. 2 Temmuz Dünya Aydınlanma Gününüz kutlu olsun."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler