Smart!
Kanadalı şair ve yazar Elizabeth Smart (1913-1986) az ama öz eser bırakmış. Şiirleri ve denemeleri dışında en önemli iki eseri 30 yıl arayla yazılmış 100’er sayfalık iki küçük romanı: Merkez İstasyonu’nda Oturup Ağladım ve (Serseri ve Kopukların Göğe Yükselişi).
EY AŞK!
Kanadalı şair ve yazar Elizabeth Smart (1913-1986) az ama öz eser bırakmış. Yazmaya toplumda statü sahibi bir ailenin iyi eğitimli kızı olmanın verdiği birikimle başlamış. Yirmili yaşlarında bütün dünyayı dolaşmış, kadın derneklerinde çalışmış, dergi editörlüğü ve reklam yazarlığı yapmış.
Şiirleri ve denemeleri dışında en önemli iki eseri 30 yıl arayla yazılmış 100’er sayfalık iki küçük romanı. Birbirini tamamlayan ve iç konuşma yöntemiyle yazılmış olan bu iki kısa roman; By Grand Central Station I Sat Down and Wept (1945) (Merkez İstasyonu’nda Oturup Ağladım) ve The Assumption of the Rogues and Rascals (1977) (Serseri ve Kopukların Göğe Yükselişi).
Smart’ın kısacık metinlerine yaşamıyla ilgili bilgiler ve günlüklerinin yardımıyla bakınca ne kadar yoğun bir fona sahip olduklarını görürüz.
İki küçük kitabın ilkinde Smart tam da şiir gibi bir öyküsü olan aşkını kendi gözünden ve yüreğinden anlatır.
Hiç tanımadığı ve görmediği halde Londra’da bir kitapçıda bulduğu şiirlerinden şair Barker’a öylesine sırılsıklam âşık olur ki, onunla evlenmeye and içer ama Barker evlidir. 1941’de Barker’ı karısıyla birlikte yaşadığı ve hayatını İngilizce öğretmeni olarak çalışarak kazandığı Japonya’dan California’ya, evine davet eder.
Aralarında hemen bir aşk filizlenir, adamın evli olmasına ikisi de aldırmaz. Dört çocuk sahibi oldukları bu ilişkiye tutkulu demek az kalır. Ailesinin maddi gücüne ve nüfuzuna karşın Smart bu olanakları kullanmadan, bütün dayatmaları reddederek Barker’dan olan dört çocuğunu tek başına büyütür. Barker ilişkileri boyunca boyunca evli kalmayı sürdürür.
EŞİNE AZ RASTLANIR ŞİİRSEL DÜZYAZI ÖRNEKLERİNDEN
Merkez İstasyonu kitabı ilk 2000 kopya basılır ama çoğunu Smart’ın annesi alıp yakar. Çok başka hayallerle yetiştirdiği kızının düştüğü durumu onaylamadığı için yapar bunu.
1966’da yeniden basılan Merkez İstasyonu (Panther Books) artık ilgi görecektir. O baskının önsözünde Brigid Brophy’nin dediği gibi “dünyada bir elin parmaklarını geçmeyen az şiirsel düzyazı örneklerinden biri” olarak da özel bir yere yerleşecektir.
MERKEZ İSTASYONU
Eleştirmenlere göre Merkez İstasyonu 19. yüzyılın sonunda Fransa’da görülen şiirsel düzyazı geleneğini 1980’lerde yeniden canlandırır.
Örneğin, aşağıdaki satırlarda çizilen imgeler bize bu şiirsel düzyazı biçimini yoğun olarak hissettiren biçimsel unsurların başında geliyor:
“Şelalenin altında yıkayarak şaşırttı beni, reddedemeyeceğim bir şey verdi bana, toprağın yağmuru reddedemeyeceği gibi. Sevgilim, sevgilim, gel yat yanımıza, sen de toprak gibisin, üzerine aşktan başka bir şey ekilmeyen…”
Smart on sekiz yıl süren bu yasak aşkını iki romanında kutsallaştırarak adeta bir yakarış, bir ilahi gibi yazmış. Dünyevi aşkı ve tutkuyu anlatırken kutsal kitaptan alıntılar yapmış, dinsel ve mitsel eğretilemeler kullanmış, azizelerden, azizlerden, meleklerden (Cebrail, Mihail, Meryem) roman kişisi gibi söz etmiş, Tanrı’ya doğrudan söylemiş sözünü, yüksek sesle dua eder gibi.
İLAHİ AŞK!
Zaten bu özlü kısa metinleri okumayı zorlaştıran, kat kat soymayı gerektiren de bu bol göndermeli dilleri… Günlük hayatını ve çektiği acıları bir azizenin din için seve seve çektiği acılara benzeştirerek anlatmış ya da okurda öyle bir etki yapacak kurguyla kendini, aşkını ve acılarını da kutsallaştırmış.
Özellikle romanın adından başlayarak (“Babil ırmaklarının orada oturup ağladım”) yoğun dinsel göndermeler içeren Merkez İstasyonu’nda zaman kavramını yitiren okuruna binlerce yıl öncesinin alıntılarıyla 1940’lardaki bir aşkı hissettirmiş.
Örneğin Meksika sınırında gümrükteki sorgu sahnesi ile Neşideler Neşidesi’nin 137. ilahisinin koşut verilmesiyle Smart’ın “Barker’a olan aşkıyla sınır güvenlik görevlilerinin sorduğu iğneleyici resmi soruları ustalıkla iç içe geçirmesi”. Metinden örnekleyelim: (Dış soru) İlişkiniz ne zaman başladı? (İç yanıt) Kral beni şölene götürdü, aşk denen bayrağını serdi üstüme…
SERSERİ VE KOPUKLAR
Otuz yılı aşkın bir süre sonra yazılan devam romanı Serseri ve Kopukların Göğe Yükselişi Smart’ın kendi başına çektiği çilenin, aşkın sonrasının anlatımıdır.
Tıpkı savaş sonrası bir ülkenin yıkıntıdan yeniden ayağa kalkma çabası gibidir bu yıllar. Yıkım ve yeniden ayağa kalkacak gücü bulma çabasına koşut anlatılır her şey. Kafede, sokakta, evde, işte kendini tam anlamıyla sürükleyerek yıkıntılarından doğmaya, hayata tutunmaya çalışır yazar.
Aslında bu iç monologların yazarın yaşamına koşut gittiğini söylerken kurgusal ortamdan destek almak eksik kalabilirdi. Smart’ın eserlerini ve yaşamını birbiriyle ilintili olarak okuyabileceğimiz önemli bir kaynak olarak iki ciltlik günlükleri olmasaydı:
Necessary Secrets: The Journals of ES (Bilinmesi Gereken Sırlar: ES’ın Günlükleri) (1. Cilt, 1986) ve On the Side of the Angels (Meleklerin Yanında) (2. Cilt, 1994).
Günlükler On the Side of the Angels adıyla da bir kadın yönetmen tarafından filme çekilmiş. Bu iki ciltten kısa alıntılar bile yazarın ruh halini kolayca yansıtmanın yanında ikinci romanın bütün akışına koşut şeyler anlatıyor.
Elizabeth Smart’ın iç dünyasının inceliklerini, kadınsı duyarlılığını yine az eser veren ama dünya yazınında, özellikle kadın yazınında, derin izler bırakan Sylvia Plath’a benzetmişimdir.
Yazdıklarının gücü ve tekniğinin iç konuşma / monolog tekniğine yakınlığıyla da usta Virgina Woolf’tan izler görürüm. Woolf ile kimse karşılaştırılamaz ama çok az ve öz yazmış olan Smart’ı klasiklerin yanına yerleştirmekte de bence bir sakınca yok!
Çok fazla eser verdiği için topa tutulan, defalarca aday olduğu Nobel’i bile belki bu nedenle henüz alamamış olan aşırı üretken, iç monolog ustası büyük yazar Joyce Carol Oates’a da selam olsun bu vesileyle…
Merkez İstasyonu’nda Oturup Ağladım / Elizabeth Smart / Çeviren: Alev Bulut / Sözcükler Yayınevi / 120 s.
Serseri ve Kopukların Göğe Yükselişi / Elizabeth Smart / Çeviren : Alev Bulut / Sözcükler Yayınevi / 124 s.
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- 500 bin TL'nin aylık getirisi belli oldu
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Suriye'de herkesin konuştuğu ölüm listesi
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama