Soma davasında söz alan avukatlar: Taşeronlar arası rekabet üretim baskısı oluşturdu

Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Soma davasında mağdur ailelerin avukatları esasa ilişkin görüşlerini beyan etmeye başladı. Mağdur ailelerin avukatları, facianın yaşandığı madende 23 taşeron firmanın bulunduğunu ve bu firmalara üretilen kömür üzerinden ödeme yapıldığı için taşeronların işçilere üretim baskısı uyguladığını iddia etti.

Soma davasında söz alan avukatlar: Taşeronlar arası rekabet üretim baskısı oluşturdu
Abone Ol google-news
DHA
Yayınlanma: 09.01.2018 - 11:38

Manisa'nın Soma ilçesinde, 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 5'i tutuklu 51 sanıklı davanın Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine yeniden başlandı. Duruşma öncesinde ölen madencilerin yakınları, açıklama yaparak, yargılamayı takip etmeyi sürdüreceklerini söyledi. Bu arada, reddi hakim talepleri kabul edilmeyen mağdur ailelerin avukatları, esasa ilişkin görüşlerini dile getirmeye başladı. Avukatlar tarafından ocakta havalandırma projesinin yapılmadığı, bu nedenle işçilerden 272'sinin hayatını kaybettiği ve üretim baskısı olduğu ileri sürüldü.

Soma'da, 13 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen faciada, 301 madencinin yaşamını yitirmesinin ardından başlatılan adli soruşturmada, haklarında 'olası kastla öldürme', 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma', 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçlarından 301 kez, 2 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan toplam 51 sanığın yargılanmasına Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden başlandı.

Duruşma öncesi Sosyal Haklar Derneği ve Çağdaş Hukukçular Derneği'nin öncülüğünde, CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer ile maden faciasında yaşamını yitiren işçilerin yakınları, Akhisar Tren İstasyonu önünde toplandı. Kalabalık, 'Unutmadık, unutturmayacağız' yazılı pankart açıp, 167 Sokak ve Şehit Murat Öztürk Caddesi güzergahını takip edip, duruşmanın görüldüğü salonun önüne kadar yürüdü. Kalabalık yol boyunca, '301'in hesabı sorulacak', 'Anaların gözyaşı katilleri boğacak', 'Kaza değil cinayet, kader değil katliam', 'Soma'nın ateşi AKP'yi yakacak' sloganları attı.

'BASKI, ŞİDDET, YILDIRMA SÜRECİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ'

Yürüyüşün sonunda kalabalığa seslenen Sosyal Haklar Derneği Ege Bölge Temsilcisi Kamil Kartal, "Çok yoğun bir baskı, şiddet ve yıldırma süreci ile karşı karşıyayız. Mahkeme üzerinde mevcut siyasal iktidarın baskısı var. Görevden almalar, savcıları değiştirmeler, mahkeme heyetini değiştirmeler söz konusu. Hemen arkasından avukatlarımıza yönelik çok yoğun bir baskı yapılmakta. KHK ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı olan arkadaşımız Selçuk Kozağaçlı tutuklandı. Onların arkasından da aileler üzerinde çok yoğun bir baskı geliştirildi. Tüm bu baskılara rağmen yaklaşık 44 aydır bu mücadeleyi yılmadan, bıkmadan, usanmadan ve adalet yerini bulana kadar, sonuna kadar devam ettirme azmi ile mücadelemizi sürdürüyoruz" diye konuştu.

'301'İN ACISININ HESABINI SORMA MÜCADELESİ'

Her türlü hava koşulunda hak aramaya devam ettiklerini vurgulayan Sosyal Haklar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Can Atalay ise şunları söyledi:
"Adalet istemekten öte adalet, talep ediyoruz. Her türlü hırsızlığa, uğursuzluğa rağmen bugün yine buradayız. Bu 301'in acısının hesabını sorma mücadelesi Türkiye'de bütün zulme uğrayanların, bütün haksızlığa uğrayanların tüm emeği ile geçinen yurttaşların hak ve gelecek mücadelesidir. Bugün buradayız. İhtimal olarak bugün bu blok 2 gün sürecek. Her türlü hırsızlığa, uğursuzluğa ve ahlaksızlığa karşı biriz, bir aradayız. Bütün Türkiye'ye sesleniyoruz, bu ailelerin burada bu davaya sahip çıkmaları kolay değil. Avukatlarımız tutuklanıyor, bize kim sahip çıkacak? Türkiye sahip çıkacaksa buradayız, Soma'dayız, Savaştepe'deyiz, Kınık'tayız. Ama Türkiye, 301 canın hesabını sormaya sahip çıkmayacaksa bu karanlık günlerden çıkış olmaz. Ancak emeği ile geçinenlerin, ekmeğini kazanırken öldürülenlerin hesabını sorabilirsek biz bu karanlıktan çıkarız."
Konuşmalardan sonra avukatlar ve yaşamını yitiren madencilerin aileleri, polis kontrol noktasındaki aramanın ardından duruşmanın yapılacağı salona alındı. Yoklamayla başlayan duruşmada, son celseden bu yana mahkeme dosyasına konulan belgeler okundu. Bu belgelerden sanıklardan Mehmet Ali Günay Çelik'in serbest bırakılmasından sonra mağdur ailelerin avukatlarının reddi hakim talebinde bulunduğu, Manisa Ağır Ceza Mahkemesi'nin ise bunu reddettiği öğrenildi. Ayrıca Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın olayda sabotaj ihtimaline yönelik soruşturmasının da yine devam ettiği belirtildi.

ESASA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİNİ DİLE GETİRMEYE BAŞLADILAR

Duruşmada, mağdur ailelerin avukatları, mahkeme heyetinin değişmesi nedeniyle bir kez daha esasa ilişkin görüşlerini bildirmeye başladı. Avukatlar, ocakta havalandırma projesinin yapılmadığını, bu nedenle işçilerden 272'sinin hayatını kaybettiğini, üretim baskısı olduğunu ve taahhüt edilenden çok önce kömür miktarının üretildiğini ileri sürdü.

Davada görüşlerini bildiren avukatlardan biri madenci Süleyman Sarı'nın TBMM araştırma komisyonuna verdiği ifadenin bir bölümünü okudu. Sarı'nın verdiği ifadede "Bu ocağa sabotaj yapsanız bu kadar insanı öldüremezsiniz" şeklindeki sözleri dikkat çekti. 

Avukatlar ayrıca hazırladıkları raporları da mahkeme heyetine sundu. Yapılan sunumda madende 23 farklı taşeronla iş yapıldığını, bu taşeronların arasında rekabet oluşturulduğunu savundu. Taşeronlara çıkardıkları kömür üzerinden ödeme yapıldığını iddia eden avukatlar, bu yüzden taşeronların da işçilere üretim baskısı yaptığını savundu. Avukatlar ayrıca bu firmaların 'taşeron' olarak değil 'dayıbaşı' olarak adlandırıldığını söyledi. Ayrıca avukatlar tarafından dayıbaşıların madenin kadrolu çalışanları olduğunu ancak madene günlük mesailere gelmediğini savundu.  Avukatlar tarafından madenin havalandırma projeleriyle ilgili raporlar da sunuldu. Madende havalandırma projesinin yapılmadığını savunan avukatlar, işçilerden 272'sinin de bu nedenle hayatını kaybettiğini iddia etti.
Müfettişlerin ocağa geleceğinden haberdar olduğunu savunan avukatlar, işçilerin ifadelerine göre müfettişler gelmeden önce madende hazırlıkların yapıldığını söyledi. 

DAVANIN GEÇMİŞİ

Manisa'nın Soma ilçesinde, 13 Mayıs 2014 tarihindeki maden kazasında, 301 madenci hayatını kaybetti. Faciadan sonra başlatılan adli süreçte, aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik'in de bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Facianın yıl dönümüne 2 ay kala, 2 Mart 2015'te iddianame, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede, tutuklu 8 kişi için 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 20- 25 yıl, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan 162 kez 2- 6 yıl hapis cezası istendi. Tutuksuz 38 sanık için de 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 2- 15 yıl hapisle cezalandırılmaları istendi. Ancak bunlardan 25'inin cezalarının, kusur durumu dolayısıyla 3'te 1 oranında artırılması talep edildi. Geçen yıl 25 Aralık'taki duruşmada da tutuklu sanıklardan maden mühendisleri Hilmi Kazık ve Yasin Kurnaz, Mehmet Ali Günay Çelik tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Son bilirkişi raporundaki suçlamalar nedeniyle Alp Gürkan, Hayri Kebapçılar, Mustafa Yiğit, Murat Bodur, Haluk Sevinç hakkında 'bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek'ten 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

DAVANIN SANIKLARI

Cezalandırılmaları istenen sanıklardan tutuklu olan ilk 5 kişinin isimleri şöyle:
"Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, İşletme Müdürü Akın Çelik, maden mühendisi Ertan Ersoy"

Tutuksuz yargılanan 46 sanığım isimleri ise şöyle:
"Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.'nin patronu Alp Gürkan, yönetim kurulu üyeleri Hayri Kebapçılar, Mustafa Yiğit, Murat Bodur, Haluk Sevinç ile mühendisler Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Mehmet Ali Günay Çelik, Yalçın Erdoğan, Harun Güneş, Fuat Ünal Aydın, emniyet teknikerleri Ergün Yılmaz, Coşkun Derici, Necati Karadeniz ve Harun Yılmaz, Erdem Cambaz, Serkan Kocaman, Soner Günay, Ümit Şahin, Nazmicem Nesemioğulları, Hüseyin Alkan, Adem Ormanoğlu, Burhan Karabaş, Sertaç Büyükgüney, Nimetullah Uğurlu, Efkan Kurt, Mehmet Bayri, Sertan Günay, Batuhan Ünlüyol, Ozan Sezer, Erdoğan Cinoğlu, Halil Sarı, Serhat Dinç, Saltuk Alp Demir, Uğur Karabulut, Serdar Günay, Mehmet Uçgun, Ömer Değirmenci, Fahri Pançar, Olcay Erşin, Mehmet Avcı, Halil Burhan, Hüseyin Ergin, Hilmi Karakoç, Mehmet Erez ve Caner Uysal."

oy.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler