Sonsuz çoğalıp sonsuz azalırken

Arter Sergiler Direktörü Emre Baykal’ın küratörlüğündeki Ali Kazma sergisi, çağdaş sanatın üretim metotlarından biri olan videoyu izleyici ile yakınlaştırıyor. Öte yandan, sinema ve belgeselin izleyiciyi yönlendiren yahut araya giren eylemlerini bir kenara iterek yeni estetik alanlar açıyor.

Yayınlanma: 16.03.2015 - 10:07
Abone Ol google-news

Ali Kazma’nın “Zamancı” sergisi , “ben”, dünya ve başkası arasında çoğalan var olma biçimlerini Arter’in duvarlarına yansıtıyor. Ali Kazma’nın 2005’ten beri ürettiği işler arasından seçilen 22 video; Fransız felsefeci Merleau Ponty’nin sözleriyle dile geliyor ve “Zaman, kendi kendine tekrar başlar: Dünün ritmik döngüsü ve aynı zamanda sabit formu, bugün ve yarına da sonsuz bir kaynak gibi sahip olabileceğimiz illüzyonunu yaratabilir” diyor.Video sanatı; teknolojinin sunduğu sonsuz imkânlarla bin bir çeşit illüzyon sunan, kurgusuyla sinemaya yaklaşan, zamana saldığı bilgilerle belgesele yakınlaşan, çağdaş sanatın içine çok katmanlı okumalarla sokuluveren bir mecra.

 

Kamera ve Ali...

Ali Kazma, bu mecrada kamerası ile baş başa bir sanatçı. İllaki bir tanıma ihtiyacı yok Ali Kazma’nın videolarının. Çoğunlukla ne öyküsel bir kurgu derdi var ne de bilgi kaynağı olma niyeti. Öte yandan bir montaj defteri tutan ve kaydettiği anları saatlerce süren bir titizlikle parçalara ayıran ve yeniden birleştiren ve tüm bunları tek başına yapan bir sanatçı Ali Kazma.

Kamera ve Ali, bu yolculukta kayda aldıkları anların içine dahil olan, o yerleri ve anları bize aktaran aracılar. İzlediklerimiz ise yeryüzünde birbirimizden habersizce akan zamanın içinden onun seçtiği (arşivlediği de diyebiliriz) işler, oluşlar, üretimler, yerler... Kendi sözleriyle; “şiirsel bir arşiv”. Öte yandan Ali Kazma’nın videoları, izleyiciye alan açan ve her defasında belki de hiç gitmeyeceği/ gidemeyeceği o yerler ve oradaki kişiler ( işçiler, sanatçılar, görmediği mahkûmlar ya da tanımadığı öğrenciler) hakkında düşünmeye fırsat veren hareketli zaman resimleri.

 

‘Engellemeler’

Ali Kazma’nın kendi seçimiyle şu ana kadar ulaşabildiği yeryüzü sesleri renkleri, sesleri ve hareketleri; birbirinden bağımsız tüm oluşlar hakkında genel bir farkındalık yaratır ve Merleau Ponty’nin sözlerine kavuştururlar bizi. Ritim ve düzen arasındaki ahenk ile düzen ve düzensizlik arasındaki gerilim ve akan zamanda olan biten, insan olma serüveni hakkında ipuçları verir. Ali Kazma’nın “Engellemeler” serisi içinde yer alan “Saat Ustası” isimli videosu; yelkovanla akrep arasındaki kovalamacanın durduğu anları düzeltmeye çalışan bir saat ustasının kaydı. İzlerken, bakışımız parmaklara, saate oradan ustanın yüzüne kayarken içine dahil olduğumuz o anın ve şimdinin arasında biz de yeniden var oluruz. Açılan saatin içine dalar belki de kaybedilen anları buluruz.

 

Sergi, videoyu izleyici ile yakınlaştırıyor

Serginin küratörü, 55. Venedik Bienali Türkiye Pavyonu’ndaki “Rezistans” (2013) projesinin de küratörlüğünü yapmış olan Arter Sergiler Direktörü Emre Baykal. 22 video, deneyimli küratörün güçlü sezgileriyle ustalıkla yan yana gelerek yeni anlamlar üretmiş. 5 Nisan’a kadar sürecek sergiye uğramanız için bu kez farklı sebepleriniz var. Zira bu sergi çağdaş sanatın üretim metotlarından biri olan videoyu; izleyici ile yakınlaştırıyor. Öte yandan, sinema ve belgeselin izleyiciyi yönlendiren yahut araya giren eylemlerini bir kenara iterek, üretimin devam ettiği performatif anlara adeta büyüteçle yaklaşarak yeni estetik alanlar açıyor. Bu estetik alanlar yine Ali Kazma’nın sözleriyle; “Nasıl yaşamalıyız ve yaşarken nasıl anlam üretmeliyiz?” gibi ana sorular çerçevesinde çoğalıyor. Okul, hapishane, laboratuvar, fabrika, tiyatro sahnesi, ev, cezaevi, kâğıt... derken zaten var olan bu yerlerde zaman ve mekân içinde nasıl çoğalıyoruz/azalıyoruz? Sormak için vaktiniz var.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler