"Stalinizmin dönmesi mümkün değil"

Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev, Devlet Başkanlığı görevinde ikinci yılını doldurması ve İkinci Dünya Savaşı'nın kazanılmasının 9 Mayıs'ta yapılacak 65. yıl dönümü törenleri öncesinde İzvestiya gazetesine röportaj verdi.

"Bazı sembolleri ve bazı posterleri kullanma niyetimizden dolayı hiç kimse Stalinizmin günlük yaşamımıza geri döneceğini, koşullar ne olursa olsun söylememeli. Bu, kesinlikle böyle değil ve olmayacak" diyen Rusya lideri, Nazi Almanyası'na karşı verilen "Büyük Yurtsever Savaşı"nı Stalin ve hatta askeri liderler değil, halkın kazandığını belirtti.

Medvedev, "Evet, onların kesinlikle çok ciddi rolleri vardı, ama bu savaş halkımız tarafından çok büyük bedeller ödenerek kazanıldı" diye konuştu.

Stalin'in yönetimi altında ülkenin önemli başarılar elde ettiği gerçeğine karşın, halka yaptıklarının affedilemeyeceğini kaydeden Medvedev, "Birçok gazi ve savaşı kazanan kuşaktan Stalin'e yönelik olumlu yaklaşım var ve bu da tuhaf değil. Bu, başka bir konu ve bu tür kişisel değerlendirmeler devletin değerlendirmesini etkilememeli. Stalin'in savaş dönemi de dahil olmak üzere güçlü kararlarının yanı sıra zayıf kararları da vardı. Bunların üstü çizilmemeli" görüşünü dile getirdi.

Bazı insanların Stalin'in İkinci Dünya Savaşı'nın kazanılmasındaki rolünün olağanüstü olduğuna inandığını, bazılarının ise aksi görüşü savunduğunu kaydeden Medvedev, "Sorun bu değil. Sorun Stalin figürünü genel olarak nasıl takdir ettiğimizdir. Eğer Rusya Federasyonu'nun kuruluşundan sonraki hükümetlerin resmi açıklamalarına bakacak olursak Stalin'in halkına karşı kitlesel suçlarda bulunduğuna dair çok net değerlendirmeler var" dedi.

Medvedev, İkinci Dünya Savaşı'nda Sovyetler Birliği'nin rolüne Almanya'nın bile bazı Baltık ülkelerinden daha duyarlı davrandığını belirterek, "Nazi suçlularının kahramanlaştırılması son derece üzücü bir durum. Elbette kimse Sovyetler Birliği'nin savaştan sonraki rolünü yüceltmiyor, ama hiç kimse kasapları kurban diye adlandıramaz. Faşist işgalcilerle Kızıl Ordu'yu aynı kefeye koyanlar ahlaki suç işliyor. Bu açıdan Almanlar kendileri için son derece hassas olan bu konuda bazı Baltık ülkelerinden daha değerli bir duruş sergilemekte" dedi.