Suriye'ye yaptırımlar gündemde

Başbakan Erdoğan ile ABD Başkanı Obama dün yaklaşık 1.5 saat süren bir görüşme gerçekleştirdi. Zirvenin ana gündemini terör, İsrail, Kıbrıs, Filistin ve Suriye konuları oluşturdu.

Suriye'ye yaptırımlar gündemde
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.09.2011 - 22:56

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Barack Obama New York'ta biraraya geldi. Waldorf Astoria Oteli'ndeki görüşme, TSİ 23.55'te başladı ve yaklaşık 1.5 saat sürdü.

Görüşmede, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton da hazır bulundu.

Yaklaşık 1.5 saat süren görüşmeyle ilgili, Başbakan Erdoğan bir basın toplantısı düzenledi.


İsrail

Erdoğan, Obama ile görüşmesinde Ortadoğu barış sürecine yönelik konuların ele alındığını belirterek, ''Ortadoğu barış sürecine yönelik de Filistin-İsrail noktasında özelikle bunu da aramazda görüştük. Doğu Akdeniz'de uluslararası sulardaki gemilerimize yapılmış saldırı hususunda haklılığımızı teyit ediyorlar'' dedi.

Başbakan Tayyip Erdoğan, ''Özellikle İsrail ile ilgili konuda, bize şu anda 'yapmayın' deme durumunda değil, çünkü haklılığımızı biliyor'' dedi.

İnsansız bir hava aracı olan predatorların da gündeme geldiğini ifade eden Erdoğan, ''Predatorlar noktasında öyle zannediyorum ki sıkıntı olmayacak, predator hususunu çözmeye çalışacaklar'' diye konuştu.

Erdoğan, İsrail'e yönelik Türkiye'nin tavrının aynen devam edeceği yönündeki kararlılığın bir kez daha dile getirildiğini vurgulayarak, ''İsrail, özür dilemedikçe, tazminat ödemedikçe, Gazze'ye ambargo kalkmadıkça bu işin normalleşmesi mümkün değil'' dedi.

Erdoğan, şöyle konuştu:

''Çünkü haklılığımız biliyorlar. Filistin meselesinde de BM kararı ve geçen gün yaptığı konuşmayı kendilerine hatırlattım. 'Orada Sudan'daki gibi bir anlaşma süreci olsaydı' yaklaşımını ortaya koydular. Sudan'a yapılan baskı, İsrail'e yapılmadı. Aynı yaptırım, baskı İsrail'e yapılmış olsa burada bir neticeye bağlanabilir. Örneğin ben, Olmert dönemini hatırlattım. Olmert ile görüşüyorduk, uluslararası görüşmelerimiz, toplantılarımız olsun, telefonla irtibatlarımız olsun... Sık sık Ali Bey'in dışişleri bakanı olarak görüşmeleri olsun... O dönemde bu tür münasebetlerimiz vardı. Hatta onlar, Suriye ile olan şeylerde 1968 sınırlarını kabul noktasına gelmişlerdi, böyle bir imkanı yakalamıştık. Şu anda bırakın bunları konuşmayı, bir araya gelme şansı yok, öyle bir arzuları yok zaten. Dolaylı yollardan bazı talepleri oldu, bazı adımlar atıldı. Biz ılımlı yaklaşımlar gösterdik, ama en sonunda gördük... Özrü elli türlü kılıfa soktular, üzüntüyü farklı kalıplara soktular, Gazze'ye abluka meselesini yine aynı şekilde... Bizim böyle bir şeyi kabul etmemiz mümkün değil.''

Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin ''Türkiye, Ortadoğu'da yeni bir ara bulucu mu olacak'' sorusuna da ''Doğmamış çocuğa don biçilmez. Bakalım ne olacak? Bir görelim. Ondan sonra o husustaki adımımızı atarız, kararımızı veririz'' yanıtını verdi.


Filistin


Birleşmiş Milletlerin 1947 tarihinde 181 sayılı kararla Filistin'in devlet oluşunu kabul ettiğini anımsatan Erdoğan, o tarihten bugüne kesin bir adım atılmadığını, bunun da Filistin halkına karşı yapılmış bir yanlış olduğunu söyledi.

''Bu yanlışın düzeltilmesi lazım, şu anda Filistin yönetimi BM Güvenlik Konseyine önce gitmek suretiyle ikinci adımı atacaktır'' diyen Erdoğan, ''Bizler Filistin'in, ben 'yönetimi' demiyorum, 'devleti' diyorum her an yanlarında olacağız, kendilerinin şu andaki çalışmalarında zaten birlikte görüşmelerimiz, çalışmalarımız var, bu çalışmaları da süratle neticelendirmenin gayreti içerisinde olacağız. Temenni ederim ki bu sürece Amerika da gerekli olan desteğini verir'' diye konuştu.


Kıbrıs


Başbakan Erdoğan, Kıbrıs ile ilgili olarak da şunları kaydetti:

''Kıbrıs'taki bu İsrail ile Güney Kıbrıs yönetiminin petrol arama çılgınlığına girmesidir. Şu andaki, aslında Kuzey Kıbrıs ile Güney Kıbrıs arasındaki müzakere sürecini sabote etmekten başka bir şey değildir. Kısa bir süre sonra aramızda Yunanistan ile bizim Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Toplantımız var, adeta o toplantıyı da sabote etmeye yönelik bir adım. Bir defa burada atılacak adım, petrol noktasında, zenginlikler noktasında... Kuzey Kıbrıs Türk halkının orada hakları vardır. Biz bir garantör ülke olarak oradaki Türklerin bu haklarını koruma noktasında elimizden gelen her türlü desteği vereceğimizi açıkladık. Konuyla ilgili olarak orada böyle bir aramanın içerisine bizler de yapacağımız anlaşmayla, ki bu akşam ya da yarın bu anlaşmayı yapabiliriz, görüşmeyi arkadaşlar tamamladılar. Orada bu aramanın içerisine biz de gireceğiz, şu anda da zaten bölgede hücum botlarımız, firkateynlerimiz de orada dolaşıyorlar. Oradaki bu çalışmalar için hazırlıkları arkadaşlar yapıyorlar. Türk araştırma gemisi de süratle bölgeye gönderilecektir.''

Başbakan Erdoğan, ''Güney Kıbrıs konusunda askeri seçenek masada var mı'' sorusuna, ''Şu anda yok'' yanıtını verdi.

''Kıbrıs konusunda biz onlarınkini mi durduracağız, kendi aramamızı mı yapacağız''
sorusu üzerine Erdoğan, ''Hayır, biz de kendi aramamızı yapıyoruz'' dedi.


Terör

Erdoğan, Siirt'teki terör saldırısına ilişkin soru üzerine şu bilgileri verdi:

''Arkadaşlarımdan gerekli bilgiyi aldım. Arkadaşlarımın bana verdiği bilgi roketatarlı saldırı şeklinde değil, tarama şeklinde. Ondan sonra el bombası şeklinde bir şeyden bahsettiler. 6 tane bayan, 4 tanesi rahmetli oldu. Bir tanesinin durumu ağır, bir tanesinin Siirt'te ameliyat edildiği hususunda bilgiler geldi. Bu 6 bayanın da aslında Siirt'in eşrafından ailelere mensup oldukları ve ölen teröristin de aslında aranan bu teröristlerin içerisinde de artık elebaşı mı diyelim veya teröristlerin ileri gelenlerinden mi diyelim birisi olduğu istihbaratıydı. Şu anda orada bayanlarla ilgili adli tıp incelemeleri yapıldığını arkadaşlarımız söylediler. Gelişmelere göre de bizi tekrar bilgilendirecekler. Teröristlerden ayrıca bir tanenin de yaralı olduğunu söylediler. Son durum bu. Bu olayın olduğu yer, Polis Kolejinin olduğu bölge, tabii Polis Kolejinin olduğu bölgeden gelen bu araçla ilgili karanlık bir anda, artık bu farklı bir şekilde mi değerlendirildi, nasıl oldu bunu bilemiyoruz. Artık onu daha sonra değerlendirme neticesinde arkadaşlarımız bize rapor edecekler.''

Amerika'nın Kuzey Irak'tan çekilmesini ilişkin bir soru üzerine de Erdoğan, ''Daha şu anda çekilmediler. Onların talebinden çok bizim talebimiz olacak. Bizim talebimiz de çekilirken ellerindeki silahları ne yapacağı hususudur. Bu taleplerimizi de zaten kendilerine bildirdik.''

Terör örgütü PKK'ye yönelik bir soru üzerine Erdoğan, ''PKK ile mücadeleye yönelik ABD'ye verilen bir talepler listesi'' bulunduğunu söyledi.

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Terörle ortak mücadele konusunda da ABD'nin her türlü desteği vermeye hazır olduğunu bize kendileri ifade etti. Konuyla ilgili olarak daha önce de insansız hava aracı konusundaki destekleri noktasında, Predator konusundaki destekleri... Yine aynı şekilde istihbarat, anlık istihbarat paylaşımı noktasındaki çalışmalar hususunda aramızda herhangi bir itilaf söz konusu değil. Aynı şekilde bunun devam etmesi ve terör örgütüne yönelik verilen mücadelede bizlerle beraber olacakları hususu...
Şu anda Türkiye'deki NATO çerçevesi içerisindeki radar savunma sistemi noktasında, kendileri de bu konudaki yaklaşımımıza özellikle teşekkürlerini ifade ettiler. Bu tabii bizim NATO sözleşmesi çerçevesi içerisinde attığımız bir adım. Onun mutabakat çerçevesi içerisinde yapılmış bir adımdır. Burada şu ülke, bu ülke diye bir şey asla söz konusu değildir. Tamamıyla NATO'nun bizlerle de ABD ile de yaptığı görüşmeler çerçevesinde vardığımız mutabakatla da yer tespitine varıncaya kadar yine karşılıklı görüşmeler neticesinde Malatya Kürecik belirlendi. Biliyorsunuz Kürecik'te böyle bir radar üssü vardı.''



Suriye


Suriye konusunun da gündeme geldiğini bildiren Erdoğan, şunları söyledi:

''Suriye'deki mevcut yönetime olan güvenimiz noktasında, tabii son gelişmelerden sonra, hele hele Suriye yönetiminin Türkiye'ye yönelik bir kara propaganda başlatmış olması, bunlar tabii çok çok çirkin gelişmeler. Bizim mevcut yönetime olan güvenimiz artık kalmamıştır. Türkiye'ye dönüşte değerlendirmelerimi daha geniş çaplı olarak da yapacağız. Hatay kampını ziyaretim söz konusu. Hatay kampını gidip ziyaret edeceğim. Oradaki yaşam koşullarını görmek istiyorum. Ondan sonra oradaki kampa yönelik de bir programı değerlendirmeler neticesinde açıklayacağız.

Tabii şu anda Suriye yönetimiyle görüşmelerimi doğrusu ben kesmiş vaziyetteyim. Bu noktaya gelmeyi hiç arzu etmezdik, ama ne yazık ki Suriye yönetimi bizi böyle bir karar alma noktasına getirmiştir.

Suriye ile ilgili yaptırımlarımız neler olabilir, bu konuda dışişleri bakanlarımız müşterek bir çalışmanın içerisine girecekler ve bu çalışmalarla Suriye'deki yaptırımların tarzı şekli ne ise Libya gibi olmayabilir, her türlü yaptırım ülkesine, insanına, demografik yapısına göre değişik olacaktır. Dolayısıyla Suriye'ninki de daha farklı olacaktır. Bizim ön hazırlıklarımız bu noktada var, ama bu ön hazırlıklarımızı Amerika'nın hazırlıklarıyla değerlendirmek suretiyle onların yaklaşımı nedir, Dışişleri bakanlarımızın çalışması neticesinde biz de bir adım atacağız.''


 




Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler