Tam 10 yıl önceydi...

Merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan 17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de meydana gelen ve yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremin üzerinden 10 yıl geçti.

Tam 10 yıl önceydi...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.08.2009 - 07:12

Kocaeli, Gölcük, Düzce, Sakarya, İstanbul ve Yalova'da büyük can ve mal kaybı ile yıkıma neden olan depremde resmi verilere göre 17 bin 480 kişi hayatını kaybederken on binlerce kişi yaralandı.

Marmara Depremi'nden en çok etkilenen Kocaeli'nde 9 bin 477 kişi yaşamını yitirdi, 9 bin 881 kişi yaralandı. Depremde, 35 bin 180 konut, 5 bin 770 iş yeri yıkıldı ya da ağır hasar gördü. 40 bin 757 konut, 6 bin 57 iş yeri orta, 45 bin 86 konut ve 6 bin 128 iş yeri de hafif hasarlı olarak kayıtlara geçti. Depremin ardından yaralar sarılıp, kentler yeniden kurulurken, hasarlı binalarla ilgili sorunlar tam anlamıyla çözülemedi.

İl genelinde, aradan 10 yıl geçmesine rağmen yıkım programında ancak içinde yaşayanlar olduğu için yıkılamayan 37 bina bulunuyor.

Ağır hasarlı 37 binadan 18'i İzmit, 5'i Derince, 3'ü Gebze, 3'ü Gölcük, 1'i Körfez, 3'ü Kartepe ve 4'ü de Başiskele ilçesinde yer alıyor.

Ayrıca, 4 ağır hasarlı binanın ''tescilli ve tarihi eser'' niteliğinde olduğu için Kurul Kararı alınana dek yıkım kapsamından çıkarıldığı, 3 binanın ise Marmara depremi sonrası yapılan hasar tespit çalışmalarında ''ağır hasarlı'' olarak rapor edildiği ancak hak sahiplerinin bu tespitlere itiraz etmesi sonucu konunun yargıya taşındığı, bu binaların hukuki süreç tamamlanana kadar yıkım kapsamından çıkarıldığı öğrenildi.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yetkililerinden alınan bilgiye göre, ağır hasarlı oldukları ve yıkım kapsamında bulundukları için 5216 sayılı büyükşehir belediyesi kanununun 7. maddesine istinaden yıkılması için Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ne devredilen ağır hasarlı binalardan 57'si yıkılarak enkazları kaldırıldı.

Bu arada Kocaeli'nde orta hasarlı olup halen onarım ve güçlendirme işlemi tamamlanmamış yaklaşık 400 bina bulunuyor. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü'nce 26 Şubat 2009'da, 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremleri sonrası tespit edilen orta hasarlı konut ve iş yerlerinin, onarım ve güçlendirme projelerinin yürürlükte bulunan genelge ve yönetmeliklere göre onarım, güçlendirme ile ilgili her türlü projelerini hazırlatabilmeleri, inşaat, iskan ruhsatını alabilmeleri ve onarımlarını yapabilmeleri için sürenin 31 Aralık'a uzatıldığı kaydedildi.

İl özel idare lojmanları da yıkılıyor

Depreminin ardından hasarlı olduğu tespit edilen Kocaeli Özel İdare Müdürlüğü'nün Körfez Mahallesi Atatürk Bulvarı'ndaki 7 katlı memur lojmanlarının ise yıkım işlemleri devam ediyor. Orta hasarlı olan, önce güçlendirilmesine daha sonra da yıkılmasına karar verilen lojmanların yıkımı için açılan ihaleyi kazanan firma, çalışmalarını hızla sürdürüyor.
Japonya'dan özel yıkım makinesi getirten firma, çevre güvenliğinin ardından yaklaşık 4500 metrekarelik alan üzerindeki lojmanları yıktırıyor.

Kalıcı iş yerlerinin büyük bölümü atıl

Marmara depremi sonrası iş yerleri yıkılanlar için Kocaeli'nde yaptırılan 2 bin 362 iş yerinden hak sahipleri tarafından teslim alınmayan iş yerlerinin büyük çoğunluğu harabeye döndü.

Marmara depremi sonrası iş yeri yıkılanlar için ilçe ve beldelerde 15 bölgede 40 blok halinde toplam 2 bin 362 iş yeri yaptırıldı. Bunlardan 1936'sı hak sahipleri tarafından teslim alındı, ancak yalnızca 50 dolayında iş yeri kullanılıyor. Çeşitli nedenlerle alınmayan toplam 426 iş yeri ise Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'ne devredildi.

Hak sahiplerinin şehir merkezine uzak olması ve işin niteliğine uygun olmaması nedeniyle tercih etmediği iş yerlerinde, aradan geçen 10 yılda yangın tüpleri, elektrik sayaçları, kapılar, kalorifer petekleri çalındı, camları kırılan, duvarlarına yazılar yazılan iş yerleri adeta harabeye döndü.

Körfez Güney Mahallesi sakinlerinden Resul Yıldırım, söz konusu iş yerlerinin adeta ''tinercilerin mekanı olduğunu'' ileri sürerek, yetkililerin bölgede yeterli tedbir alınmasını istedi. Yıldırım, ''Buraları devlet bir kuruma verebilirdi. Öğrenci kenti olan Kocaeli'nde bu binalar yurt yapılabilirdi. Ama maalesef trilyonlarca para boşa gitti. Hak sahibi olan esnaf da malına sahip çıkıp dükkan açmadı'' diye konuştu.

Yeniyalı Konut sakinlerinden Furkan Kurt ise iş merkezinin asansöründe bir kız çocuğuna ait ceset bile bulunduğunu anımsatarak, harabe durumdaki iş yerlerinin güvenlik açısından tehdit oluşturduğunu ileri sürdü.

Yalova

Marmara Depremi'nden en fazla etkilenen kentlerden biri olan Yalova'da geçen süre içinde yaralar sarılmaya çalışıldı.

Halen yıkılmayı bekleyen ağır hasarlı 4 binanın bulunduğu Yalova'da depremin ardından yapılan kalıcı konut bölgelerindeki doluluk oranının ise yüzde 70'ler seviyesinde olduğu bildirildi.

İl Kriz Merkezi verilerinden derlenen bilgiye göre, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde Yalova'da resmi rakamlara göre 2 bin 504 kişi hayatını kaybetti, 4 bin 505 kişi yaralandı.
Yalova'nın toplam konut stokunun yüzde 45'inin etkilendiği depremin ardından, kentteki 33 bin 708 konut ve iş yeri, çeşitli derecelerde hasar gördü.

En büyük tahribatın merkez Hacımehmet Ovası ve Bahçelievler Mahalleleri'nde yaşandığı depremde, özellikle Çiftlikköy ve Çınarcık ilçelerindeki tatil siteleri de büyük oranda etkilendi.

Deprem sonrası bin 252 kamu görevlisi başka illerdeki görevlere nakledilirken, depremin özellikle yazlık bölgelerde can ve mal kaybına yol açması, kentin önemli gelir kalemlerinden turizme, dolayısıyla ekonomik hayata darbe vurdu.

Depremde, mevcut elektrik, kanalizasyon ve içme suyu alt yapısının üçte ikisinin zarar gördüğü Yalova'da ağır hasar gören bin 676 bina yıkılarak, enkazı kaldırıldı.

Depremin ardından barınma ihtiyacı için yapılanlar

Deprem sonrası barınma sorunu ortaya çıkan Yalova'da ilk etapta 10 bölgede çadır kentler, daha sonra da 17 bölgede prefabrike konutlar kuruldu. 18 bin kişinin barındığı prefabrike binalar, uzun süre Yalova halkına hizmet verirken, 3 bölgede kalıcı konutlar yapıldı.

Bayındırlık ve İskan İl Müdürü Sebahattin Bilyay, deprem döneminde yapılan prefabrikelerin tamamının kaldırıldığını, sadece Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından yaptırılan 192 prefabrike konutun, çeşitli amaçlar için kullanıldığını belirtti.
Soğucak, Çalıca ve Subaşı bölgelerinde yapılan toplam 5 bin 476 konutun doluluk oranının yüzde 70'ler seviyesinde olduğunu kaydeden Bilyay, ''Soğucak'ta yüzde 95, Subaşı'nda yüzde 55, Çalıca'da ise yüzde 65 doluluk oranı yakaladık. Şu anda kalıcı konutlarımızda ciddi sorunlar yok. Kışın fırtına nedeniyle çatısı uçan ve zarar gören konutlar için de 18 Ağustos'ta ihale yaparak, konutları onaracağız'' diye konuştu.

Halen yıkılmayan ağır hasarlı binalar var

Sebahattin Bilyay, il merkezi ve Termal ilçesinde birer, Çiftlikköy ilçesinde ise 2 olmak üzere toplam 4 adet ağır hasarlı binanın ise depremin üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen ödenek bulunamadığı için yıkılamadığını belirtti.

Binalardan ikisinin dört katlı, birinin 3 katlı diğerinin ise tek katlı olduğunu kaydeden Bilyay, binaların bugüne kadar yıkılamamasında, bina sahiplerinin ağır hasar olmadığına dair açtıkları davaların da etkisi bulunduğuna dikkati çekti.

Enkaz toprakları üzerinde yaşam

Yalova'da deprem sonrası kaldırılan yaklaşık 300 bin metreküplük enkazın üzerine park yapıldı.

Peyzaj düzenlemeleri yapılarak rekreasyon alanları oluşturulan, çocuk parkları, oturma grupları, kafeteryalarıyla Yalovalıların nefes alma ve dinlenme mekanı haline gelen 65 dönümlük parkta, bir de Deprem Anıtı inşa edildi.

Depremde Yalova'da hayatını kaybeden kişilerin isimlerinin yazılı olduğu beton bloklar, iki oda halindeki fotoğraf sergisi ve 12 metrelik paslanmaz çelikten oluşan dikey bloktan oluşan anıt, depremin 10. yıl dönümünde de yurttaşların ilgisini çekmeye devam ediyor.

40 metre çapındaki dairesel bir alana kurulan anıt, geleceği ve yaşamı temsil ederken, 12 metrelik çelik blok da geceyi, gündüzü, yılın 12 ayını simgeliyor. Anıtta yer alan ve deprem döneminde çekilen fotoğraflardan oluşan sergi, belirli günlerde ve özel ziyaretlerde açılıyor.

Yalovalılar, depremde hayatını kaybedenlerin isimlerinin yazılı olduğu beton bloklara da özlemlerini, acılarını yansıtıyor. Kimileri aşklarını beton bloklar üzerinde çizgilerle ifade ederken, kimileri de yakınlarının isimlerini, belirgin olması için boyuyor. 17 Ağustos Parkı ise özellikle yaz günlerinde eğlenmek, dinlenmek, yürüyüş ve spor yapmak isteyenlerin öncelikli tercihlerinden birini oluşturuyor.

''Yaralar sarıldı"

Yalova Belediye Başkan Yardımcısı Murat Bozacı, deprem sonrası enkaz kaldırma çalışmalarının en hızlı yapıldığı ilin, Yalova olduğunu söyledi.

Bozacı, 10 yılın ardından yaraların sarıldığını ve olası felaketlere karşı gereken tedbirleri aldıklarını dile getirerek, ''Marmara Depremi, fiziksel olarak ilimizin tüm alt yapısını yitirmesine neden olmuştu. Depremden sonra Yalova'nın alt yapısı baştan yapıldı. Ciddi bir planlamayla yeniden yapılandık. Depremden sonra yeniden yapılanırken, insanların psikolojilerini düzeltmek için de çalışmalarımız oldu'' dedi.

Depremin ardından inşa edilen yapılarda, resmi kriterler dışında belirledikleri üst düzey kriterlerin uygulanmasını sağladıklarını ifade eden Bozacı, ''Bina katlarına dikkat edildi, inşaatlarda kullanılacak betonların kalitesi üst düzeyde tutuldu. Depremin ardından binalar, maksimum sağlamlıkta yapıldı. Türkiye'nin depreme en hazırlıklı ili Yalova'dır'' dedi.

Avrupa Birliği projesi Marmara Deprem Rehabilitasyon Programı (MERP) sayesinde, 5.5 milyon avroluk malzemenin Yalova'ya geldiğini kaydeden Bozacı, itfaiye aracından kompresörlü makaslara kadar birçok araç ve alete sahip olduklarını bildirdi.

Depremde ablasına ulaşamadı, dernek kurdu

Yalova'da Marmara Depremi sonrası çeşitli sivil toplum örgütleri de kuruldu.
Mahalle Afet Gönüllüleri ve K-77 Arama Kurtarma Derneği gibi örgütlenmeler, halkı deprem konusunda bilinçlendirirken, Yalovalı motosiklet tutkunları da ''Motorize Afet Timi''ni kurdu. Kısa adı MAT olan ve afet anlarında ulaşılması güç bölgelere motosikletlerle ulaşarak yardım götürmeyi hedefleyen derneğin başkanı Murat Türkuğur, Yalovalıların depremde en fazla sıkıntı çektiği konuların başında ulaşımın geldiğini söyledi.

Marmara Depremi'nde Gölcük'teki ablasının yanına gitmek istediğini ama kara yolunun tıkanması nedeniyle yürüyerek ablasına ulaşabildiğini anlatan Türkuğur, ''Bu olayın ardından, deprem sonrası yardım faaliyetlerinin ulaşmasında mevcut yolların yetersiz kaldığını ve en önemlisi araçların hiçbir işe yaramadığını gördüm. Bu zamanlarda motosiklet gibi araçlar büyük önem kazanıyor. Normal araçların ulaşamadığı noktalara, oluşturduğumuz timle her türlü yardımı götürebileceğiz'' diye konuştu.
Türkuğur, dernek üyelerinin ilk yardım gibi pek çok konuda eğitim alarak ''Biyonik adam'' haline geleceğini ifade ederek, ''Derneğimizde şu anda 10 üyemiz eğitim alıyor. Bu sayıyı biraz daha arttırıp, biyonik adamlardan oluşan bir tim haline geleceğiz. Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde de bu oluşumu sürdürmek istiyoruz'' dedi.

Sakarya'dan bin 662 konut onarılmayı bekliyor

Depremde, yaklaşık 4 bin kişinin hayatını kaybettiği Adapazarı'nda ağır hasarlı ve yıkılan 25 bin 538 konut ve 5 bin 89 iş yeri tespit edildi. 19 bin 952 daire de orta hasarlı olarak nitelendirildi. Depremden bu yana her 6 ayda bir onarım süresi uzatılan orta hasarlı 19 bin 952 daireden bin 662'si halen onarılmayı bekliyor.

Orta hasarlı binaların ruhsat ve proje işlemlerinin tamamlanması için Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca son gün olarak belirlenen 31 Aralık 2008 tarihi, binaların onarım ve güçlendirme işlemlerinin tamamlanması şartıyla, 31 Aralık 2009'a kadar uzatıldı. Bu süre içinde bin 662 orta hasarlı daireden 413 için onarım ruhsatı alındı.

Depremin ardından Yeni Yerleşim Bölgesi adıyla anılan Camili, Karaman ve Korucuk mahallelerinin sağlam zemininde depreme dayanıklı toplu konut alanları oluşturuldu. TOKİ ve yerel yönetimlerce bölgede yapılan konutlarda yaklaşık 80 bin kişi yaşıyor.

Pefabrike konutlar ve okullar

Depremden sonra yaptırılan 10 bin 379 prefabrike konuttan bugüne kadar 9 bin 910'u boşaltıldı. Halen 469 prefabrike konutta 3 bin kişi yaşıyor. Kullanım süreleri 5 yıl olarak belirlenen prefabrike yapıların boşaltılması için daha önce tanınan sürelere rağmen tahliyeler henüz tamamlanamadı.

Hasar gören okulların yerine 66 prefabrike okul yapıldı. Prefabrike okulların kalıcı binalara kavuşturulması için başlatılan çalışmalarda, 60 kalıcı okul binası inşa edildi. İki lise ve 4 ilköğretim okulundan oluşan toplam 6 prefabrike okulun ise 2010 yılı içinde kalıcı binalara kavuşturulması planlanıyor. Depremde ağır hasar gören Valilik binası yıkılarak yerine Kent Meydanı düzenlemesi yapıldı. Yenikent bölgesinde yapılan bu yıl hizmete giren Valilik Kampüsü'nde birçok kurum aynı çatı altında toplanmış oldu.

Kayıp aboneler

Öte yandan depremden sonra Sakarya ve Elektrik Dağıtım AŞ (SEDAŞ) ile Adapazarı Su ve Kanalizasyon İdaresi (ADASU) tarafından borcu bulunan 35 bin civarında aboneye ulaşılamadı.

10 yıl içinde yapılan çalışmalar kapsamında 15 bin aboneye ulaşabilen kurumlar, borçlarını tahsil etmeye çalışıyor. ADASU'nun adres belirsizliği nedeniyle ya da Sakarya'dan göç ettikleri tahmin edilen 20 bin yurttaştan 1 milyon 273 bin TL civarında alacağı bulunuyor.

Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, depremde kaybettikleri canları rahmetle andıklarını belirterek, binlerce canı kaybettikleri o acı geceyi unutmanın imkansız olduğunu ifade etti.

Deprem gerçeğini göz ardı etmeden şehri geleceğe taşımak için çalıştıklarını belirten Toçoğlu, şunları söyledi:
''Bizler afet odaklı yönetim anlayışıyla şehrimize kazandırdığımız her yeni eserin deprem durumunda halkımızın bir ihtiyacını karşılayacak şekilde tasarlanması için özel gayret sarf ediyoruz. Yaptığımız her işte, attığımız her adımda, depremi hiç unutmadan şehrimizi geleceğe hazırlamak için çalışmalarımızı aralıksız sürdüreceğiz. 17 Ağustos Sakarya için milattır, bir dönüm noktasıdır. Zor günümüzde bize yardım eden tüm gönül dostlarına teşekkür ediyoruz.''

''Depremden önce yapılan binalar elden geçirilmeli"

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Rektör Yardımcısı ve İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Sakarya'da yeni binaların, depreme dayanıklı yapıldığını, yönetmeliğe göre yapılan bu binalarda bir sorun olmadığını ancak depremden önce yapılan binalarla ilgili sorunun devam ettiğini kaydetti.

Marmara Depremi'nde en büyük hasarın yaşandığı Sakarya'da o dönemde 50 bin yapı stoku bulunan şehirde, depremden geriye çok bina kaldığını, yüzde 95'i ayakta olan bu binaların elden geçirilmesi gerektiğini söyleyen Elmas, şöyle konuştu:
''Adapazarı'nda asıl vahim olan ve hiçbir şey yapılmamış olan deprem yaşamış diğer binalardır. Diğer binalar statüsünde 50-60 bin binayı söylediğimizde insanlara çözümsüz bir problem gibi geliyor. Biz, bu sorunu acil statüsüne indirgiyoruz, çünkü bunlar 4,5,6 katlı binalar. Bunların hepsi Adapazarı'nda önemli bir sorun. Depremden bir ay sonra, bu binaların elden geçirilmesi gerektiğini söyledik, 10. yılda da aynı şeyi söylüyoruz. Çok katlı binaların yönetmeliğe uygun hale getirilmesi konusunda şu ana kadar bir adım atılmadı. Sadece 4-5 tane kamu binası kat alımı yoluyla uygun hale getirildi. Ama konutlar duruyor.''

Deprem görmüş illerin, depremi yaşama sıklığının 70-80 sene olduğunu, Sakarya'da ise 25-30 yılda bir deprem yaşandığını, yapıların ömrünün de buna göre değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Elmas, diğer yerlerde ömründe bir kez deprem gören binaların, Sakarya'da 3 kez deprem görme olasılığı bulunduğuna dikkat çekti.

Belediye, Valilik binası olmak üzere, kentin ana fonksiyonlarının depremde yıkıldığına dikkati çeken Elmas, deprem görmüş yapı stoku ile ilgili sorunun bir seferberlikle çözülebileceğini ifade etti.

-DAİRE BAŞINA SAĞLAMLAŞTIRMA BEDELİ 20 BİN TL-

Muhtemel bir depremde bir kişinin bile burnunun kanaması sorumluğundan hiç kimsenin kaçamayacağını söyleyen Elmas, deprem görmüş binaların mutlaka sağlamlaştırılması gerektiğini bildirdi.
Ortalama 100 bin TL değerindeki bir dairenin 20 bin TL harcanarak can kaybı olmayacak hale getirilebileceğini ileri süren Elmas, ''Adapazarı için birkaç şey önerdik. Bunlardan biri de kat eksiltilmesi. Kat eksiltmesini kentin zemin durumunu göze alarak söyledik. Çünkü temeller çok yüzeyde. Dolayısıyla 5-6 katlı binaların temelleri çok sağlam yapsanız bile, binaların bütün olarak yan yattığını görüyoruz. Can kaybı olmaz ama ekonomik boyutunu da düşünmek lazım. 3 kat bu konuda ideal bir kat düzeyi. Bu düzeylere indirilse, bu sorun çözülür. Bütün şehrin dinamikleri el ele verip, bu sorunları çözmeliyiz.''

Düzce'de 270 kişi hayatını kaybetti, 1157 kişi yaralandı"

Derin yaralar açan Marmara Depremi'nde Düzce'de en fazla can kaybı Merkez, Gölyaka, Cumayeri, Gümüşova ve Çilimli ilçelerinde meydana geldi. 270 kişinin hayatını kaybettiği depremde 685 kişi enkaz altından kurtarıldı, bin 157 kişi yaralandı.

Kentte ilk büyük sarsıntı ve ardından gelen artçı depremler sonucu birçok resmi ve özel kuruluş binası yıkılırken, önemli bir kısmı da ağır hasarlı hale geldi. Düzce Belediye binası, Düzce Devlet Hastanesi, Düzce Lisesi, Teknik Eğitim Fakültesi, Orman Fakültesi ve Tıp Fakültesi ağır hasarlı binalar arasında yer aldı.

Devlet Hastanesi'nin birçok bölümünün zarar görmesi nedeniyle acil sağlık hizmetleri hastane bahçesinde kurulan çadırlarda verildi. Enerji hatlarındaki ağır hasar nedeniyle de deprem sonrasında ilçe merkezleri ve köylere bir hafta elektrik verilemedi. İletişimin sağlanamaması hayatı daha da güçleştirdi.

Evleri yıkılan ve hasar görenler için Düzce'nin çeşitli kesimlerinde çadır kentler kuruldu. Altyapısı sağlanan, sağlık hizmeti verilen çadır kentlerde ayrıca polis karakolları oluşturuldu. Belirli merkezlerde kurulan çadır kentlerin yanı sıra yurttaşlar da kendi imkanları ile evlerinin yakınlarına kurdukları çadırlarda barındı.

Devam eden artçı sarsıntılar nedeniyle, evi sağlam olan yurttaşlar da uzun süre çadırlarda kalmayı tercih etti. Kısa süre sonra depremzede ailelerin geçici olarak barınmalarını sağlamak amacıyla prefabrike konutların yapımına geçildi. Biten konutlar hak sahiplerine kura ile dağıtıldı.

Bu arada kesin hasar tespit raporuna göre konutu yıkık ve orta hasarlı olanlara mal sahibi ya da kiracı olduğuna bakılmaksızın ayda 100 TL olmak üzere bir yıl süreyle geçici barınma yardımı yapıldı.

Kullanım süresi dolan prefabrikeler

Devam eden artçı sarsıntıların hayatı olumsuz etkilediği kentte, depremzedelerin daha iyi şartlarda barınabilmesi için prefabrike konutların yapımına geçildi. Üzerinden 10 yıl geçen ama acıları hala canlı olan depremin ardından birçok yurttaş devlet imkanlarıyla inşa edilen kalıcı konutlara yerleştirildi. Deprezelerin boşalttığı prefabrikeler ise depremzede olmayan ancak maddi durumu yetersiz yurttaşlara sıcak bir yuva oldu.

Kiremitocağı Mahalle Prefabrikeleri'nde maddi durumu yetersiz 120 kişi, Çay Mahallesi Prefabrikeleri'nde 48 kişi, Belçika Prefabrikeleri'nde ise 40 kişi yaşamaya devam diyor.
Düzce Vali Yardımcısı Ramazan Şahin, Düzce'de prefabrikelerde yaşamın sürdüğünü belirterek ''Prefabrikelerin ömrü ve kullanım süreleri dolmuş durumda. Bu prefabrikelerde maddi durumu iyi olmayan muhtaç kişiler kalıyor. Bu prefabrikeleri kaldırmak için çalışmalarımız sürüyor. TOKİ ile bir proje çalışmasını bitirdik. İlde bin kadar fakir ve mağdur aile için TOKİ konutları yapılması planlanıyor. TOKİ'den cevap bekliyoruz. Amacımız 100 TL taksitle vatandaşı 20 yılda ev sahibi yapmak'' dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler