Taşocağı alanının kapısında pembe tablo çizen Cengiz İnşaat, Karadeniz’i kahverengiye boyadı

İkizdere’de taşocağı alanından çıkan hafriyat kamyonunu takip ettik. Kamyonlar, yüklerini 40 km. uzaktaki sahilden denize boşalttı. İkizdere İşkencederesi'ndeki eşsiz doğayı katleden Cengiz Holding Karadeniz'i de kahverengiye boyadı.

Taşocağı alanının kapısında pembe tablo çizen Cengiz İnşaat, Karadeniz’i kahverengiye boyadı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.05.2021 - 02:00

İkizdere’de yurttaşlar doğa katliamını engellemek için direnirken, bakanlık ve Cengiz İnşaat alanda pembe tablolar çizmeyi sürdürüyor. Daha taşocağının yol çalışmaları sürerken şantiyeden 10 dakikada bir 5 kamyon çıkıyordu. Yaklaşık 30 tonluk hafriyatla dolu kamyonlar yüklerini Karadeniz’in sularına döktü. 

Foto muhabirimiz Kurtuluş Arı, Cumhuriyet TV kameramanımız İsmail Bayraktar ve ulaştırma görevlimiz Sinan Yıldız ile taşocağı alanından dolu bir kamyonun, hafriyatı nereye dökeceğini öğrenmek için araçla takip ettik. Taşocağının çıkışından itibaren yaklaşık 40 kilometre yol giden kamyon Trabzon’un Of ilçe sınırına gelmeden yolun sağ tarafında bulunan ve limanla alakası bulunmayan deniz kenarına girdi. Kamyon, hafriyatı denize döktü, alanda bulunan bir kepçe operatörü de ona yardım etti. Dökülen toprakla deniz çamura bulanırken sahada herhangi bir denetim olmaması ise dikkat çekti. 

‘BAKANLIK ALDATILIYOR YA DA ALDANMAK İSTİYOR’

Karadeniz’de yapılmak istenen birçok HES ve taşocağı ile hukuki mücadele yürüten avukat Yakup Okumuşoğlu, bölgenin vahametinin can yakıcı olduğunu anlattı. Okumuşoğlu, projenin birçok hukuksuzlukla dolu olduğunu belirterek “Burada yapılmak istenen taşocağı Cevizlik köyünün can ve mal güvenliği için risk oluşturuyor. Erzurum-Rize yolundan 2 dakikada bir ağır iş makinesi geçtiği için trafik oluşacak. Hiçbir kamyonda branda yok. Bunların gürültüsü zaten başka bir sorun. 2 dakikada bir kamyon gidip aynı anda dönecek. Ring oluşturacaklar” dedi. 

İyidere liman projesi için 2019 yılında alınan ÇED raporunun da hukuksuzluklarla dolu olduğunu söyleyen Okumuşoğlu, “ÇED, taahhütler sistemidir. Zarar oluşmadan önce oluşabilecek zararların tespitidir ve bu tespitlere yönelik önlemler alınır. Proje tanıtım dosyasında 31-35 ve 36. sayfada 3 farklı taahhüt var. ‘Liman projesi için taşocağı açmayacağız’ diyorlar. Taşı ‘gerçek ve tüzelkişilerden satın alma yoluyla edineceklerini’ belirtiyorlar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da buna istinaden taşocakları ile ilgili ÇED yoluna gitmiyor. Limanın ÇED’inde taşocağı olmadığı için alternatif bir yer bakıldığına dair bir bilgi de yok. Ama bakanın açıklamalarında ve proje tanıtımında 10 ayrı yerde alternatif araştırma yapıldığı belirtiliyor. Limanın ÇED’inden sonra taşocaklarını ÇED sürecine sokmadan yapabilmek için 25 hektar sınırının altında başvuru yapılarak ÇED gerekli değildir kararı alınıyor. Bu da hukukun arkasından dolanmaktır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da ya aldatılıyor ya da aldanmak istiyor” ifadelerini kullandı. 

HEYELANLAR ARTAR

TMMOB’ye bağlı Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Dursun Kahraman da bölgeye gelerek alanda incelemelerde bulundu. Direnişçilere destek veren Kahraman ve jeofizik mühendisi Osman Baş da yapılan çalışmaların gün geçtikçe daha fazla heyelana sebep olabileceği uyarısında bulundu. 

ÜÇ YIL SONRA ‘YEMYEŞİL’

Kamyonun boşaltma işlemi tamamlandıktan sonra köye döndüğümüzde ise direnişin ilk günlerinden itibaren köylülerin yanında yer alan avukat Yakup Okumuşoğlu ile karşılaştık. Kamyonların geçtiği yollarda yaşanan göçük de dikkatimizi çekerken şantiye kapısında taşocağını koruyan onlarca jandarma ile birlikte kapıda projenin bilgilerinin asılı olduğu tabelayı gördük. Rize Valiliği’nin ilçede 15 gün süreyle “pankart asmak”, “slogan atmak” ve “toplanma” gibi yasak kararına rağmen Cengiz İnşaat’ın üzerinde “Taşocağı işletme aşaması”, “3 yıl sonra”, “10 yıl sonra” yazılı grafikler içeren resimleri demir kapıya asması ise dikkat çekiciydi. Yalnızca 20 gün önce yemyeşil olan alanda arılar bulunurken şimdi toz bulutundan göz gözü görmüyordu.  

İKİZDERELİLERİ HEDEF ALDILAR

İkizdere köylüleri, Rizeli 11 Sivil Toplum Kuruluşu (STK) tarafından yayımlanan ortak bildiri ile hedef alındı. İktidara yakın medya eliyle servis edilen bildiride, “Benzer grupların ağacı bahane edip Gezi Parkı olaylarını başlattıkları ve çevreyi günlerce talan etmek sureti ile kalkışma içerisine girdikleri hepimizin malumudur. Taşın çıkarılması esnasında doğaya verilecek olan tahribatın taş çıkarma işi bittikten sonra giderileceği ve çevrenin eski haline getirileceği devletin en yetkili makamları tarafından taahhüt edilmiştir” denildi. 


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler