Taşra sıkıntısı: Bazıları için ölümcüldür
Edebiyatta böyle bir izlek vardır. Bazı yazarlar özellikle taşra sıkıntısını anlatmakla ünlüdür. Ne bileyim, Yusuf Atılgan taşra sıkıntısını anlatır, Sabahattin Ali taşra sıkıntısını anlatır. Bunu anlatan öyle çok yazar vardır ki. Pekiyi o zaman, taşra sıkıntısı nedir?
Bağlam dışında bakarsanız, bazı insanlara taşra ‘dar’ gelir. Taşra kimlere ve niçin dar gelsin? Bazı romanlarda bunu açıkça anlarız. Genelde roman kahramanı toplumsal baskıdan, özgür davranamamaktan bunalmakta, toplumun baskısını sürekli ağır bir yük şeklinde hissetmektedir.
Taşra sıkıntısı ölümcül bir sıkıntıdır. Taşrada yaşayan herkes bu sıkıntıyı duymaz, bazı insanlar taşraya uyum sağlar, mutlu mutlu yaşarlar. Taşra ancak bazı insanlar için sıkıcıdır. Niçin bazı kişiler için sıkıcıdır? Yaşar Kemal’in İnce Memed’de köy toplumu için kullandığı üç niteleme sözcüğünde bu sorunun yanıtı gizlidir sanki: Çünkü taşra hayatı ‘kapalı, baskıcı ve seçeneksiz’ bir hayattır.
Bu üç sözcük içinde en anlamlısı bence ‘seçeneksiz’ sözcüğüdür; ‘kapalı ve baskıcı’ toplum, bireylere seçenek tanıyan bir toplum değildir; tam tersine hiç seçenek tanımak istemeyen bir toplumdur. Toplumların gelişim tarihi aynı zamanda toplumsal seçeneklerin tarihidir de. Toplumsal seçeneklerin sayısının artmasına katkısı bulunmayan hiçbir gelişmeye gelişme denemez.
‘Seçenek’ açısından baktığınız zaman İstanbul Sözleşmesi’ni kadının koca dayağına ya da şiddetine karşı bir seçeneği olarak görürsünüz. O sözleşmeden çekilenleri de kadınlara kırk katırla kırk satır dışında bir seçenek bırakmamak isteyenler olarak. Bu işin özü budur. Vay efendim, ailenin bütünlüğüymüş, bizim geleneğimizmiş, gideneğimizmiş... Çocuk kandırmak için söylenen laflardır bunlar.
Cumhuriyet dönemine de seçenekler açısından bakın bakalım. Bizim için Cumhuriyet, vatandaşlarına neredeyse sayısız sayıda seçenek sunan bir rejimdir. Osmanlı toplumunda kadınların çok büyük çoğunluğu için, örneğin evlenmekle kapıda kalmış kız olmak dışında pek seçenek yoktu. Şimdi bir de Cumhuriyet Türkiye’sini düşünün: Evlenmekle kapıda kalmış kız olmak dışında kadınların ne çok seçeneği olduğunu görürsünüz. Hiç evlenmeyebilir ve kapıda kalmış kız olmayabilirler, eczacı olabilirler, mühendis, öğretmen olabilirler, isterlerse balerin, tiyatrocu, voleybolcu, arkeolog ya da yüzücü olabilirler.
Bunca seçeneğe sahip olmanın yanında sözüm ona Batı taklitçiliğiyle, yozlaşmayla falan suçlanmak, okyanusta boğulmak üzereyken bir tahta parçası bulan ve hemen ona yapışan insana o tahta parçası Fransız gemisinden düştü falan demek gibi komik ve saçma bir şeydir.
İnsan seçenek seven bir yaratıktır. Düşünsenize kaç ayakkabınız, kaç elbiseniz var? Giyinirken bile seçenek istiyorsunuz, şunu değil bunu giymeyi seçme olanağına sahip olmak istiyorsunuz. İnsanın seçeneği yoksa özgür iradesini kullanacağı yer de yoktur özgür iradesi de yoktur, yalnızca zorunlulukları vardır. Yalnızca zorunlulukları olmaktan kim hoşlanır?
Mustafa Kemal boşuna ‘Bu ülke şeyhler, müritler, mensuplar ülkesi olamaz’ demedi. Bu ülkenin özgür ve bağımsız ruhlu insanlar ülkesi olması ülküsü vardı kafasında. Özgür iradesini ve aklını şeyhe teslim etmeden mürit olabilir mi insan? Bu soruyu sorduktan sonra şu sorular da kendiliğinden akla gelmiyor mu: Özgür iradesini ve aklını birine teslim ettikten sonra insanın artık düşünme, herhangi bir şekilde seçme özgürlüğü olabilir mi? Dahası yaratıcı olma hakkı olabilir mi? Yaratıcı olma hakkı olmayan bir insan sanat yapabilir mi, bilim yapabilir mi? Sanat ve bilim yapamayan bir insan ... diyerek sorulara devam edebilirsiniz. Bu soruların hepsinin yanıtlarını biliyoruz çünkü Halep oradaysa arşın burada. Yönetim tarafından seçenekleri kısıtlanan hatta sıfırlanmak istenen insanların yaşadığı ülke, sıkıntı verici koca bir taşraya dönüşür.
Ama insanlar, daha önce söylediğim gibi, seçeneksizliği sevmez. Şu Covid salgınına bakın, salgın yüzünden insanların yaşama seçenekleri alabildiğine kısıtlanırken onlar eli kolu bağlı oturmuyor, aşı bulmaya çalışıyor ve buluyorlar. Bir araya gelmeden bir arada bir şey yapmak için internet ortamını çeşitli şekilde kullanmaya başlıyor ve seçenekler yaratıyorlar
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi