"Telefonu dinlenmeyen kimse yok"
HSYK Başkanvekili Metin Yandırmaz, yargıya güven endeksinin yüzde 20'ye düştüğünü açıkladı. Türkiye'nin en önde gelen problemlerinden birinin hukuk dışı dinlemeler olduğunu vurgulayan Yandırmaz, "Birçok yerde soruşturma yürütülüyor. Ayrıntı vermek istemiyorum, fakat rakamları duysanız inanın şok olursunuz" dedi.
Erzurum'da Adalet Akademisi tarafından düzenlenen seminere katılan HSYK Başkanvekili Metin Yandırmaz, yargıya güven endeksinin yüzde 20'ye düştüğünü açıkladı. Türkiye 'nin en önde gelen problemlerinden birinin hukuk dışı dinlemeler olduğunu vurgulayan Metin Yandırmaz, "Birçok yerde soruşturma yürütülüyor. Ayrıntı vermek istemiyorum, fakat rakamları duysanız inanın şok olursunuz" dedi.
Palandöken'deki Polat Renaissance Otelde Adalet Akademisi tarafından düzenlenen 'Mera, Yaylak ve Kışlak Davaları' eğitim seminerine HYSK Başkanvekili ve 3'üncü Daire Başkanı Metin Yandırmaz, Adalet Akademisi Başkanı Yılmaz Akçil, Vali Vekili Abdurrahman İçyer, Büyükşehir Belediye Başkanvekili Eyüp Tavlaşoğlu, Erzurum Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muammer Yaylalı, Başsavcı Ahmet
Çiçekli, Bölge İdare Mahkmesi Başkanı Mehmet Metin Kahraman, Adalet Komisyonu Başkanı Hüseyin Öztürk, Hüseyin Turgut Eğitim Merkezi Başkanı Hakim Ünal Bingül, Baro Başkanı Talat Göğebakan, hukuk hakimleri katıldı.
En çok oy alarak HSYK üyeliğine seçilen Metin Yandırmaz, mesleğe başladığında 6 yıl hakimlik yaptığını anımsattı. Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptığı dönemde, Ergenekon soruşturması kapsamında 2008 yılında İstanbul 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla hakkında dinleme, teknik takip ve takipsizlik kararı verilen Yandırmaz Türkiye'de yargıya güvenin düştüğünü bildirdi. Erzurumlu olduğunu anımsatan Metin Yandırmaz, yargıda iş yükünün çok fazla olduğuna dikkat çekti.
"YARGI, KENDİ SINIRLARI İÇERİSİNDE KALMALI"
İş yükü altında özveriyle çalışmalarına rağmen yargının töhmet altında olduğuna işaret eden Yandırmaz, şunları söyledi:
"Nasıl töhmet altında? 2010 yılında yargıya güven endeksi yüzde 65, bugün maalesef üzülerek söylüyorum yüzde 20 civarında. Peki bu kadar özverili çalışmaya rağmen neden bu güven endeksi düşük? Önce çözüm bulabilmek için bunun nedenlerini tespit etmemiz lazım. Bunda elbette siyaset mekanizmasının etkisi var. Bunu inkar etmemek lazım. Başka, medya. Yargı maalesef her gün manşetlerde. Tabi şöyle birşey var. Siz malzeme verirseniz medyanın aradığı da budur, manşetlerden inemezsiniz. Onun için medyanında bu güven endeksinin eksikliğinin düşüklüğünde etkisinin olduğunu düşünüyorum. Ama asıl önemli olan sebep maalesef içimizdeki bazı meslektaşlarımız. Yargı teşkilatı bir bütün. Birimizin yaptığı hata maalesef tüm teşkilata mal oluyor. Onun için yargının bu tür hatalardan uzak durması lazım. Nasıl mı? Çok basit bir örnek versem yeterli olur herhalde.
Telefon dinlemeleri.
Değerli meslektaşlarım bu salonda yaklaşık 100 kişiyiz. Aramızda son yıllarda telefonunun dinlenmediğini düşünen birisi var mı, merak ediyorum, yok. Çünkü dinlenmeyen de yok. Bakın yasal olmayan illegal dinlemeleri demiyorum ona zaten yapacak birşey yok. Ama yasal fakat hukuk dışı dinlemeler Türkiye'nin en önde gelen problemlerinden birisidir. Birçok yerde soruşturma yürütülüyor. Onun için bu konuda ayrıntı vermek istemiyorum. Fakat rakamları duysanız inanın şok olursunuz.
Bazı melektaşlarımızın maalesef kendi yetki alanını aşarak siyaseti dizayn görevine soyunması, bu da çok tehlikeli bir şey. Yargı, kesinlikle kendi sınırları içerisinde kalması lazım. 3 erk 'yasama, yürütme, yargı' demokrasinin işleyişi. Bu 3 erkin görevini kendi sınırları içerisinde ifa etmesine bağlı. Yargı eğer kendi görev alanı dışına çıkarsa, ortada bir sorun var demektir. Bu da güven endeksine yansıyan sebeplerden birisi. Peki ne yapmamız lazım? Bu güven endeksini nasıl artıracağız? Çok basit, yasalara uyacağız. Kendi görev alanı içinde kalacağız, görev alanımızın dışına çıkmayacağız. Vicdani kanaatimizi hukuka uygun şekilde kullanacağız."
" DÜNYA GÖRÜŞÜ NE OLURSA OLSUN YARGIDA BİRLİĞİN KAPISI HERKESE AÇIKTIR"
Hakim ve savcıların dünya görüşünü mesleğine yansıtmaması gerektiğini vurgulayan Metin Yandırmaz, "Eğer bir hakim bir savcı dünya görüşünü, mensubiyetini mesleğine kötü şekilde yansıtıyorsa ortada bir problem vardır. Yansıtmaması lazım. Aksi takdirde ne olur, bugünki gibi kaos olur. Siyaset mekanizması yargıya müdahele etmedikçe, güven endeksi yükselecektir. Bu da bizim sizlerin siyasete müdahele etmememizle gerçekleşecek bir şey. Biz kendi alanımızda kalırsak, siyasette kendi alanında kalır. 3'üncü Daire başlanlığına seçildim. Şu anda karara bağlanması beklenen 9 bin 167 şikayet evrakı var. Yargıda Birlik, ayrıştırma projesi değil.
Geçtiğimiz son birkaç ay içerisinde müthiş bir ayrışma yaşandı. Dünya görüşü ne olursa olsun Yargıda Birliğin kapısı herkese açıktır. 12 Ekim seçimi Türk yargısında bir milat olmuştur. Kimseyi ayrıştırmayacağız, tüm hakim savcıların kurulu olacağız. Herhangi bir zümrenin, grubun, siyasi görüşün kurulu olmayacağız. Evrensel hukuk ilkelerine uygun davranacağız. En önemli şey sizlerin bunun takipçisi olmanız. Örgütlü şekilde hareket ederseniz bizden hesap da sorabilirsiniz, bizim sözlerimizi yerine getirip getirmediğimizin de takipçisi olabilirsiniz" diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!