Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi üyelerinden Kemal Aydoğan: ‘Özel tiyatroları borç batağı bekliyor’

Koronavirüs salgını nedeniyle zor günler geçiren özel tiyatrolar bir araya gelerek Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi adı altında bir girişim başlattı. İnisiyatifte yer alan Moda Sahnesi’nin ortaklarından Kemal Aydoğan ile konuştuk.

Yayınlanma: 27.05.2020 - 14:59
Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi üyelerinden Kemal Aydoğan: ‘Özel tiyatroları borç batağı bekliyor’
Abone Ol google-news

Moda Sahnesi’nin kurucu ortaklarından ve yönetmen Kemal Aydoğan koronavirüs salgını başladıktan sonra kapanmak zorunda kalan özel tiyatroların devlet desteği olmadan kolay kolay kendilerini toparlayamayacağı görüşünde. Shakespeare’in ölümsüz eseri “Kral Lear”den örnek veren Aydoğan özel tiyatroları Gloucester Kontu’nun gayr-i meşru çocuğu Piç Edmund’a benzetiyor ve acilen destek beklediklerini açıklıyor.

Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi kimler tarafından kuruldu ve daha da önemlisi neden kuruldu?

Ödenekli Tiyatroların (devlet ve şehir tiyatroları) dışında kalan yaklaşık 400 kadar değişik tiyatro kuruluşunun katılımıyla kuruldu. İlk hareket noktası 2000 imzacı ile yola çıkan Yaşasın Tiyatromuz imza kampanyası oldu. Özel Tiyatro temsilcilerinden 2000 oyuncu, tasarımcı, sanatçı, emekçi ve tiyatro bir araya gelip bu imza kampanyasını başlatmıştı. Pandemiyle birlikte kapatılan tiyatrolar bir krizin içine düştüler. Bu krizin olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için ödenekli tiyatroların dışında kalan tiyatroların tiyatro yapma koşullarının “düzenlenmesi” amacıyla bir araya geldiler.

EN SON TİYATROLAR AÇILACAK 

Koronavirüs salgını sırasında en çok etkilenen sanat dalı tiyatro oldu muhtemelen. Bu noktada kurulan inisiyatifin talepleri neler?

Tiyatrolar ilk kapanan yerler arasındaydı. Büyük olasılıkla en son açılan yerler arasında olacaklar. Ödenekli tiyatrolar dışında kalan tiyatroların “güvenceden yoksun” hayatları tüm çıplaklığıyla gün yüzüne çıkmış oldu. Şunlar ilk etapta talep ediliyor:

1. Ödenekli tiyatroların dışında kalan tiyatroların kdv, gelir vergisi, stopaj vergilerinden muaf tutulması.

2. Elektrik, su, doğalgaz gibi giderlerin ocak 2021 tarihine kadar dondurulması. Sonrasında da indirimli olarak tiyatrolara sağlanması

3. 2021 ocak ayına kadar salonu olan özel tiyatroların kira bedellerinin devlet destekleriyle sağlanması.

4. Özel tiyatrolarda çalışan personellerin sgk primlerinin ödenmesini 2021 ocak ayına kadar devlet gerekli kurumlarının üstlenmesi.

5. Tiyatro oyuncu ve emekçilerinin asgari yaşam koşullarının maddi olarak sağlanması.

6. Kültür bakanlığının özel tiyatrolara devlet desteği yönetmeliğinin şartlara uygun olarak düzenlenmesi. (kültür bakanlığı bu konuda bazı olumlu düzenlemeler yaptı son dönemde)

7 .Zaman kaybetmeden ödenekli tiyatroların dışında kalan tiyatroların faaliyetlerini düzenlemek üzere bir tiyatro yasası yapılmalı. Özel tiyatroların üzerinden “ticari” kuruluş yaftası çıkarılmalı, “özel sanat kuruluşu” tanımı oluşturulmalı.

BAKANLIĞIN SESSİZLİĞİ DEVAM EDİYOR

Taleplerin muhatabı kim ve sizin belirlediğiniz bir zamanlama var mı? Yani ne zamana kadar bu talepler karşılanmalı ve karşılanmadığı takdirde kademeli olarak tiyatroları bekleyen tehlikeler neler?

Taleplerin ilk muhatabı Kültür ve turizm Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı. Bu iki Bakanlığın ilgi alanında belirtilen taleplerin yerine getirilmesi. İlk beş maddenin şu ana kadar karşılanması gerekirdi. Karşılanacağına dair sessizlik ve de belirsizlik devam ediyor. Öncelikle çok zor günler bekliyor. Büyük bir borç batağı ile karşı karşıya kalacak tiyatrolar düzenlemeler yapılmazsa. Sezon açıldığında salonlara seyircinin girip girmeyeceği, girse bile hangi koşullarda kaç seyircinin gireceği bugün için muamma. Pandemi sağlık koşullarına uyulması halinde salon kapasitelerinin 1/3 oranında seyirci girecek salonlara. Bu seyirci sayısı ile tiyatroların masraflarını karşılamaları mümkün değil. Ödenekli tiyatro dışında kalan tiyatroları hazin bir sonun beklediğini söylersek “kıyamet tellallığı” yapmış olmayız.

Bu inisyatife katılmayan tiyatrolar, karşı çıkan ya da başka sebeplerle dışarıda kalan topluluklar oldu mu?

Katılmayan tiyatrocular ve topluluklar oldu. Başka tiyatro örgütlenmeleri içinde faaliyetlerini sürdüren tiyatrolardan ve tiyatroculardan imza kampanyasına katılıp inisiyatif çalışmalarına yoğun çalışma koşulları nedeniyle katılmayanlar oldu.

ÖDENEKLİ TİYATROLARIN RİSKİ YOK

Bu aşamada özel tiyatrolarla ödenekli tiyatrolar arasında ne gibi farklar var?

İki tiyatro dünyasındaki fark “benzemezliklerinin” çokluğu nedeniyle inanılmaz bir durum arz ediyor. Tiyatrocuların anlayacağı Kral Lear’dan bir örnekle açıklayayım: Biri Edgar ise diğeri piç Edmund. Mesela ödenekli tiyatroların hiçbiri bu inisiyatifte değil. Çünkü onları tehdit eden bir risk doğmadı bu pandemi koşullarından. Onların arkasındaki devlet desteği çalışmalarını ya da ayakta kalmak için çabalamalarını gerektirmiyor. Salonları kirayı ödeyememe tehdidi altında kapanmayı beklemiyor. Tüm ekipmanları olduğu gibi duruyor. Tüm personelin maaşları ve sosyal güvenlikleri devam ediyor. Tüm ödenekli tiyatrolara bütçeden ayrılan pay kasalarda duruyor. Tiyatro yapamamanın üzüntüsü, oyun oynayamamanın kederi dışında onları tehdit eden mesleki bir yoksunluk yok. Oysa diğer tiyatrolar için durum çok sert yaşanıyor. Kirasını ödeyemeyen, kursağına ekmek girmeyen oyuncu, sanatçı ve emekçi ile dolu ödenekli tiyatro dışında kalan tiyatro ortamı. 



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler