Travma geçiren kedi ve köpeklere fizyoterapi

Prof. Dr. Özer, yaptığı açıklamada, Türkiye'de ilk ve tek olma özelliğini taşıyan İÜ Veteriner Fakültesi Cerrahi Ana Bilim Dalı bünyesindeki, Fizyoterapi Ünitesinin 27 Mayıs 2010 tarihinden itibaren travma geçiren evcil hayvanların tedavisine yardımcı olduğunu belirtti.
Fizyoterapinin, hareket yetersizliğine yol açan yaralanmalar, hastalıklar ve ağrılı durumlar sonrasında fonksiyonel durumun en üst seviyeye getirilmesi için özel tedavi yaklaşımlarının uygulandığı bir bilim dalı olduğunu dile getiren Özer, zaman içinde geliştirilip hayvanlar üzerinde de fayda gösterdiğini kaydetti.

Veteriner hekimlik alanında ilk kez fizyoterapinin 1978 yılında Ohio State Üniversitesinde köpekler üzerinde kullanılamaya başlandığını, ardından da önce ABD'de sonra Avrupa ülkelerinde uygulandığını ifade eden Özer, bazı özel alet ve cihazların veterinerliğe uyarlanmasıyla daha geniş bir tedavi alanına sahip olunduğunu anlattı. Özer, fizyoterapi ünitesinde, yürüme bandı, İsveç topu egzersizleri, TENS ve ultrasonterapi uygulamalarının yapılabilmesi için gerekli alet ve cihazların yanı sıra, ısısı ve yüksekliği ayarlanabilir su ile doldurulmuş bir havuz içerisinde hastaların ayakta durma, yürüme, koşma ve yüzme gibi hareketleri yapabilecekleri ve dünyanın sayılı yerlerinde bulunan su altı yürüme bandının da bulunduğunu söyleyerek, bu cihazların Avrupa standartlarında olduğunu bildirdi.

Hayvan sahiplerine öneriler

Hastaya bağlı olarak değişiklik gösteren iyileşme sürecinin 15 dakika ile 1 saat arasında değişen seanslarla, ortalama 2-3 hafta sürdüğünü ifade eden Özer, 25 personelle hafta içi her gün hizmet verdiklerini, bu yöntemin diğer kliniklerden de ilgi gördüğünü söyledi.
Bu çalışmaların henüz başlangıç olduğunu, daha da ileri aşamalara ulaşmak için uğraştıklarını belirten Özer, fizyoterapi gören kedi ya da köpek sahiplerine önerilerde bulunarak şunları kaydetti:

''Yüksekten düşme, trafik kazaları gibi nedenlerle travma geçiren kedi ve köpekler masaj, aktif ve pasif egzersizler, yürüme bandı, İsveç topu gibi egzersizlerin uygulanmasıyla 2-3 hafta gibi kısa bir sürede tedavi edilebiliyor. Fizyoterapi gören hastanın kilosu sürekli kontrol altında tutulmalı ve kilo fazlası olan hastalar için önerdiğimiz diyetler hasta sahibi tarafından özenle uygulanmalıdır. Bunun dışında, fizyoterapi seanslarına hiç aksama olmaksızın katılmaları çok önemlidir. Hasta sahiplerinin tedavi süresince gösterecekleri ilgi, gayret ve sabır, tedavinin başarısına önemli oranda katkı sağlamaktadır.''