Türkel Minibaş son yolculuğuna uğurlandı
Tedavi gördüğü hastanede vefat eden Cumhuriyet yazarı, bilim insanı, sivil toplum aktivisti, İÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Türkel Minibaş için üniversitede ve Fatih Camisi'nde tören düzenlendi. Törenlere, ailesinin ve yakınlarının yanı sıra Cumhuriyet Gazetesi'ndeki ve üniversitedeki çalışma arkadaşları, öğrencileri ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı.
Mide kanseri tedavisi gören 56 yaşındaki Prof. Dr. Türkel Minibaş için ilk tören Beyazıt'taki İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nde düzenlendi. Törende, Minibaş'ın annesi Nurten Minibaş ile kardeşi Ali Minibaş'ın eşi Yüksel Minibaş taziyeleri kabul etti. Rektör Prof. Dr. Yunus Söylet'in yurtdışında olduğu için törene katılamadığı belirtildi.
Törende bir konuşma yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gökçen, iyi bir dostu, bilim insanını ve toplum uzmanını kaybetmenin acısını yaşadıklarını belirterek, Minibaş'ın gerçekten nadir yetişebilecek, yeri doldurulamayacak bir şahsiyet olduğunu söyledi.
"Topluma çok şey verdi, ama kendi sıhhatini kaybetti"
Gökçen, ''Sıhhatini ihmal edecek kadar toplumsal konularla uğraştı. Uğraşıları sonucunda topluma çok şey verdi, ama kendi sıhhatini kaybetti. Yerinin hiçbir zaman doldurulması mümkün değil. Hem eserleriyle hem öğrencileriyle iyi bir bilim insanıydı'' dedi. Gökçen, akademik hayatında çalışma arkadaşlarıyla öğrencileriyle çok iyi ilişkiler kurduğunu dile getirerek, ''İstanbul Üniversitesi olarak bu kaybın ne kadar önemli olduğunu ve yeri doldurulamaz olduğunu gayet iyi biliyoruz'' diye konuştu.
Beyazıt'taki İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nde düzenlenen törende, Minibaş'ın annesi Nurten Minibaş ile kardeşi Ali Minibaş'ın eşi Yüksel Minibaş taziyeleri kabul etti.
"Yorulmaz bir kişilk"
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan da, ''yorulmaz kişiliği, çalışkanlığı ve yaratıcılığıyla'' iyi bir dernek üyesi olan Minibaş ile 15 yıldır omuz omuza çalıştıklarını söyledi. Saylan, düşüncelerini şöyle dile getirdi:
''Türkiye Cumhuriyeti'nde insanlar öldürülüyor, Türkiye Cumhuriyeti'nde insanlar göçüp gidiyorlar. Ama bize bir de kader vurdu böylece, kaderse eğer... Ve biz bunun acısını ve öfkesini yaşıyoruz. Bugün çok öfkeliyim gerçekten. Bu kadar verimli bir insanı bu çağında bizden kim aldı, nasıl aldı, neden aldı? İnanmak mümkün değil. Çok yaşlı vaziyete kadar gelen insanlarımız dururken, 56 yaşında bu genç insanı, bu beyniyle bu becerileriyle yüreğiyle bu öncülüğüyle almakta hiçbir haklılık görmüyorum gerçekten. Ama ne yapalım, o gitti. Onun sevgili anısı hep içimizde yaşayacak.''
Türkan Saylan, Minibaş'ın dik duruşu, namusu, düzeni, bilimsel yaklaşımı, uzlaştırıcı kişiliği, güler yüzüyle her zaman insanlara örnek olması ve güç katması gerektiğini ifade ederek, ''Onu hiçbir zaman unutmayacağız, ışıklar içinde yatsın'' dedi.
"Minibaş değil, büyükbaş"
İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Kargül de duygularını şöyle ifade etti:
''Bana göre Minibaş değil, büyükbaş. Yaşantısında da bunu ispat etmiştir. Büyükbaş olabilmek için önce kimsenin kulu olmadan yaşamayı başarmak gerekir. Gözü, gönlü tok olmak gerekmektedir, tüm canlılara ön yargısız olarak hep hoşgörülü olmak gerekmektedir, hayatı, insanlığı, bilimi ve gerçekleri yalın, çıplak bir gözle görebilmek gerekmektedir ve inandıklarını haykırarak korkmadan söylemek gerekmektedir. Mevlana'nın dediği gibi, toprak ana kadar mütevazi olmak gerekmektedir. Sebep-sonuç ilişkilerini sorgularken güneş gibi her yeri aydınlatmak gerekmektedir. Nihayet herkesi, her şeyi cömertçe sevmek ve kucaklamak demektir. Bu hasletler Türkel Minibaş hocamızda tümüyle vardı. Hepsine sahipti. Onu genç yaşında kaybettik. Bir söz vardır, ağaçlar ayakta ölür diye, bence o da ayakta öldü.''
Erol Manisalı: Farklı bir insandı, çalışkandı
Prof. Dr. Erol Manisalı da Minibaş'ı 30 yılı aşkın süredir tanıdığını belirterek, öğrencileri tarafından sevilen bir hoca olduğunu, bunun da aslında başlı başına önemli bir gösterge teşkil ettiğini anlattı. Toplumsal olaylara bir değil, 10-20-30 bilim insanının katkısı kadar katkıda bulunduğunu ifade eden Manisalı, ''Farklı bir insandı, çalışkandı. 1-2 ay önce doktora jürisinde birlikte olduk. Hasta ve yorgun olduğu halde katıldı'' dedi.
Prof. Dr. Erdoğan Alkin de ''Vakitsiz kayıp insanın canını acıtıyor. Türkel, ailesinin, öğrencilerinin sevgilisiydi. Öğrenciler hep bizi ıskalar, ona çiçek ve çikolata verirdi. Biz de kıskanırdık'' diye konuştu. Törende son olarak Prof. Dr. Türkel Minibaş'ın asistanları söz aldı.
Prof. Dr. Minibaş'ın cenazesi, Beyazıt'taki İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nde düzenlenen törenin ardından Fatih Camisi'ne getirildi. Törende, Minibaş için öğle namazının ardından cenaze namazı kılındı. Törene, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi ile Cumhuriyet Gazetesi adına çelenk gönderildi.
Türkel Minibaş'ın Türk bayrağına sarılı naaşı, alkışlar eşliğinde cenaze arabasına taşındı. Minibaş, yarın Ayvalık'ın Cunda Adası'nda toprağa verilecek.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti